"Sanmasınlar korkumuzdan böyle... Biz gidince kalır mısın sanki. Dursun artık bu deli zaman..."
Korkuyordu. Bu güzel solgun yüzü daha da soldurmaktan Korkuyordu. Ona eskisi bakmak ve dokunmayacağını bilmek kafayı yedirtiyordu, tüm bu duvarları yıkma isteğini uyandırıyordu. Dünyayı dar etmek istiyordu herkesin. Bir tek kalbinde sakladığı hatırasına. Kalbindeki kadının kokusu burun direkleri sızlıyordu. Ve hatta lânet olası özlemle içi kavruluyordu. Dönmek istiyordu. Yeniden sevgiyle harmanlaşan kalbi buna izin veriyordu.
Oysa dönme fikri korkunç geliyordu. Bunu Devrim'e yapamazdı. Ona yasaktı, haramdı, tutsak olduğu gözlere yeniden kavuşur muydu meçhuldu. Ona nasıl kıydığı anılar aklına geldiği zaman delirecek gibiydi. Bir insanın duygularını körelmesi çok zordu. Bir daha karşısına çıkacak cesareti var mıydı yüzüne bakıp ben geldim nasıl söylerdi. Affeder miydi sevdiği. Yeniden kollarının arasına alıp cennet kokusunu içine çekse, dudaklarını saçlarına mühürlese. Bu yürek yangını geçmeyecek miydi?
Aklındaki sorularla çelişkili içerisindeydi. Mecbur kalmasaydı sevdasını bırakır mıydı? Dayanır mıydı hasret matemini çeker miydi buruk gülümsemeyle özlemi dinmeyecek. Buram buram canı yanıyordu.
İllett olası hastalığından dolayı sevgilisini bırakmak zorunda kalmıştı. Onunda canı yansın istemez iken daha zorlaştırmıştı. Dolan gözlerine, kokusuna meyş, gönlünün vermişti deniz gözlü kadınına...
Ani öfkesiyle ellerini kafasını doğru götürüp başını vurmaya çalıştı....
___Nasıl....
___ Nasıl....
___ Nasıl....
Nasıl böyle bir kötülük yapmıştı. Nasıl bir kadının kalbini kırabilmişti. Böylesini güzel seven kalbi paramparça edivermişti... Bu aşk onlara mubah mıydı. Kim bilir yokluğunda nelerle savaştığını, nasıl dayandığını bilemeyecekti. Hatta HZ. MEVLÂNÂ'NIN " Bir kalbi kırmak, bin kabeyi yıkmak." Sözünü bilmesine rağmen ağzından zehirli kelimeler bir kere çıkmıştı.
Hangimiz kara sevdaya tutunmak için yaşamadık ki...
İnanınışına göre ona yeniden kavuşacağı zamanını bekliyordu. Kendisini bir bomba olarak görüyordu. Ne hissettiğini bilmez hâlde yanlarına gittiğinde patlayacak ve onları da kendisiyle birlikte ziyan edecekti. Oysa şu anda zaten harabeye benzemiyor muydu. Kendi elleriyle bir hayatı yıkmamış mıydı. Uykusuz gecelerini kaç kere heba eden kendisi değil midir. Neydi onu böylesine deli eden. Yaptıklarının cezasını fazlasıyla çekiyordu. Zaten acının ta kendisiydi. O an bir deli cesareti geldi ellerini başından çekip gözlerinin dolduğunu hissetti.
" Buna hazır mısın Mehmet Efe Kırşan?" Dedi kendi kendine mırıldanarak. " Aynı anda hem pili çekilmiş bir bomba hem de koruyucu zırh olabilir misin?.
O sırada hastanenin odasındaki kapı çaldı.
Efe'nin " Gel!" diyen donuk sesiyle. İçeriye kısa boylu bir genç hemşire elindeki kartla girdi. Mehmet'i ağlarken buldu. Ona kaşları kalkık bir şekilde bakarken Mehmet Efe başını kaldırıp kimin geldiğine baktı.
" Kemoterapiye girmemiz gerekiyor." Dedi genç hemşire. Efe ağır ağır başını sallayarak ayağa kalkıp yatağın başucunda duran tekerlekli sandalyeye oturmuştu.
Belki iyileşmeyecekti. Belki ölümüne az kalmıştı. Gözlerini kapatıp gözyaşları aci içinde yanaklarına doğru düşüyordu. İçindeki acının mürekkep yaşadığı acının esaretiydi. Ayrılık sevdaya dahi diyen şairlerin söylediği kelimeler gerçek miydi?
Kalbi bir kez onu görme arzusuyla yanıyordu. Keşke dedi keşke mektup gibi zırvalıkları, ona söylediği yalanları bu kadar derinden yaralamasaydı. Hastalığını söyleseydi daha mı iyi olurdu kara kara düşünüyordu. Çoktan bu savaşı kaybetmişti.
Ne diyordu Oğuz Atay " Bir yerden sevmeye devam edebilir miydim? Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildir..."
Bazı aşklar yarım kalmalıydı. Belkide böyle olması onlar için hayırlısıdır. Önünde yürüyen koskoca anılar ve maziler geride kalmıştı...
Oy Ve Yorum Yapmayı Unutmayınız.
Allaha Emanetsiniz💜
O güzel kalbiniz hep çiçekler açsın...
Dua ile selamla kalınız....
İnstagram hesabı @senanlatsevdam
@meyranin_kitaplariAllaha ısmarladık ..... benimle bu yolculuğa başlayan ve hep desteğini benden eksik etmeyen herkese şükranlarımı sunarım sağlıcakla kalın. Huzurla ve sevgiyle gönül bağlarını koparmayalım....
Kitabımın ikinci bölümü 12.08.2023
Cumartesiye az kaldı...
Sizlerden ricam kitabıma bir şans verip okur musunuz teşekkür ederim okuyan herkesin gözlerine sağlık....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN ANLAT SEVDAM
ChickLitŞarkılar yalan söylüyormuş Mehmet, kimse kimseyi öldürmüyormuş sevdadan... Şayet öyle olsaydı girmez miydim benim için kazdığın mezara...? Düşmez miydim o dipsiz çukurlara, karanlık kör kuyulara..... Şiirlerde yalan söylüyormuş Mehmet, düşülmü...