'Umut'

1.4K 37 17
                                    

Ayaz'ın ağzından;

Gece baya hırpalanmıştı, buna üzülmemeliydim öyle değil mi? ama kendime hakim olamıyordum ellerimi o minik ellerinin arasına alıp suratına vurduğum yerlerde gezdirince içimden lanetler okumuştum ne kadar da etkilenmişti fakat ben o bana kin beslesin istiyordum sevsin ama kin beslesin, ama o o kadar saftı ki bana kin besleyemiyordu aksine güveniyordu, o lanet herifin kızı olmak için fazla masum ve saf değil miydi? Şuan tek hedefim onu benim kadınım yapmaktı ama bu kadar darbeden sonra bunun olacağını hiç zannetmiyorum ama elimi çabuk tutmalıydım hamile kalması gerekiyordu, ve ben kesinlikle elimi çabuk tutacaktım...

Gece'den;

Bir türlü uyuyamıyordum bir o tarafa dönüyordum bir bu tarafa ama uyuyamıyordum, yaşadıklarım adeta bir kabus gibi geliyordu gözüme, ancak görebileceğim hiç bir kabus yaşadıklarımdan daha korkunç olamazdı. Ayaz'ın pişmanlığı gözlerinden belli oluyordu, ama karanlık bir buğu vardı gözlerinde, anlamlandıramadığım ama içimi günden güne eriten bir buğu, evlenirken böyle olacağını tahmin bile edemezdim, bana dokunmaya kıyamaz sanırken, beni derinden sarstı ve onu affetmek istesem bile affedemeyeceğimi biliyordum, artık biliyordum.

Gözümü pencereden sızan güneş ışıklarıyla zar zor açabilmiştim her yerim sızlıyordu ama kalkmak zorundaydım, hemen kalkıp dolaba yöneldim yeni mor dantelli iç çamaşırlarımı ve sade lacivert elbisemi alıp banyoya yöneldim önce güzel bir duş aldım daha sonra üzerimi giyinerek çekmeceyi açtım saç kurutma makinasını aldım düğmesine basmama rağmen açılmıyordu ve saçlarım fazlasıyla ıslaktı çok uzun oldukları için kendi kendine kurumasını bekleyene kadar baş ağrısından kıvranacak hale geliyordum, o yüzden bu lanet makinenin çalışması gerekiyordu! Ben kendi kendime açılsana ya diye söylenirken birden banyonun kapısı açıldı korkudan yerimden sıçrarken Ayaz çoktan gelip elimde ki kurutma makinesini açıp saçlarımı kurutmaya başlamıştı bile, her ne kadar bundan rahatsız olsam da çıtımı çıkaramadan saçlarımı kurutmasını bekledim, işi bittikten sonra hızla ondan uzaklaşıp bir teşekkür bile etmeden banyodan çıktım makyaj masama oturup suratımı güzelce kapatıp ten makyajımı hallettim, daha sonra hafif renkte açık krem rengi bir ruj ve rimel sürüp saçlarımı yukarıdan at kuyruğu yapıp bozulmaması için sprey sıktım, ayaz ise ben tüm bu işleri yaparken banyonun kapısına yaslanıp uzunca bir süre beni izledi, ben hızla yerimden kalkıp çantamı alıp odadan çıktım.

Bugün burada son günümüz olduğu için alışveriş merkezine inip kendime çeşit çeşit kitaplar ve sade kıyafetler aldım, bir kahve dükkanına oturup bol sütlü bir filtre kahve ile üzümlü kek sipariş ettim, daha sonra babamla annemi arayarak nasıl olduklarını sordum ve harika balayımızdan bahsettim! Telefonu kapadıktan sonra kekimin yarısını ancak yiyebilmiştim kahvemden son bir yudum aldıktan sonra hesabı ödeyip odaya çıktım, tam kapıyı açmıştım ki aynı anda banyonun da kapısı pat diye açıldı korkudan elimde ki tüm poşetler yere düşerken kafamı çevirmem ile Ayaz'ı görmem bir olmuştu üzerinde beline bağlanmış beyaz bir havlu ve elinde saçlarını kuruttuğu beyaz bir havlu vardı saçları her bir yana dağılmıştı ve minik minik sular damlıyordu, Tanrım hadi ama bu kadarı sence de biraz fazla değil miydi bu ne yakışıklılık böyle! Hiç aldırış etmeden dolaba yönelip askıda ki elbiselerimi çıkardım ve bavulumu koltuğun üzerine koyarak yeni aldığım kıyafetleri ve dolaptan çıkardığım kıyafetlerimi özenle bavula koydum, eşyalarımı topladıktan sonra sıra sevgili kocam Ayaz'ın bavuluna gelmişti onun da bavulunu topladıktan sonra kenara koyduğum beyaz saten geceliklerimi aldım ve banyoya giderek üzerimi değiştirdim daha sonra makyaj masama oturup tüm makyajımı temizleyip çıkardım, ellerimi yüzümü kremledim, bağlı olan saçlarımı açarak serbest bıraktım oldukça uzunlardı belimi geçiyorlardı adeta, saçlarımı tarağım ile tarayarak yatağa yöneldim tam battaniyem ve yastığımı alacakken bileğimi adeta bir çelik gibi saran Ayaz'ın elini hissettim beni yatağa doğru çekti ve benimle uyu, lütfen diye fısıldadı, ne kadar inkar etmek istesem de suratıma kedi gibi masum bir şekilde baktığı için hayır diyemedim, yanına doğru beni çekti ve kolları ile belimi sardı sanki her an oradan kaçabileceğimi düşünürmüşçesine, saatler geçmesine rağmen hala gözümü kırpamamanın huzursuzluğu ile bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum ancak uykum gelmiyordu, tam yanından kalkacakken elimi tutup gitme diye seslendi, arkamı dönüp yarı uykulu gözlerine baktım, gözlerime öyle derin bakıyordu ki içimin ürperdiğini hissedip pes edip yanına geri uzandım arkamı dönüp sonunda gözkapaklarımın yavaşça kapanarak beni huzursuz bir uykunun kollarına teslim ettiğini anladım..


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Arzunun RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin