Göl

195 10 2
                                    

Eveet seneler sonra Bakıcıya devam etme kararı verdim yarım kalmasını hiç istemiyorum. Bakıcı benim ilk romanım sayılır ve benim için çok çok değerli. Kaçınız buradasınız bilmiyorum inşallah çoğunuzu kaybetmemişimdir. Üniversiteye başlamamla birlikte gelen dev bir sorumluluk vardı üzerimde. Bildiğiniz gibi Yunanistanlıyım ve üniversite için Türkiye'ye geldim hem yeni bir ülke hem değişik bir müfredat beni bayağı zorladı. Aynı zamanda şiire yoğunlaştım kısmet olursa bir şiir kitabı çıkartmak istiyorum roman yazmaktan çok uzaklaştım ama artık geri döndüm umarım her şey çok güzel olur. Beni yalnız bırakmayıp devamlı mesaj atan takipçilerimi kocaman öpüyorum hepiniz iyi ki varsınız hadi bakalım kaldığımız yerden Ela ve Poyraz'a geri dönelim bakalım ne yapıyorlar ❤️

Hepimiz çok güzel bir şekilde hazırlanmış ve odamızdan çıkıp göle doğru yürümeye başlamıştık. Aklımda olan tek şey abim beni bu halde görünce ne yapacaktı? İçimde korkunun zerre kırıntıları yokken göle yaklaştıkça kırıntılar kora, korda büyük bir aleve dönüşmüştü. Ama ben kampımı cehenneme değil cennete çevirecektim. Burak' a mesaj atmalı mıydım? Kendi kendime bunu düşünürken gözlerim Melis'e kaymıştı. Çok güzel olmuştu cidden çok güzel olmuştu. Kafamdaki sorulardan kurtulamayacağımı anladığımda kızlara sormaya karar verdim.
-Kızlar sizce Burak'a mesaj atmalı mıyım?
Melis'in bakışları beni bulduğunda gözlerinde sinsi bir ifade belirdi.
-Siz Burak ile çıkıyor musunuz?
-Aslında hayır.
-Ama bir birinizden hoşlanıyorsunuz.
-Ela hoşlanıyorda Burak'ı bilmiyoruz.
Melis gülmeye başladığında soru işareti dolu gözlerle ona bakıyordum.
-Kızım manyak mısınız? Burak'ın bakışlarını hiç görmediniz mi? Tabikide senden hoşlanıyor. Mesaj at hadi hemen.
Yüzümde aniden beliren gülümseme aslında tüm hislerimi gün yüzüne çıkarıyordu. Telefonumun kilidini hemen açıp mesajlar kısmına girdim ve Burak'a göle gittiğimizi söyleyen bir mesaj attım. Göle vardığımızda abim ve Ece'nin göl başında oturduğunu gördük. Bizi ilk farkeden Ece olmuştu abime bir şeyler söylediğinde abimin gözü üzerimde dolandı ve sinirle ayağa kalktı. Bize doğru yürümeye başladığında üzerimdeki kısa elbiseye bile bu kadar kızdıysa bikiniye ne diyecekti acaba diye düşünmeye başladım.
-Ela bu ne?
-Elbise abiciğim.
Sabır dilenircesine bir nefes çektiğinde gözleri Melis'e kaydı.
-Oha sen Melis misin?
Omuzuna vurdum ve kaş göz işareti yaptım.
-Öküzlük yapma.
-Sen bi sus bekle sen.
Tekrar Melis'e döndü.
-Kız sen çok güzel olmuşsun.
Melis'in yüzü kızarmış ve yüzünde tatlı bir gülümseme oluşmuştu. Etrafımızdaki herkes Melis'e bakıyor ve aralarında fısıldaşıyorlardı.
-Ela bu ne kadar kısa bir elbise git değiştir şunu.
-Saçmalama abi istersen çuval giyinip geleyim? Öyle giririm göle?
-Güzel fikirmiş.
-Saçmalama abi.
Cebinden telefonu çıkardı ve tahminimce babamı aradı. Telefonu yüzüne doğru tuttuğunda görüntülü aradığını anlamıştım. İşte şimdi hapı yuttum.
-Efendim paşam?
Babam telefonu açtığında içimden sayısız dua okuyordum.
-Baba senin bu kızın beni deli edecek bak ne giyinmiş.
Telefonun arka kamerasını çevirdi ve telefonu bana doğru tuttu.
-Ela o ne kızım?
Babamın sinirli sesini duyduğumda telefonu elinden aldım ve ön kameraya geçtim. Babamın yanında annemde vardı ve babama sinirli sinirli bakıyordu.
-Baba ama göle gireceğiz nasıl gelebilirdim?
-Elbiseyle mi gireceksin göle? Hem kızım havalar daha tam ısınmadı girmesende olur.
-Baba elbiseyle girmeyeceğim tabikide ama baba ya lütfen bari arkadaşlarımın yanında rezil olmayayım onlar gibi giyindim işte.
Babam iyice sinirlenmiş ve kıpkırmızı olmuştu.
-Bikini giyindin yani?
Cevap vermemiş ve etrafa bakınmıştım.
-Savaş kızı rahat bırak bari bugün ya! İtiraz istemiyorum kız kırk yılda bir kere okul ile geziye gitmiş bırakın ne istiyorsa yapsın yoksa çok kötü bozuşuruz Savaş.
Babam iyice sinirlenmişti ama anneme karşı çıkamıyordu.
-Ama Berfu..
-Aması yok Savaş git kızım istediğin gibi giyin gez dolaş kimse karışmayacak sana. Poyraz sana da diyorum Ela'ya karışmayacaksın beni duyuyor musun?
Abim deliye dönmüştü fakat hiç bir şey söyleyemiyordu.
-Tamam anne tamam ne hali varsa görsün ama çokta görmesin.
Anneme öpücükler gönderip telefonu kapattım. Abim bana sinirli bakışlar atıyordu o sırada Burak bana seslendi. Abim tam ağızını açacakken onu susturdum.
-Abiciğim bana karışmıyorsun dön hadi şeytanının yanına.
-Bana bak çok yakınlaşayım deme bana okul gezisinde kavga ettirtme.
Abime de öpücükler gönderip Burak ve Mustafa'nın yanına doğru yürümeye başladık. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki Burak'ın karşıdan görmesinden korkmuştum. Bi sakin ol kalp işine bak kan pompala sen. Yanlarına oturduğumuzda herkes Melis'in değişimine şaşırıyordu. Muhabbet koyu bir şekilde ilerlerken Mustafa ayaklandı.
-Arkadaşlar sohbetinize doyum olmuyor ama göle mi girsek biraz?
-Bilmem sen ne dersin Ela girelim mi?
Kızlara döndüğümde ikisi de kafasını olumlu anlamda sallamıştı. Hepimiz ayaklanmış ve bikinilerimizin üzerindeki kıyafetlerden kurtulmuştuk. Burak bana baktı daha sonra da etrafa.
-Ela daha tatlı böyle kapalı bir bikinin yok muydu?
-Burak lütfen sende başlama.
-E ama böyle çok etkileyicisin ve ben kampta etrafta sana kim bakıyor diye bakmaktan sana odaklanamayacağım.
Mustafa ve Ayşe arkadan bir "ooo" efekti verdi. Ben kıpkırmızı olmuştum. Burak'ta gözlerini kaçırmıştı. En azından abim gibi öküzlük yapmıyordu. Göle doğru yürüdüğümüzde abim bana öldürücü bakışlar atıyordu. Ece Melis'in bu değişimden aşırı rahatsız olmuş ve sürekli gözleri Melis'in üzerindeydi. Göle girdiğimizde birlikte yüzmeye ve şakalaşmaya başladık. O kadar çok eğleniyordum ki bu anın hiç bozulmasını istememiştim. Özellikle Ayşe ve Mustafa'nın atışmaları beni çok güldürmüştü. Suda dengemi kaybedip düştüğümde ilk yardımıma Burak koşmuştu. Belimden tutup beni kaldırdığında aramızda oluşan elektriği hissetmiştim.
-Burak kardeşim biz çıkalım isterseniz?
İkimizde toparlanmış ve birbirimizden uzaklaşmıştık. Ayşe ve Mustafa'nın anlaştığı tek konu sanırım bize takılmalarıydı. Mustafa Ayşe'ye su atmaya başladığında Ayşe sinirlenmiş ve Mustafa'nın üzerine yürümeye başlamıştı.
-Lan geri zekalı bir dur. Bak çok fena yapacağım seni.
-Yakalarsan yaparsın tabi kızım sen koşup beni tutana kadar ohoo ben okula geri dönerim.
-Ne dedi o? Bana şişko dedi farkında mısınız? Öldürürüm ben bunu.
-He he yaparsın canım.
-Canım deme bana can damarını keserim senin!
Biz üçümüz hayretler içinde ikisini izliyorduk.
-Asıl biz çıkalım istersen Mustafa?
Mustafa'ya laf soktuğumda Burak elini kaldırmış ve beşlik çakmam için beklemişti. Kahkahalar arasında eline vurduğumda Ayşe bana öyle bakışlar atıyordu ki akşam üzerimde Smackdown hareketlerini uygulayacağından emindim.
-Ela bunları yalnız bırakırsak Mustafa buradan sağ çıkamaz gibi.
Ayşe hemen lafa atladı.
-Kesinlikle çıkamaz bir kaşık suda boğarım onu.
-Kızın zekasına bak ya bir de bununla uğraşıyorum koskoca göldeyiz bir kaşık su diyor bana.
Karnım ağırmıştı gülmekten daha fazla suda durmayıp göl kenarına çıktığımızda üşümüştüm. Üzerime elbiseyi geçirip kızlara doğru döndüm.
-Ben çok üşüdüm odalara mı dağılsak?
Kızlardan olumlu cevap aldım ve gölden odalara doğru yürümeye başladık. Telefonumun bildirim sesi ile ekran kilidini açtım ve bir mesaj olduğunu gördüm.
Uyuz:
"Nereye lan?"
Bu çocuk beni deli edecekti.
"Odaya gidiyoruz abi."
Uyuz:
"Burak ile birlikte?"
"Saçmalama salak herkes kendi odasına"
Telefonu kilitleyip Burak'a döndüğümde bana bakıyordu.
-Abim yazmış ya.
-Seni çok kıskanıyor galiba.
-Evet malesef her şeyime karışıyor.
-Benim de böyle güzel bir kız kardeşim olsa bende yanına her yaklaşan erkekten rahatsız olurdum.
Yüzüm yine kızarmaya başladığında bakışlarımı başka tarafa çevirdim. Ayşe bana doğru döndü.
-Bu neden yine pancar gibi oldu?
-Sus artık Ayşe.
Mustafa gülmeye başladı.
-Bizimki yine iltifatlara başlamıştır.
Üçü de gülmeye başladığında kızlara "oda da görüşeceğiz" bakışı attım.
-Ee onu bunu bırakında akşama ne yapıyoruz?
-Ateş başında toplanalım?
-He toplanalım Burak gitarını da getirdi Ela'yı biraz daha etkiler.
-Ela son raddede oğlum daha ne kadar etkilenecek?
-Ayşe döveceğim seni. Mustafa da şarkı söyler belki aşk ilanı falan gelir.
Bu sefer gülen taraf biz olmuştuk. Odalara dağıldığımızda akşam ne giyeceğimizi konuşmuştuk. Tabi birde Ayşe ile birbirimizi yemiştik Melis ise bize gülmekle yetinmişti.

BAKICI 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin