÷Episode 9÷

87 18 17
                                    

Sana içimden "Merhaba!" demek gelmiyor Jimin.

Hâlâ neden bu kadar kör olduğunu anlayamıyorum.

Seni bu dünyada en çok benim sevmeme rağmen Seulgi'yle sevgili olmana anlam veremiyorum.

Sen,sen onun gerçek yüzünü göremeyecek kadar kör olmuşsun Ay'ım...

Onun kalbi kötülükten görünmeyecek kadar kararmış.

Ama...Belki bu söyleyeceklerim sana saçma gelebilir.

Fakat,

Ben eski Seulgi'yi çok özledim.

Ah, her neyse. Bunun yüzünden tekrar ağlamak istemiyorum.

Jiminnie,

Gerçekten benim suçlu ve aptal olduğumu mu düşünüyorsun?

" Seulgi'ye bir daha dokunursan, sonuçlarına katlanırsın, Aptal kız! Suçlu olduğun halde Seulgi'ye saldırman çok yanlış!"

Okula gidip çatı katına çıktığımda arkamdan geldin Jimin.

O an o kadar heyecanlandım ki!

Kalbim, kanatlanıp uçacaktı sanki. Midemden boğazıma doğru yükselen heyecanı bastırabilmek için defalarca yutkunmak zorunda kaldım.

Fakat sinirli bakışlarınla gelip canımı acıtacak sözlerini söyledikten sonra kalbimin atışlarını hissedemez oldum.

Arkamı dönüp seni gördüğümde bana gelip haklı olduğumu ve özür dilediğini hayal ettim. Belki de sonra gelip sarıldıktan sonra yaptıklarından pişman olduğunu duymayı düşledim.

Olmadı bu yazdıklarım, çünkü hayalini kurdum...

Gözlerim öylesine kırgın bakıyordu ki.

"S-seulgi sana ne anlattı J-jimin?"

Sinirli ve alaylı gülüşünü sunup ellerini saçlarından geçirmiştin.

Bu alışkanlığındı senin. Bir şey sinirini bozduğunda yapardın bu hareketi.

"Sen gitmeden önce gelip onu tehdit ettiğini ve benden uzak durman gerektiğini, aksi halde onu canından edeceğini söyledi."

İşte o an Jimin,

O an ben tüm gardımı indirdim.

Bunları bana yapan oydu. Fakat ben yapmışım gibi anlatmıştı.

Dediklerin canımı öyle yakmıştı ki, göz yaşlarımı tutamadım Ay'ım. Dizlerim tutmadı, çöktüm usulca yere.

Kulaklarımda çığlıklarım vardı Jimin.

Yardım çığlıklarım vardı, birinin beni kurtarmasını isteyen çığlıklarım...

"Yardım edin! Kurtarın beni! Seulgi yalvarırım, çıkar beni buradan!"

Kafamın içinde dönen sesler dayanılmaz olmuştu o an.

Hıçkırarak ağlarken kulaklarımı kapattım. Yerde titrerken bacaklarımı karnıma doğru çekip bu işkencenin bitmesini diledim Tanrı'dan.

Duymak istemiyordum işte. O günü, çığlıklarımı hafızamdan silmek için nelerimi vermezdim ben...

" YETER ARTIK! SUS! DUYMAK İSTEMİYORUM BU SESLERİ!YALVARIRIM JİMİN, KURTAR BENİ BU ÇIĞLIKLARDAN, KURTAR BENİ..."

Kriz geçiren bana bakıp ne yapacağını şaşırmış bir halde duruyordun.

Kendine gelip o güzel,küçük ellerinle yüzümü sardın.

Ah Ay'ım! Her aklıma gelince sevinçten yatağımda tepindikten sonra ağlıyorum. Sevinmem gereken bir şey için neden ağladığımı bilmiyorum.

Yazarken bile heyecanlanıyorum! O an nasıl dayandım bilmiyorum.

Yüzümü göğsüne çekip bana sarıldın Jimin.

"Şş. Sakin ol. Ben buradayım, tamam mı?"

Bana sıkıca sarılıp kulağıma o güzel ve naif sesinle şarkı mırıldandın.

I wish that I could give you what you, deserve.
Sana hak ettiğin şeyi vermeyi vermiş olmayı dilerdim.

Ben de hak ettiğim şeyi alabilmeyi dilerdim Jimin.

Neden bu şarkıyı seçtiğini ya da neden bu yerden başladığını bilememek umrumda değildi.

Çünkü senin sesini dinliyordum ben!

Tamam, anladım. Seninle evlenemeyeceğim.

Ama en azından sesinle evlenebilseydim.

Cause nothing could ever, ever replace you.
Çünkü hiçbir zaman asla senin yerini alamaz.

Nothing can make me feel like you do.
Hiçbir şey senin beni hissettirdiğin gibi hissettiremez.

You know there's no one, I can relate to.
Biliyorsun ilişki kurabileceğim başka kimse yok.

And know, we wont find a love that's so true.
Ve bil ki gerçek aşkı bulamayacağız.

Ben buldum Ay'ım, buldum...

Nakarata geçemedin. Çünkü daha da kötü oldum.

En sevdiğim şarkı olan Nothing Like Us'ın nakaratını sesinden dinleyebilme şansını kaçırdığım için kendime defalarca kez küfrettim.

Varlığın bile tek başına kalp atışlarımı hızlandırmaya yeterken bana sarılıp, sakinleşmem için şarkı söylemen kalbimi zıvanadan çıkarmıştı.

Kokun...kokunu ilk defa soludum Jimin.

Çikolata gibi kokuyordun Ay'ım...

Kokun ve sesin sayesinde krizden kurtulmuş olsam da düzelmemiştim.

Beynimdeki çığlıklar susmuştu fakat gözlerimden akan yaşlar daha da hızlanmıştı.

Kriz geçirirken bile kalbim bu kadar çarpmamıştı Jimin!

Ne titremem ne de derince nefes alış verişlerim yavaşlamıştı.

Bunu fark ettiğin an ne yapacağını şaşırmıştın Ay'ım.

"Ah, lanet olsun! Neden kendine gelmiyorsun artık?! Ne yapmalıyım? Benim yüzümden böyle oldun!"

Kendimi özel hissettim Jimin. Hepsi senin sayendeydi. Bu yüzden,

Teşekkür ederim MinMin'im...

Kafamı göğsünden kaldırıp yaşlı gözlerimi o bakmaya kıyamadığım gözlerine sabitledim.

Sana öylesine anlamlı, öylesine aşk dolu baktım ki, bir an affalladığını gördüm gözlerinde.

Umarım seni en çok sevenin ben olduğunu anlatabilmişimdir gözlerimle...

Kalbim zıvanadan çıkarcasına kan pompalarken senin sandığın gibi krizden dolayı değil de sana yakın olmamın verdiği heyecan yüzünden bayıldım.

Ah!

Seni seviyorum Jiminnie'm.

Ama şimdi işim var.

Ve o işim kesinlikle feelsten yatağımda zıplayıp durmak değil.

Her neyse,

Hep iyi ol Jimin-ah...

Always Be Alright £ Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin