otuz birinci bölüm: güzellik

9.4K 999 1K
                                    

"Şş, yavru alalım mı seni?" Jisung arabanın camından kafasını uzatmıştı ve şimdiden sarhoş gibi görünüyordu ve asıl korkutucu olan gerçek ise daha sarhoş olmamasıydı.

"Hyung müziğin sesini kıs ya! Komşular görecek, elaleme rezil olacağım."

Changbin gülerek müziği kıstığında Felix arkaya geçti. Yanında Minho oturuyordu.

"Bugün o kadar eğleneceğiz ki Minho'nun adını unutacağım anasını satayım!" Changbin Jisung'un bu dediğine güldü.

"Ama dur, şimdi birkaç kural koyuyoruz. Bir, Felix'e aradan içki falan vermek yok kesinlikle yok çünkü o reşit değil daha."

"Çocuk şu an kulübe gidiyor farkında mısın?"

"Kendisi istedi! Neyse iki, gece en en en geç ikide oradan kalkarız. Üç, Felix seni seviyorum."

Felix bu aniden gelen lafla ne yapacağını şaşırdı, iki eliyle yüzünü kapattı ve öyle durdu. Arabada 'ooo' sesleri çıkarken hyungu aynadan ona bakmıştı, Felix'ten daha tatlı bir şey varsa, o da utanan ve yanakları kızarmış şekilde dudaklarını birbirine bastıran bir Felix'ti.

Yol onun dışında sessiz geçmişti. Araba park edildikten sonra o garip barımsı yerin kapısında durdular. Minho dev gibi güvenlikleri görünce selamlaştı ve samimiyetleri açıkçası fazla garipti, böyle büyük adamlarla bu kadar yakın olması Felix'i korkutsa da sonuçta Changbin yanımda diyerek umursamamıştı.

"Ya kanka n'aber ya? Uzun zamandır gelmemiştik cidden. Felix'i hatırlarsın bizim fakülteden, iki yıl önce gelmiştik birlikte. Sakın hatırlamıyorum deme, çok kırılırız."

Minho bir kolunu Felix'in omzuna atıp onlara bakarken korumalardan biri 'aaa doğru hatırladım' gibi şeyler mırıldandı ve dördü içeri girdi böylece. Bu neydi şimdi? Üç kişi de şok olmuştu. İçerisiyse tahmin edileceği üzere çok sesliydi.

"Şimdi abisi bak, bize üç bira ver başlangıç olarak Felix'e de süt."

"Süt yok burada." Adam adı karmaşık kokteyllerden birini yaparken Jisung'a verdiği cevapla Felix sinir olmuştu.

"Bir işletme nasıl süt satmaz ya, deli misiniz siz?!"

"Tamam abisi, bak bize üç bira bir tane de kola ver sen, kolada sıfır alkol istiyorum yakışıklı tamam mı?" Barmenin önündeki masada yan yana oturdu dört kişi. İçerideki sesli müzik yüzünden iletişim bir hayli zordu.

"Hyung, bu yasa dışı mı?" Felix korktuğu için Changbin'e bir soru yöneltti.

"Yoğurt çorbası mı?"

"Yasal mı diyorum, yasal mı!"

"Değil tabii ki aptal!" Felix aldığı cevapla ürkmüştü cidden. Çok heyecanlıydı ama efsane korkuyordu da bir şey olmasından.

İlerki saatlerde Minsung çifti çoktan ayrı alemlere dalmıştı, Changbin ise Felix yüzünden sarhoş olmamaya çalışıyordu masada ve gayet başarılıydı.

Ta ki Felix'in yanındaki Jisung ve Minho'nun olmaması sebebiyle boş kalan sandalyelerde biri oturuncaya kadar.

"Yer değiştirelim." Changbin bunu görmüştü ve anında ilk uyarıyı vermişti.

"Hyung gerek yok." Sonraysa onu ürkütmek istemediğine karar vermişti çünkü Felix ilk defa böyle bir yere geliyordu ve tatsızlığa gerek yoktu.

Ama tabii ki bazı klişeler önemlidir.

"Selam güzellik, tek mi geldin?" Felix kendine yöneltilen soruyla korkudan saniyesinde Changbin'e baktı.

"Hayır güzellik, yalnız gelmedi." Changbin'in anında sinir fışkıran bakışları adamı bulduğunda Felix daha da korkmaya başlamıştı.

"Sakin ol ya, boşuna sinirleniyorsun." Karanlıkta görünmeyeceğini sanarak başı boş piç adam bir elini Felix'in belinin baya aşağısına yerleştirdi. Çilli çocuk ise bunu hisseder hissetmez kalktı ve hyungunun arkasına geçti.

"Kavga istemiyorum, yalnız değil dedik. Lütfen sadece siktir git tamam mı?"

Saçma atışmalarla geçen bu konuşmada şükür ki fiziksel bir şey olmamıştı. Adam gitmeden önce Changbin'in omzundan ittirdi, Chnagbin tam vurmak için yumruğunu sıkan elini minik bir el kavradı. Onu yumuşatan şeyse buydu tabii ki, küçüğünün minik ve sıcacık eli. Geri yerlerine oturdular.

"Hâlâ sarhoş değilim ama her an olabilirim." Üçüncü kolasına kaldığı yerden devam eden Felix Changbin'in mayışmış, hafif sırıtan yüzüne baktı. Fazla yakışıklı diye düşünmeden edemedi o an.

"Sarhoş olursan araba kullanamazsın, sakın olma!"

"İyiyim daha merak etme, bana bir şey olmaz ama... söylemem gereken bir şey var."

"Ne gibi hyung?"

"Şu an çok öpülesi duruyorsun." Hyungunun bu dediğiyle kızarmıştı Felix. "Bir önceki tartışmamız bunun yüzünden olmuştu. Şimdi izin verirsen içki yerine dudaklarında kaybolmak istiyorum."

Büyülenen Felix sadece kafasını sallayabildi, hayatında ailesi olmadan neredeyse hiçbir yere gitmemiş çocuk bir aydır tanıştığı bir erkekle barda şimdi öpüşecekti. Hayat işte, ne yaparsın.

Changbin aldığı cevapla ellerini onun beline koydu ve yavaşça onu kendine çekti, Felix'in suratına daha yakından bakmak harikaydı. Bu karanlıkta bile çillerini net görüyordu ve tabii ki milyonlarca küçük mükemmel detayı.

"Fazla streslisin, rahatla." Changbin'in dudakları küçüğünün kulağından dolgun dudaklarına ulaştı, önce onun alt dudağını uzunca emdikten sonra öpücüğü daha da hırçınlaştırdı. Felix ise bunu yapmasını engellermişçesine hyungunun dudağına beceriksizce küçük öpücükler kondurmaya çalışıyordu. Eliyse onun siyah saçlarını sakince okşarken öpücük gittikçe derinleşmişti, Changbin dilini işin içine soktuğunda kendini kaybetmemek için ekstra bir enerji sarf ediyordu.

Nefessiz kalıp ayrıldıklarında ikisinin de göğüsleri hızla inip kalkmaya başlamıştı. Felix'in yüzüyse utançtan kırmızıya dönmüştü ve bunu yakından görmek Changbin için dünyanın en mükemmel manzarasıydı.

####

YAZARKEN BİLE CRİNGE OLDUM GG ARKDSLR....

(◍•ᴗ•◍)❤(◍•ᴗ•◍)❤(◍•ᴗ•◍)❤

milk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin