Sarah duyduklarının şaşkınlığı içinde odasına döndü. Onlara asla duyduğunu belli etmemeliydi. Lord Joseph her şeyi öğrenmişti. Sarah'ın Element Kraliçesi olduğunu da kısa zamanda öğrenirdi. yatağın içine girerek akşamı bekledi.
-Sarah akşam yemeğine inmiyor musun?
-Hayır aç değilim. Yemek yemeyeceğim.
-Emin misin? Hiç bir şey yemedin.
-Kesinlikle. Dinlenmek istiyorum.
-Peki.
Sarah kendine çarşaftan bir bohça yapıp içine kıyafetler ve yiyecek koydu. Ormanın içi çok tehlikeli olabilirdi. Hiçbir şeyin Lord Joseph'ten daha kötü olamaycağıı düşündü. Ama Lord Joseph' ten başka kimsenin bimediği bir şey vardı. Lord'un güçleri Element Kraliçesine asla işleyemezdi. Zira o çok asil bir soydan geliyordu. Lord Josephle aynı soydan.
Maria ve Sarah'ın annesi tüm elementlere hükmedebilen bir prensesti. Joseph adında bir kardeşi vardı. Joseph bir gün çok korkunç bir rüya gördü. Rüya yorumcularına yorumlattıktan sonra her şeyi ablası prensese ve küçük kardeşi Diana'ya anlattı. Kendi soyundan biri onun ölümüne sahip olacaktı. Günün birinde prenses bir ölümlüyle evlendi. İkiz kızlara sahip oldular. Lord Joseph'ten bebeklerini korumak için evlatlarını iki aileye verdiler. Böylece onları koruyabileceklerine inandılar.
Herkesin yattığı bir sırada Sarah yatağından kalktı. Kapının önüne bağlı olan ata binip ormanın içine doğru ilerledi. Etraf çok karanlıktı. At karanlıkta ürküp bazen sorun çıkartıyordu. Etraftan bir çalı sesi duyup arkasına baktı önüne döndüğünde karşısında bir kurt sürüsü duruyordu. At ürkmüştü şaha kalkıp Sarah'ı sırtından attı. Sarah korku içinde geri çekildi. Yanında duran çomağa uzanıp kurtlara doğru salladı. Kurt Sarah'ın elindeki çomağı tutup fırlattı. Tam üstüne atlayacakken kocaman bir ateş kurdu küle çevirdi. Sağ tarafına aktığında Ateş Elçisi oradaydı. Sarah ise daha fazla dayanamayarak olduğu yere bayıldı. Ateş elçisi kurtlarla savaşırken kolunda derin bir yara aldı. En sonunda tüm kurtlar dağılmıştı. Sarah'ı kucağına alıp ata bindi. Şatoya geri döndüler.
İçeri geldiklerinde hizmetçi kadın çok şaşırmıştı. Sarah ateş elçisinin kucağındaydı. Ateş Elçisi Sarah'ı odasına götürüp yatağına yatırdı. Çok geçmeden Sarah uyanmıştı.
-Özür dilerim. Asla yapmamalıydım.
-Bencede yapmamalıydın.
-Seni sinirlendirmek istemedim bu kadar asai olmamalıydın.
-Sende kaçmamalıydın.
-Yaran çok derin mi?
-Hayır iyiyim ben.
-İyi değilsin işte bekle beni.
-Oda ne?
-Sıcak su kimseyi öldürmez.
Sarah bezi suya sürüp yavaşça Ateş Elçisinin koluna dokundurdu. Ateş elçisinin canı yandığı için kolunu hafifçe çekti. Sarah'la göz göze geldiler. Uzunca bir süre birbirlerine baktıktan sonra Sarah tekrar suya uzandı. Kolunu sardıktan sonra bir süre oturdular.
-Neden yaptın?
-Çünkü Lord Joseph'in beni öğrendiğini duydum. Beni bulmak için dönecek.
-Bizi mi dinledin?
-Konunun bununla bir alakası yok.
-Böyle düşünmemeliydin. Ben seni her zaman korurum.
-Saol ama beni bulmasından korkuyorum.
-Sarah sen cesur bir kızsın ve ben senin yanındayım ha?
-Tamam. İnsana mutluluk veren bi şey söylesene.
-Sevdiğin bir insanla uyumak.
-O zaman bu gece benle uyur musun? Korkuyorum.
-Pekala.
Ateş elçisi olduğu yere uzandı. Sarah ise başını Ateş Elçisinin göğsüne koydu. Ateş Elçisi de eliyle Sarah'ın beline sardı. Sabaha kadar uyudular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT KRALİÇESİ
Ciencia FicciónSarah bi türlü uyuyamamıştı. İçinden bir ses gidip gerçek ailesini bulmasını söylerken, bir yandan da bunu yapmak istemiyor, hatta gerçek ailesinden onu terk ettikleri İçin nefret ediyordu. En sonunda içindeki sesi dinleyip gerçek ailesini bulmaya...