Yeni bir kitapla karşınızdayım merhabalar efenim.. Tasarım ve kesitlerle baş başa bırakıyorum sizleri.
CEHENNEMİNDEN ALACAKLIYIM D_Ksevgi
KESİTLER
LEZÂ...
Anne rahminden düşüp dudaklarından sarkıttığı nefese kadar acıya bulanmış küçük kız.
Daha büyük bir nefretin içinde, altında ağ olmadan ölümün ipinde yürümeler döneminden gelen sarsıntıda ki cehennemdi.
Onun ruhu soğuk cehennemdeydi. Soğukluk o kadar şiddetliydi ki, ruhunun çatlaklarından irinli su akıyordu.
Alya, babasının ve abisinin karanlık gölgesi altında acılarıyla hayata tutunan, çoğu duygudan eksik ve yoksun büyüyordu. Zihninde dalları kırık ağacın, kendi yaşadığı katran barındıran topraklara pençelerini geçirip dipsiz karanlığa uzanan bir aşkın ve tüm acıların mayınlı yollarından geçerken geçmişin ona getirdiklerinden bihaberdi.
Sirat köprüsünün kanlı, ince çizgilerinde çıplak ayaklarıyla cehennemine yürüyen mekanizmada, cehenneme düşmeden iri ve kemikli parmaklarıyla belinden sıkıca sarmalayan, zihin mezarında çürük ceset, ölü ruhlar gömen bir katil.
"Söylesene prenses hangisi daha zor, Bir cennette ki mutsuz olmak mı, bir cehennemdeki mutlu olmak mı?"
Kirpiklerinden parlayan yaşlarla ve korkudan titreyen bedeniyle o kadar güçsüz ve savunmasız görünüyordu ki, genç adam ona hissettirdiği tüm acıların tadını damağına zevkle sürüyordu. Kadının kalbine saldıran cümleler ağır ve kızgın bir demire dönüşüp durmadan saplanmıştı ve geçmişte yaşadığı acıları şimdiki çektiği acıların yanına az gelirdi. O zaman ölseydi şimdiki gibi ruhu sancılanmazdı. "Hayır! Lütfen Yusuf yapma. Kızına dokunma! Kabul et artık, o senin kı-"
Henüz yelkovan hareket etmeden Yusuf Arslan bıçağın ince ve keskin ucunu kadının göğsüne soktu, kan büyük bir hızla onun yüzüne sıçradı ve Yusuf Arslan'ın elleriyle üstünü ıslattı. Kadının cümlesi ağzının içine tıkandı, gözleri büyük bir hızla irileşti ve boğazından kopan kısık bir inilti Alya'nın zihninde uğuldadı. Hemen pencerenin dibinde oturmuş, ıslak kirpiklerinin arasında yere hızla düşen kadına bakakalmıştı. Küçük bedeni titreyerek duvara yapıştığında gözleri zemine akan kana kayınca bu âna çivilendi.
Yelkovan ruhunun, akrep ise zihnine bıçak gibi düşerek onu dondurdu.
Kalbinin son kez attığı anda cehennemin temeli bitmişti. Şeytan'ın cennetin bile yedi defa yıkandığı ateşini küçük kızın gözyaşları bile söndüremedi. Ruhunun göğsüne damlayan gözyaşları cehennemine ceset oldu ve Yusuf Arslan derin bir nefes aldığında Tanrı ateşi büyük bir tutkuyla harladı. Alya'nın hisleri kavruldu, eridi, kül oldu. Şeytan öfke içinde onun cehennemine ateş açmaya Alya ağlamaya devam etti. Şeytan'ın ateşi durmadığında küçük kulaklarında ateşin öfkelenişini ve ağır uğultusunu işitti. Alya ruhunu öldürdü, cehenneme ittiği bedeni yandı, eridi ve yok oldu. Bir ses yankılandı; Durdu ve dinledi:
'Cehennemde cennet arama!'
Başarılarının devamını dilerim emeğinin karşılığını alırsın umarım ✨
🗣️ Kitaplarına minik dokunuşlar da bulunduklarım Instagram'dan kesitleri bana ulaştırabilir..
Instagram 👉 icinizdenbiri5
Linki profilde var. 🙃Diğer kitapta görüşmek dileğiyle sevgiyle kalın 🌸💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİK DOKUNUŞLARLA Renklenenler ✔️ [tamamlandı]
No FicciónDokunuşlarımla renklendirdiğim hikâyelerden kesitlerle tasarımlarımın bütünleşmesi 💫