Genç oğlan, gözlerini yavaş bir şekilde açmaya başlamıştı gün doğduğu vakit. Bir süre kendine gelmeye çalışmış, kendine gelmeye çalışırken birkaç kez gözlerini kırpmış ve sonra tekrar açmıştı.
Hareket etmeye çalıştığında ise Wooyoung'ın vücuduna bir acı yayılmaya başlamıştı. Hissettiği acı ile beraber sessiz bir şekilde mırıldanmış, acı geçtiğinde ise yüzünde minik bir tebessüm oluşmuştu.
Bir süre etrafa bakınarak nerede olduğunu anlamaya çalışmıştı. Beyaz, fazla uzun olmayan perde esen rüzgardan dolayı içeri doğru geliyordu. Bunun üzerine balkon kapısının açık olduğunu anlamıştı. Biraz üşüse bile, odaya doğru esen rüzgar onu rahatlatmaya yetmişti.
Gözlerini odanın içerisinde gezdirmeye devam etmişti. Odada, soğuk ve koyu renkler kullanılmamıştı. Çoğunluğu iç ısıtan ve açık renkler kullanılmış, bu renkler ise beyaz ile tonlarına ayrılmıştı. Bu görüntü ile beraber, Wooyoung'ın yüzünde oluşan minik tebessüm biraz daha büyümüştü.
Gözleri sonra duvarda olan çeşitli manzara resimlerine gelmişti. Yemyeşil olan çimenlerin üzerindeki renkli çiçeklerden, deniz manzaralarına kadar olan çeşitli manzara resimleri, çerçeve ile beraber duvara asılmıştı.
Sonra da kendisine bakmıştı oğlan. Üstünde olan beyaz yorgana baktı ilk önce, ondan sonra da kendi üstüne. Kıyafetlerinin olmadığını gördüğünde ise, vücudunda dolaşan kanın sadece yanaklarında toplandığını hissetmişti.
Kapının açıldığını duyduğunda ise kendisine bakmayı bırakmış, açılan beyaz renkli kapıya çevirmişti başını. Bir yandan kızaran yüzünü saklamaya çalışırken, diğer yandan da sakin olmaya çalışıyordu. Ama, hiçbir şekilde bunlar işe yaramamıştı.
İçeri giren sarı saçlı bedeni gördüğünde ise, daha da tedirgin olmuştu. Bedenini yorganın altına saklamaya çalıştığında ise, onu izleyen sarı saçlı bedenin yüzünde minik bir gülümseme oluşmuştu.
"Günaydın," dedi sarı saçlı beden yüzündeki gülümseme ile beraber. Sonra da yatakta, daha doğrusu yorganın altında bulunan bedenin yanına ilerlemiş, hafif bir şekilde yanına oturmuştu. "Gece iyi uyudun mu?"
Siyah saçlı olan, başını yorgandan çıkarmış, ona gülümseyerek bakan sarı saçlı bedene bakmıştı yüzündeki kızarıklık ile beraber. Omega olan başını yukarı aşağı sallayarak olumlu cevap verdiğinde ise, alfanın yüzünde olan gülümseme büyümüştü.
San, yanında olan bedeni canını acıtmamaya dikkat ederek oturtmaya çalışmış, sonra da belinden tutup hafif bir şekilde kendisine çekmişti. Alnına minik bir buse kondurduktan sonra, sırıtarak yanındaki bedene bakmıştı.
"Dün kızgınlığın olduğunu söyleseydin keşke."
Siyah saçlı beden, yine yanaklarının kızarmaya başladığını hissettiğinde hafif bir şekilde sarı saçlı olanı itmiş, başını yana çevirmişti. Diğeri ise, onun bu sevimli hallerine gülmüştü.
O gülerken, siyah saçlı olan mırıldanarak cevap verdi.
"Sende bundan yararlanıp beni yatağa attın?"
"Ben seni yatağa atmadım," demişti alfa olan gülmeyi keserek. Sonra yüzünde yine sırıtma ifadesi oluşmuş, omegaya bakmıştı. "Sen kucağıma çıktın, ben devamını getirdim."
Omega olan dik bakışlarını yanındaki bedene getirince yanındaki beden tekrar gülmüş, kendisine sarılarak hafif bir şekilde tekrar alnını öpmüştü. Siyah saçlı ise, yavaş bir şekilde olduğu yere sinmiş, yüzündeki gülümsemeyi saklamıştı.
"Hadi, sana kahvaltılık bir şeyler hazırladım."
"Yardım edersen, neden olmasın?"
San tekrar kahkaha atarak güldüğünde başını iki yana sallamış ve siyah saçlı bedenden ayrılarak onun için kıyafet çıkarmıştı. Çıkardığı kıyafetleri giymesini beklemiş, giydikten sonra ise onun kalkmasına ve yürümesine yardım etmişti.
O gün, belki de beraber bu kadar mutlu olabilecekleri son gündü. En azından, omega olan böyle düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby •WooSan
Fanfiction"Bebeğimize ve sana iyi bakacağım, güzelim." Choi San + Jung Wooyoung |Texting + Story|