Evimin yakınındaki durakta servisi beklerken ayağımla da su birikintisiyle oynayıp yansımama bakıyordum. Ve nihayet servis geldi. Yine her zamanki gibi sadece şişko Gray'in yanı boştu. Onun yine iğrenç hardallı sandviçini yerken ki şapurdanmasını dinlemek istemiyordum. Çantamda kulaklıklarımı ararken Gray'in "No oroyorson vocto" derken ağzındaki parçaları üstüme sıçratması o kadar canımı sıkmıştı ki bir anlık sinirle ona zarar vermekten korkuyordum. Yada bir başka sekilde başkalarının dikkatini üzerime çekmekten korkuyordum. Gray'e yanıt vermeden koleje gelmiş olan servisten hızlı adımlarla inerek uzaklaştım. Evet Button Koleji'nde gelmiş bulunmaktayız. Ne iğrenç bir okul ama yada iğrenç insanlarla dolu bir okul mu demeliyim?
