2. Bölüm

714 57 35
                                    

Gün geçmiyor ki her yeni bir gün, bir öncekinden kolay olsun.

Dün aklanmanın haklı gururuyla günü noktalarlen, şimdi ise yeni bir iş gününün başlangıcına hazırlık yapıyordum. Şirkete girdiğimden beri adımlarım birbirini takip ededursun kendi masamın yolunu buluncaya kadar 'her şey çok güzel olacak' diye kaç kere tekrarladım bilmiyorum. Olması gerekiyordu artık bir şeylerin yoluna girmesi ve benim de derin bir nefes alabiliyor olmam lazımdı. Günlerdir diken üstünde abimler, ceyda, Kerem'in ailesi derken, başımızı kaşıyacak vaktimiz dahi olmamıştı. Masama oturduğumda, dün kaldığım yerden devam etmeye koyuldum. Artık kimsenin gözüne batmak istemiyordum usulca burdan eve,  evden buraya gelerek bu oyunu sonlandırmaktan başka pek bir beklentim de yoktu. Ha bir de Berk meselesi vardı tabi. Dün akşamdan beri yazıyor yazıyor yazıyor cevap vermeyince arıyor beni asla rahat bırakmıyordu. Telefonun masanın üstünde çıkardığı sinir bozucu titreşim sesine dayanamadım telefonu aldığım gibi ayaklandım. Koridorun sonuna geldiğimde hala devam eden aramayı cevapladım.
"Ya sen belanı mı arıyorsun?"

"Ne desen haklısın ama bak söz veriyorum bir daha karşına çıkmayacağım son bi kere buluşalım."

"Ben seninle konuşmak falan istemiyorum Berk niye anlamak istemiyorsun?"

"Şirkettesin biliyorum, bak gelirim oraya, bilirsin gelirim."

"Bana bak şirketin arkasında bir tane kafe var geç oraya beni bekle ama emin ol geldiğine pişman olacaksın!"
  
..

Bir hışımla kafeye giriş yaptım. Bu adamın yüzünü görmeye dahi katlanamıyordum artık. Ağzının payını verip bir an önce gitmek istiyordum yanından. Uzattığı eli iterek sandalyeye oturdum.

"Ne istiyosun benden ya, suratına mı tüküreyim?"

"Özür dilemek istiyorum Ayşe."

"Hangi biri için dileyeceksin özrü? Anlat bekliyorum"

"Sana sahip çıkamadığım için,  seni en yakın arkadaşınla aldattığım için, seni ne kadar sevdiğimi seni kaybettikten sonra anladığım için, senin kadar yürekli duramadığım için, hayatın bana vermiş olduğu en güzel nimeti, seni elimden kaçırdığım için.. hepsi için Özür dilerim ne olur beni affet."

Söyledikleri o kadar boş geliyordu ki hepsi anlamsızdı. "Bitti mi?" Dediğimde masada duran ellerimi tuttu."Kabul ettiğini duyayım nolur bunu benden esirgeme hiç değilse biraz olsun içimi rahatlatayım" yaptıklarından pişman görünse de ne fayda, bitmişti artık. Ellerimi onunkilerden kurtarmadan hemen önce, "iyi tamam kabul ediyorum ama bir daha karşıma çıkmaman için ediyorum." Kafasını onaylar gibi salladı. "Söz. Bir daha çıkmayacağım." Kalktığım gibi çıkışa ilerledim. Arkamdan seslendiğinde bıkkınlıkla döndüm. "Ceyda'ya dikkat et. Arkandan işler çeviriyor." Söylediklerine şaşırmamıştım. Bahsi geçen kişi Ceyda olunca ondan her şeyi beklerdim. Cevap vermeden önüme döndüm ve ilerledim.

..

Şirkete geldim geleli başından ayrılmadığım işlerle meşgul olmuştum. Ne molaya çıkmış ne Kerem'i görmüştüm. Sabah sinirlerimi bozan Berk'i kafamdan atmak için harıl harıl çalışmıştım. Kafamı ekrandan kaldırdığımda insanların toplandığını bir kısmının çoktan çıkmış olduğunu farkettim. Çantamı toplayarak yerimden ayrıldım. Kerem'in odasının önünden geçerken camın arkasında Ceyda mıymıntısının elinde dosyalar hızlı hızlı bir şeyler anlattığını görünce rotamı değiştirdim ve odanın kapısını ittirdikten sonra içeri girdim. Madem oyun oynuyorduk hakkını da vermeliydik.  Aynı anda kafalarını kaldırdıklarında çantamı boşta duran koltuğun üzerine bıraktım. Yanına ilerlediğimi farkeden Kerem ayağa kalktı. "Ayşe hanım iş konuşuyorduk böldünüz farkında değilsiniz sanırım. Sizin bilmediğiniz şeyler bunlar tabi" dediğinde Ceyda'ya samimi bir gülümseme ile kafa salladım. Kollarımı Kerem'in boynuna doladım. Ceyda'nın deli olması bugün beni biraz keyiflendirebilirdi. "Çok çalıştın çıkmıyor muyuz? Belki yemek yeriz diye düşünmüştüm" Dediğimde Kerem'in suratında oluşan gülümsemeyle gözlerimi yeşillerine diktim. Ne yapmak istediğimi anladı. Ceyda'dan en az benim kadar haz etmediği ne kadar da belliydi öyle. "Saatin farkında değilim, tabi çıkalım sen nasıl istersen hayatım." Dediğinde Ceyda araya girdi. "Kerem dosyalara bakıyorduk.." söylediklerini duymamazlıktan gelerek bana yukarıdan bakan gözlerini eşit seviyeye getirmek için kalçasını masaya dayadı. Bacaklarını hafif aralayarak beni kendine çekti ve boynundaki kollarıma karşılık elini belime sardı. Ceyda'ya sırtını dönmüş ve beni onunla karşı karşıya bırakmıştı. İstediği şeyin benim kollarımın arasında olması Ceyda'yı sinirlendirmiş beni ise neşelendirmişti. Bluzumun açıkta bıraktığı yerlere çarpan parmakları, bakışlarımı yeniden Kerem'e yönlendirdi. Sıcak tenimde hissettiğim soğuk elleri içimde anlamlandıramadığım hisleri karıncalandırıyordu. Ceyda'nın kudurmasının verdiği gazla aramızdaki küçük boşluğu kapatmak için bir adım daha attım. Göğsüm onunkine çarptığında bi an geriye çekilecek gibi oldu. Kendini toplamaya çalışsa da gergin surat ifadesini görmek fazlasıyla mümkündü. Gözleri dudaklarıma düştüğünde sanki bir rüyadan uyanırmışcasına içinde bulunduğumuz duruma nasıl geldiğimizi hatırladım. Amaç Ceyda'yı kıskandırmaktı ne ara bu kadar yakınlaşmıştık? Evet çok yakındık ama ceyda da hala buradaydı ne ayrılabiliyor ne de aramızdaki çekimi engelleyebiliyorduk. Saçma bir hal almaması için çenemi Kerem'in omzuna koyarak sarılır pozisyona geldim şuan bu daha sağlıklıydı. Ceyda'yla göz göze geldiğimizde ona kaşlarımı kaldırarak kapıyı gösterdim. Önce renkli gözlerinden ateş çıkarırmışcasına bana baktı sonra da elindeki dosyaları sehpanın üzerine fırlatırcasına attı ve çekip gitti. Daha demin kenarına tutunduğu koltuğun üzerinde tırnaklarının izlerini görünce bir büyük kahkaha patlattım. Şu zor hayatımda tek eğlencem Ceyda'nın morarmış yüzüne gülmek oluyordu. Hala sarılı olan kollarımı farkettiğimde aniden kollarımı çektim ve bacaklarının arasından çıktım. "Noluyor be" dediğimde Kerem boşta kalan ellerini indirdi ama oturduğu yerden kalkmadı. "Ayşe ağzımın içine giren sensin ne demek ne oluyor?" Kızmıyordu hatta yüzünde hala tebessüm vardı. Ona eşlik etmek isterdim ama bu bir oyundu ve daha demin olanlar oyundan da olsa hoş olmamıştı. Ciddi durmaya çalışarak "ben Ceyda'yı savmak için yoks.." lafımı kesti. "Yoksa sen asla böyle bir kadın değilsin bu sadece oyun bla bla bla" dediğinde kafa salladım. "Öğrenmene sevindim Keremcim"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bakışlarda Saklı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin