MAVİ KELEBEK
1.BÖLÜM
Bir rüya görüyorum.Şehrin tam ortasındayım.Yüksek binalar,yüzlerce araba,kirli hava kütlesi..Siyah ve gri bir dünya..Işıkların yansıdığı,gürültünün hat safha da olduğu bir şehrin tam ortasındayım.Beyazın yetim olduğu bir yer burası sanki renkler cennete kaçmış gibi.
Caddenin tam ortasında duruyorum.Gelip geçen arabalar,korno seslerinin arasında kalıyorum.
Siyah giyinmiş insanlar gelip geçiyor etrafımdan;sanki bir ruh gibiyim kimselerin görmediği.
Gökyüzüne bakmak için kaldırıyorum başımı,siyah ve grinin hakim olduğu gökyüzünde bir kelebek görüyorum.Rengi;Mavi.
Gülümsüyorum dört bir yanımı kuşatmış olan günahların arasında.Bakışlarımı caddenin karşı tarafına çeviriyorum.Zamanın ve dünyanın kölesi olmuş,koşturan insanların arasında en önemlisi de siyah ve ötesine inat rengarenk giyinmiş biri..Bu bir..Palyanço..?
Bana doğru kocaman gülümsemesi ile geliyor,gülümsüyorum.Gökyüzünün arasından gelen kelebek beliriyor aramızda..Sadece bir kaç adım..Bir ses duyuyorum derinlerden gelen hemen ardından yere serilen bir beden..Renkler tekrardan kaybolurken gri ve siyaha koyu kan kırmızısı eşlik ediyor.
Korkuyorum.
Çığlık atmak istiyorum.Attığım çığlıklar karanlıkta kayboluyor.Palyanço ölüyor.
Ve ben uyanıyorum.
...
Bugün her günden daha farklı.Lunaparkın cıvıl cıvıl olması gereken yerlerinde yağmurun yere çarparak bıraktığı sesi yankılanıyor.Küçük odamda ki pencere pervazındayım,yağmur yağıyor.Damlalar dışarıyı görmeme engel olsa da ısrarla yağmurun bitmesini bekliyorum.
Yağmur bitmeli,güneş yüzünü göstermeli,çocuklar koşturmalı yağmurun izini bıraktığı sokaklarda.Palyanço olmalı bir tanede her zaman olduğu gibi bugünde gülümseyen..
Palyanço demişken dün gece bıraktığım kavanoz uyandığımda yoktu.Umarım diyor içimden gelen bir ses;Umarım gerçek gülümsemesini görebilirim.
"Bir randevüm var.Geçen dakikalar öylece geçmeye devam edemez öyle değil mi?Her akşam yeni bir gün için iyi dileklerini sunan ben..bu dileklerin arkasında biri saklıdır öyle değil mi?Dökülmeyi bekleyen takvim yaprakları hangi tarihi gösterdiğinde ya da yelkovan ve akrep hangi zaman diliminde durduğunda bulur muyum beni bekleyen insanı..?Bilmiyorum.
Yağmur damlaları kayıp gidiyor penceremden,bekliyorum..
Konuşamadığım zamanlar var benim tüm ömrüme yayılan.Ya da gördüğüm palyançonun ardından bağırmak istediğim zamanlar..Mavi kelebekleri özgür bırakmasını istediğim zamanlarda var..
Susuyorum inatla.Sustuğum yerlerde,adım başı attığım her adımda bekliyorum onu.Yüzünü hiç görmediğim insanı bekliyorum.
Adını bilmediğim bir insanı hayal ediyorum.
Zaman geçiyor,kelimelerimde saklı kalan palyançonun gelmesini bekliyorum.."
Yağmur ben yazımı bitirdiğimde nihayet durmuştu.Başımı koyduğum yeni cilalanmış masadan kaldırıp,dolabıma yöneldim.Karanlık bulutlar ortalığı terk ederken güneş kendini göstermiş,lunaparkın kapıları nihayet açılmaya başlamıştı.Açık kahve tonlarında ki kostümümü giyip,dünden kalma broşürleri elime aldım.Yeni bir iş günü.Palyançoyu yeniden görmek için yeni bir fırsat.