ÖNCEKİ BÖLÜMDEN
Masa görüş açıma girdiğinde ağzım beş karış açık kaldı.Hadi ama! Bütün idollerim aynı masada!!?!?!
Niall,Louis,Liam,Zayn..Yanımda da Harry Styles! Vay canına! Rezil olmasam şuan kesinlikle çığlık atıp ağlıyor olurdum.Tanrım mutluluktan içim titriyordu.Tüm yüzüme yayılan bir sırıtışla adımlarımı istemsiz olarak hızlandırdım.Zaten Harry'nin büyük adımlarına tam olarak uyum sağladığım söylenemezdi.Masanın başına vardığımızda elim ayağım birbirine dolanmıştı.Harry büyük bir rahatlıkla Louis'nin yanına yayıldı.Gözler bana çevrildiğinde ne yapacağımı şaşırdım.Sağ elimi kaldırıp selam verdim.Ve bütün hayatıma mal olacak söyleyebileceğim en saçma cümleyi kurdum."Merhaba Merry! Ben One Direction!"
Hayatım boyunca hiç bu kadar saçmalamamıştım! Herşeyi batırmıştım..
Çocuklar söylediğim saçma cümleyle bana ağızları açık bir şekilde bakıyorlardı.Düşünün ki telefonundan başını kaldırmayan Zayn'in bile kafasını kaldırıp bana 'gerizekalı kız' bakışlarını attığına şahit olmuştum.Bu kadar batıramazdım diye düşünürken Niall'ın attığı kahkahayla şaşkınca ona baktım.Daha sonra diğerleride ona katılıp kahkahalarla gülerken mahçupça gülümsedim.Ahh tamam evet sıçtığımın resmidir.Rezil oldun kızım.İyi iş ..evet!!
Onlar katıla katıla gülerken kazık gibi dikilip gülümsemeye çalışarak onlara bakıyordum.Louis bir ara kalkıp işte benim kızım dedi ve bana samimi bir şekilde sarılıp kolumdan tutarak yanına oturttu.Gözlerimi üstlerinde gezdirdim.Niall başı arkaya düşmüş bir şekilde ellerini çırparak kahkaha atıyordu.Meşhur, sevimli Niall kahkahaları, bilirsiniz !
Zayn dilini dişleri arasına almış suratıma bakıp gülüyordu.Liam çok tatlı kahkaha atarken Harry de Niall gibi ellerini çırparak kahkaha atıyordu.Bu görünüşü kalbimi ısıtmıştı.Gülerken çok güzeldi.Sonunda hepsi yavaş yavaş gülümsemeye başladıklarında rahatladığımı hissettim.
"Uhm, şey.. ben biraz heyecanlandım da o yüzden şey oldu..Yani, siz ne demek istediğimi anladınız zaten değil mi?" dedim ve gülümsemeye çalıştım.Hepsi bana samimi gözlerle bakarken aslında rezil olmadığımı anladım.
~~~
"Evet, aslında o kısımda sesimi biraz kastım." dedim meyve suyu kokteyilimden bir yudum içtim.
Beni başıyla onayladı ve kahverengi gözlerini yanımda oturan Louis'ye kaydırdı.Louis Harry ile olan derin sohbetini sonlandırıp Liam'a baktı.Ve bana dönüp sağ bacağını altına aldı ve kolunu arkama atıp muzip bir şekilde gülümsedi.Dudaklarımın kendiliğinden yukarı kıvrıldığını hissettim.Tanrı aşkına! Bu çocuk çok fazla komikti.Oturduğumdan beri birkaç kere abartılı kahkahalar atmıştım.İnce dudaklarını aralayıp odağını bana verdi.
"Bir ara burda bizim şarkılarımızdan birisini de söylemelisin Merry." söylediği şeye şaşırmadım desem yalan söylemiş olurdum.Çünkü şaka falan yapacağını sanmıştım.Aklıma gelen fikirle hemen onu yanıtladım.
"Aslında sizin için haftaya bir şarkı söyleyebilirim.Sen şarkıyı seç ben söylerim, üstad Tommo." dedim ve hepsi aynı anda kahkaha attılar.Louis üstad lafı üstüne yanağımdan makas almış daha sonra düşünür gibi yapıp elini çenesine götürüp ovuşturmuştu.
"Last firs kiss olabilir.Ya da dur What makes you beautiful olsun.Ah, hayır vazgeçtim ben sana düşünüp mesaj atarım.Telefonunu bana ver" dedi.Ve düşünmeden telefonumu ona verip kendisine benim telefonumdan çağrı atmasını izledim.Daha sonra rehbere girip kendini kaydetti.Tamamdır deyip gülümsedi.Gruptan en çok Louis ile konuşmuştum.Niall neredeyse yarım saattir suratıma bakıp birşey düşünüyor gibiydi.Bakışlarımı ondan kaçırmayı bırakıp gözlerine baktım ve kaşlarımı kaldırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY HARRYTALE
FanfictionYeni bir başlangıç oluşturmak için geldiği Londra'da Harry Styles'ın kafasında yanlışlıkla bira şişesi parçalayan Merry ile tanışın.Peki Merry bu hatanın bedelini nasıl ödeyecek kariyerini kaybedip Harry Styles'ı başına bela alacak yoksa tam tersi k...