Annem ve babam bizi daima Mevlana'nın şu sözüyle büyütmüştür ''Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.'' Ben okul hayatım boyunca herkese eşit davranmaya uğraştım. Okulun önünde durmuş kamp için otobüsü bekliyorduk. Abim ise okulda müdürün yanındaydı. Ece tiki tayfasıyla birlikte karşımızda duruyodular ve Melis ile alay ediyodular. Abime defalarca Ece'nin aslında sandığı gibi birisi olmadığını anlatmıştım ama o bana hiç inanmamıştı.
-Melis gel tatlım.
-Buyur Ece.
Melis Ece'nin ağızına bakıyordu resmen. Onların arasına katılmak ve kendine arkadaş edinmek istiyordu fakat çok yanlış sularda yüzüyordu.
-Melis bak ayakkabılarım kirlenmiş sana zahmet onları bi siler misin?
Ece ve tayfası kahkahalarla gülerken Melis'in yüz ifadesi değişmişti. Farkındaydı tüm bu yaşananların ama başka kimsenin yanına gidemiyordu. Görüntüsü yüzünden dışlanıyordu çünkü giyimine dikkat etmiyordu aynı şekilde temizliği nede. Bu yaşananlara daha fazla göz yumamayacaktım gözlerim Ayşe'yi bulduğunda onunda aynı fikirde olduğunu anladım. Melis elindeki mendille tam Ece'nin önünde diz çökecekken onu durdurdum. Ece ateş eden gözlerle bana bakıyordu.
-Ne yaptığını sanıyorsun sen?
-Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? Abim böyle biri olduğunu öğrense sence birlikteliğiniz ne kadar sürer?
Kıpkırmızı olmuştu sinirden. Uzaktan gelen abimi gördüğünde karakteri tamamen değişmişti.
-Ne oluyor burada? Ela?
-Abi şu sevgilin var ya..
-Amaan yok bir şey sevgilim kardeşinin her zamanki küstahlığı.
Sinirlenmiştim. Abimin yanında devamlı bunu yapıyordu. Değişiyordu ve suçlu hep beni gösteriyordu. Daha fazla karşımdaki senaryoya dayanamadım ve Melis'i de alıp Ayşe'nin yanına gittim. Ayşe'nin gözleri Melis'teydi. Melis'in gözleri ise abim ve Ece'deydi. Gözlerindeki hüznü gördüğümde şaşkınlıktan dilimi yutacaktım.
-Ela abin Ece'nin böyle biri olduğunu bile bile neden onunla sevgili olmaya devam ediyor?
-Çünkü abimin yanında öyle biri değil.
Ayşe beni dürttüğünde gözlerimi ona çevirdim. Şaşkınlıkla açtığı gözerine bakıyordum. Kulağıma gelip fısıldadı.
-Melis Poyraz'a abayı yakmış.
-Ayşe onu değiştirmeye ne dersin?
-Nasıl yani?
-Onu abimin hoşlanacağı kıza çevireceğiz ve Eceden kurtaracağız ne dersin?
-Allah derim. O Ece den nefret ediyorum.
-Melis artık bizimle takılmaya ne dersin?
Melis'in gözleri parlamıştı.
-Gerçekten mi?
-Gerçekten. Hadi otobüs geldi.
Hep birlikte otobüse binmiştik. Ben Ayşe'yle oturuyordum Melis ise önümüzde tek başına oturuyordu. Burak'ı görememiştim gelmemiş miydi acaba? Tam o sırada telefonumun mesaj sesiyle irkildim.
BURAK:
Arkana bakmaya ne dersin? :)
Kalp çarpıntım göğüs kafesimi parçalayacak şekildeydi. Yavaş yavaş arkama döndüğümde benim tam arkamda çaprazımda koridor tarafında oturduğunu gördüm. Yanında ise en yakın arkadaşı Mustafa oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAKICI 2
Teen FictionSavaş ve Berfu'un aşk serüveninden sonra Ela ve Poyraz'ın aşk serüvenini okumaya ne dersiniz?