MY HARRYTALE

2- "Ben iyiyim.Sorun yok."

"MY HARRYTALE" İN ÖNCEKİ BÖLÜMÜNDE..

Biramdan bir yudum alırken çıplak omzumda bir ıslaklık hissettim.Sağ omzuma bakınca birisinin omzumu öptüğünü gördüm.Ve yerimden sıçradım.Hızla ayağa kalkıp bakmadan dolu bira şişesini ensesine vurmam bir oldu.O yere yığılırken bir çığlık duyuldu.Yere bakmamla şok geçirdim.

AMAN  TANRIM HARRY STYLES'I ÖLDÜRDÜMM...

_____

Ağzım şaşkınlıkla açılmış, gözlerim yerlerinden çıkacakcasına yuvalarından fırlamış yerde boylu boyunca yan yatan Harry Styles'a baktım.Birkaç saniye sonra omuzlarımdan tutup beni sarsan mavi gözlü kadına gözlerimi diktim.Beni ölümüne sarsıyordu.

"Seni sürtük ona ne yaptın!!!"

Cevap vermeden Harry'i yerden kaldırmaya çalışan birkaç kişiye gözlerimi diktim.Kadın beni bırakıp ambulans diye bağırdı ve Harry'nin yanına çöktü.Gözlerim bulanıklaşmaya başladığında ağladığımı farkettim.Gözyaşlarım yağmur gibiydi.Yavaşça çığlık ve bağırışları umursamadan Harrynin yanına gittim.Başını kucağıma aldığımda elimde ılık yoğun bir sıvı hissettim.Elimi kaldırıp bakmamla bunun kan olduğunu görüp çığlık atmam bir oldu.

Tanrı aşkına o benim hayatımın aşkıydı.O benim idolümdü, hayatımdı, neşemdi, yaşama kaynağımdı, imkansızımdı.

Çığlık atarak ağlıyordum.Beni çekmek isteyenlere karşı gelip kollarımı Harry'nin omzuna sımsıkı doladım.Saçlarım onun saçlarına karışmıştı.Kıvırcık bukleleri düzensizce yere eğilmiş, dudakları açılmış ve biraz büzülmüştü.Gözyaşlarım yüzüne damlıyordu.Kanlı ellerimle yüzünü sildim şimdi onun kanı benim el izlerim eşliğinde Harry'nin yüzünde tablo oluşturmuştu.Kulağına eğilip fısıldadım.

"Özür dilerim kıvırcık.Sakın beni bırakma lütfen bırakma.." hıçkırıklarım gittikçe boşaltılan barda yankılanmaya başlamıştı.Birileri beni sertçe omuzlarımdan tutup geriye doğru çekti.Harry'e başımı çevirdiğimde birkaç beyaz kıyafetli adamın onu yerden kaldırıp birşeyin üstüne koyduğunu gördüm.Onu götürürken bende başımı kaldırıp beni tutan kişiye baktım.Bu Kristen'di.Ondan hızla kurtulup ayağa kalktım ve Harry'i götüren adamlara doğru koşmaya başladım.Hıçkırıklarımda benimle birlikte hızlanıyordu.Dar skinnynin içinde rahatsızca koşarken bana bakanları umursamadan koşuşturuyordum.Dışarı çıktığımda berbat bir hisle yerimde durup elimi dizlerimin üstüne koyup dinlendim.Burnumu çektikten sonra gözyaşlarımdan dolayı yüzüme yapışmış olan saçlarımı bir çırpıda yüzümden çektim.Müthiş bir güvenlik vardı.Doğrulup etrafıma bakındım.Sedyede taşınan Harry'e doğru koşmaya devam ettim.Onu taşıyan sağlık görevlileri hızlıca onu büyük bir sedyeye yatırıp ambulansa taşıyor aynı zamanda da bağırışıyorlardı.Ambulansın yanına koşup görevli birinin omzundan tuttum.

"Lütfen gelmeme izin verin." nefesim daralıyordu.Bunu farketmiş olacak ki beni kolumdan çekip ambulansa bindirdi.Gözlerim Harry'nin üstünde gezinirken görevli beni köşeye oturttu ve ağzıma bir maske taktı.Anlık gelen oksijenle ciğerlerim açıldı ve derin bir nefes aldım.Elime düşen sıcak sıvıyla gözlerimi oraya çevirdim.Gözyaşı.. ağlıyordum.Ardı ardına akan gözyaşlarım elimdeki kuruyan kanla birleştirerek ellerimi tamamen kırmızı yapmıştı.

Gözlerim Harry'e ve ona birşeyler yapmaya çalışan görevlilere kaydı.Onu bu şekilde göreceğim hiç aklıma gelmezdi.Maskenin ardından görünen dudakları açık pembeye bürünmüş, kıvırcık saçları sedyeye taşmıştı, görmek için can attığım yeşilleri ise yarı açık yarı kapalı bir haldeydi.Yüzümdeki maskeyi çıkarıp görevlilere döndüm.