1.

3 1 0
                                    


Herkese keyifli okumalar. Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınız.
Yorumlarınızı merakla beklemedeyim:)

İNSANOĞLU ! Fazla nankör... elindekiler ile asla doymayan her defasında fazlasını isteyen ahmaklar. Çoğu zaman kuru ekmeğe muhtaç kalan bir sürü insana tanık olmuştum. İşte gerçek dünyanın gerçek yaşayanları. Hepsinin bir amacı var çoğu anne- baba evine ekmek götürebilmek için çalışıyor , kimi insan ise her istediğini elde etmenin tatminliğini fakat bir türlü istediği doruğa ulaşamamış olduğu duyarsızca harcayanlar. İşte gerçek ADİL dünya !

Gözüm kenardaki küçük asma saate kaydı. Mesâiyenin bitmesine 5' dakika kalmıştı. Oturduğun döner sandalyeden kalkıp başlığına asmış olduğum kabanımı hızla üzerime geçirdim. Kasım ayındaydık havalar oldukça soğumuştu. Masanın üstündeki çantamı da alıp çıkış kapısına ilerledim.

" İyi akşamlar nur yarın görüşmek üzere." Nur burdaki konuştuğum iş arkadaşımdı. Benden 4 yaş büyük kızıl alımlı bir kızdı. Her gün iş yerine farklı kişilerden çiçek geldiğine tanık olmuştum.

" Sana da canım." Elimdeki bereyi kafama takıp bedenimin çiseleyen yağmurla buluşmasına izin verdim. Evin 20 dakikalık bir mesafede olduğu için otobüs derdine gerek kalmıyordu. İleride hukuk okumak istiyordum ve bunun için de işten eve gider gitmez sabahlara kadar ders çalışırdım. İyi bir gelecek için çok çalışmam gerekiyordu. Elimden tutacak kimsem yoktu. Yetimhanede büyümüş anne babası küçük yaşta ölen bir kimsesizdim. Annem aile tarafı kilse ile görüşmüyordu yıllar önce aralarında yaşanan anlaşmazlığın bedelini yine ben ödemiştim. Kimse sormamıştı iyi miyim nerdeyim diye. Babamın ise bir ailesi yoktu o da yetimhanede büyümüştü. Onlardan geriye kalan sadece bir apartman dairesi kalmıştı. Reşit olup yetimhaneden ayrılınca oraya gitmiştim. Başka yerim yoktu da zaten

Yüzüme doğru gelen saç tellerini beremin içine sıkıştırdım. Hava gerçekten çok soğuktu. Sıradan masa başı bir işte çalışıyordum. 

Geldiğim evime hızla çantamdan çıkardığım anahtar ile girip kapıyı 2 kez kilitledim. Telefonuma gelen bir kaç reklam bildiriminden sonra telefonu kapadım.

Telefonu yatağa atıp temiz kıyafetleri alıp kısa bir duşa girdim. Çıktığımda elimdeki saç havlusunu saçıma dolayıp mutfağa geçtim iş yerinde bir şeyler atıştırdığım için kendime sıcak bir kahve yapıp odama geri döndüm bir saat kadar ders çalışsam iyi olabilirdi.

Öten alarm ile hızla kafamı kaldırdım. Sırtıma giren keskin ağrı ile yüzümü ekşitip elimi belime attım. Masada uyuya kalmıştım. Oflayarak dolaptan bir kazak ve jean çıkarıp hemen giyindim. Yatağımın kenarındaki siyah şişme montu da üzerime geçirdim. Buzdolabından hazır sandviç ve vişne suyumu alıp beyaz converslerimi giyinip evden çıktım.Üşüyen bacaklarıma aldırış etmeden montuma daha da sarıldım. İş yerine varınca hızla montumu çıkarıp masama yerleştim.. Nur elindeki yüz aynasını tek eliyle tutarken diğer eliylede taşan rujunu düzeltiyordu. Kısa bir selamlaşma sonunda önümdeki evraklarla ilgilenmeye başladım.

İçeri giren patronla odadaki 3 çalışanda  hemen ayağa kalktı. Hızla bende kalktım.
" Öncelikle Hepinize kolay gelsin sizlere üzücü bir haber vermek durumundayım. Yarından itibaren dükkanı satıyorum buranın iyi bir alıcısı çıktı işlerde son zamanlarda iyi gitmediği için kabul etmek zorunda kaldım." Şaşkınlık ve telaşla Erkan beyi dinlemeye devam ettim. " Yarın hepinizin gerekli ödemeleri yapılacak bundan kuşkunuz olmasın toparlanıp çıkabilirsiniz." Erkan bey hızla gözden kayboldu. Derya ve Elifin isyanlarını umursamayıp eşyalarımı toparladım. Hepsi ile vedalaşıp evin yolunu tuttum.
Yeni bir iş bulmak zorundaydım ama bulacağım iş burdaki gibi bana kolaylık sağlar mıydı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEYKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin