Denzi

13 1 0
                                    

Denzi'nin evi yeşilliklerle dolu bir yerlerde idi. Eski püskü olması Denzi'yi rahatsız etmezdi. Kapı kırılmış gibi gözüküyordu. Denzi kapıdan geçerken bunu düşünmeden edemezdi. Ama babasına ses çıkarırsa ne olacağını bilirdi. Koltukları yoktu. Yere yumuşak bir şey koyarlar ve genelde öyle otururlardı. Denzi köy çocuğu değildi ama. Denzi bir gün yemekte ailesine baktı. Onların ne kadar mutsuz oldukları yüzlerinden okunuyordu. Denzi düşündü. Ama düşünceleri kilitlenmiş gibiydi. Denzi yemeğini yemeden yavaşça kalktı. Babasının bu duruma öfke ile bakacağını biliyordu. Hızlıca yukarı kata doğru çıktı. Yukarı katın çökme tehlikesinden dolayı kimse çıkmazdı. Denzi çıktığında bir yerlere tutunmaya çalışsa da bu yerin çökeceğini düşündü. Babası sinirle " Denzi" diye bağırıyordu.  Annesi hemen yanına baktı. Evden tozlar geliyordu. Denzi evin çökeceğini anladı. Hemen pencereden atlamaya koyuldu. Pencereden sığdığını anladığı an hemen pencereden kaçmaya başladı. Pencereden atlarken hiç bir şey hissetmedi. Sanki uyumak gibiydi.elimde mavimsi şey parlıyordu ama neden parladığını bilmiyordu...
...
Rylan , Selma'ya ciddiye alması gereken bir şey olmadığını vurguluyordu tekrardan. Böyle şeyler olur lisede diyordu. Selma Türkçeyi ülkeye geri kazandırmak istediğini söylüyordu:"Biz unuttuk, değer vermedik, kapıldık." Rylan sadece ona bakıyordu. Anlıyor muydu onu bilinmezdi. Rylan hemen ayağa kalktı ve Selma da kalktı. Derslerine gitmeleri gerekiyordu...
...
Derste İngilizce konuşuluyordu. Türkçe bilmek bu dönemlerde marifetti. Selma anladığını deftere Türkçe yazmaya çalışırdı. Araya kelimeler sokmak istemezdi yabancı. Rylan İngilizceyi seviyordu...Annesi Serenay'ın kayıtlarını okumak istediğini söylerdi. Çünkü onlardan önce Türkçe varmış. Selma'ya teklif etmeye gittiğinde Selma sevinçle kabul etti. Türkçe bir şeyler izleyeceklerdi...
...
Annesinin ne kadar da güzel durduğunu farketti Rylan. Saçlarından tut vücudu da güzeldi. Uzun boyluydu. Annesine çekmişti çoğu yönü. Serenay ödülü alırken İngilizce konuşuyor onun dışında Türkçe kullanıyordu. Annesinin zorlandığını hissediyordu Selma. Sanki İngilizce ona zorla kullandırılıyordu. Bu barbarcaydı. Selma televizyonu kumandayla kapattı. Rylan hiç bir tepki vermedi. Aynı bu videoyu ne zaman izlerse izlesin hep aynı tepki veriyordu hep aynı yüz ifadeleri. Selma dudağının titrediğini hissetti.  Elleriyle destek alarak ayağa kalktı ve etraf masmavi olmuştu. Rylan hiçbir şey göremiyordu. " Selma , nedir bu?" Selma ortalıkta yoktu. Onun yerine küçük gözlüklü ve selmaya benzeyen bir kız vardı. Gözlerindeki grilik Rylan'da korku uyandırıyordu. Koyu gri gözleri vardı bu kızın. " DİE RYLAN ,LİKE OUR LANGUAGE." derken o kadar kızgın bakıyordu ki kaçmak zorunda hissetti Rylan. Ama etraf sadece mavilik idi .  Rylan zıplayarak kaçmaya çalışıyordu. Maviler kırmızı olmaya başlıyordu. Rylan cebinden küçük bir dişe benzeyen bıçak çıkardı. " Look at me kid. I will not kill you." Çocuğun kahkaha sesleri Rylan'ın kulağına kadar geldi. " YOU CAN KİLL ME BUT..."  Durakladı çocuk. Gözlerinde göz bebeği yoktu. Kırmızı ışıklar saçılıyordu. Başını eğdi." YOU" nefesi daralmıştı. Kırmızılıklar gidiyor, kendine geliyordu. Rylan dünyaya döndüğünde Selma yoktu. Televizyonda annesi ona bakıp gülüyordu. Bu daha önce olmamıştı. Böyle bir sahne yoktu. Selma bir şeyler değiştirmiş olmalıydı. Ama ne değiştirdi. Ellerine baktı. Kolunda 1/2 yazıyordu. Kolunda neden yazıyordu diye düşünmeden kolunu salladı ama nafile. 1/2...
...

Devam etmesi dileğiyle...

DENZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin