Yaklaşık 1 haftadır buradaydım. ŞU ana kadar o kadar rahattım ki kimse bozamazdı.
Ama şu da vardı ki Tae'yı göremiyordum. O günden sonra gelmemişti. Hem umrumda bile değil. Ben şu an mutlu ve huzurluydum.Hoseok bu gün yeni bir eve taşınmıştı. Jiminle beraber yanına gidip yardım edecektik.
Bu sabah da büyük bir enerji ile kalkmıştım. Çevik hareketlerle işlerimi halledip mutfağa indim. Kahvaltı hazırlayan Kiminle yaklaşıp yumuş yanaklarına birer öpücük kondurdum. Kesinlikle yanakları çok yumuştu ve her dakika sıkasım geliyordu.
Belime dolanan kollarla olduğum yerde donarken hemen arkamı döndüm. Hoseok hyung enerjik gülümsemesini vererek gülüyordu. Şaşkınlığımı atıp bende aynı şekilde gülümsedim.
Hoesok hyung hazır olmayan masaya oturup yumuş yanaklı çocuğa döndü. "Jimin aşkım~m. Ben çok acıktım~m." Ben aegyolu söylediği cümleye gülerken Jimin arkasını dönüp sevimlice Hoseoka baktı. Tam ağzını açmış birşeyler diyecekken kapıdan gelen sesle o yöne döndük. Kesinlikle şaşkındık ve ben bunu hiç beklemiyordum.
"Kim kimin aşkıymış?" Yoongi'nin ölümcül bakışları Hoseok'a ulaşırken ben gözlerimi alabildiğin kadar açmış olayı izliyordum.
Hoseok hyungumun yutkunduğunu görünce şaşkınlığım daha yeni gitmişti. Ellerimle ağzımı kapattım yoksa büyük bir kahkaha atabilirdim.
Hoseok hyung ayağa kalkıp sahte gülümsemesini yaptı. "Eğer. Yoongiciğimm,canım benim. Ben öyle bir şey mi dedim? Aaaa?Ben duymadım,kim uyduruyor? Bak ben de-" Yoongi hyung ellerini havaya kaldırıp susturdu. Kimseye birşey demeden Jimin'in yanına ilerleyip arkasından sarıldı. Onlar sıkıca sarılırken Hoseok hyungda kapıdan sıvışmıştı. Onların bu hallerine gülerken tam kulağımın dibindeki sesle yerimden sıçradım.
"Bu kadar komik olan ne?" Nefesleri kulaklarımı yalayıp geçerken uyuştuğumu hissettim. Bir adım atıp uzaklaştım. Arkamı dönmeden omuz silktiğimde kalın sesi kulaklarıma ulaştı,tekrar.
"O zaman gülme. Yakışmıyor zaten." Soğuk cümlesine karşı morelim düştü.
Gözlerim ağırlığın altında dolarken en büyük adımlarla kendimi odama attım. Kapıyı kitleyip kendimi rahat yatağıma yüz-üstü bıraktım. Başım yastığa gömülü olduğu halde yaşlarım, yüzümün her yerini ıslatmıştı. Gülmek bana hiç mi yakışmıyordu?
Zaten hiç gülmemiştim şimdide yeni yeni gülerken..burdan öğreniyordum gülmeyi. Herşeyi burada öğreniyordum. Gülüşümü sevmese bile bakmadı gerekmez. Bu kadar berbat güldüğümü neden yüzüme vuruyordu ki? Benden bu kadar mı nefret ediyor?
Eğer benden bu kadar iğreniyorsa bir daha yüzüne bakmazdım. Böylelikle beni üzmezdi,yani sanırım?
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Jimin ve ben Hoseok'un evine yardıma gidiyorduk. Bugünün çokça yorgun geçeceğini biliyordum ama değerdi.
Büyük evin önünde durduğumuzda şaşkınlıkla evi süzdüm. Ev kesinlikle çok hoştu. Boş eve girdiğimizde çoktan işe başlamış Hoseok hyung'un yanına gittik.
Önlükleri giyip boyanacak tek olan odaya yardıma başladık. Üç küşi koca odayı akşama kadar boyayıp yorgunluktan kendimi yere bıraktım. Açlıktan midem kazanırken karnımı okşamaya başladım. "Acıktımm." Dudaklarımı öne büzüp gözlerine baktım.
"Uwwuu! Çok şirin! Bu minik çok mu acıktı ?" Jimin'in dediğine sevimlice güldüm. Hoseok hyung'umun kıkırtısını duyunca bende güldüm. Kapıdan içeriye Yoongi hyung gelince kısaca selamlaştık. Elindeki yemekleri yere bırakıp Jimin'in yanına ilerledi. Bir birlerine sarılırken gerçekten çok tatlı gözüküyorlardı. Ben dayanamayıp yemeklere saldırdım. Benim atağımla Hoseok hyung da bana katılınca mideme güzel bir ziyafet çektirdim.
Yemek bitip de akşam olunca bizi arabayla almaya gelen Taehyung'un arabasına bindik. Yüzüne bakmıyordum çünkü neden bakayım?
Tüm yol boyu dışarıyı seyredip ebede kimsenin yüzüne bakmadan girdim. Uykum vardı, ve evet Tae ile o olaydan hala moralim bozuktu.
Derin bir uyku çekmeliyim.
Yeni bölüm kısa.bu kitabı seviyorum.
Umarım bu yetmiştir. Elimden geleni yapıyorum
Uzum tutmak istemiyorum.Okuyanlara çoook tşkr
Oylayanlara çoook tşkr
Yorum yapanlara çoook tşkrHepinize tşkr ederim,
Taekook ile kalım ve çoook sevin <31
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESIRABLE DARK RED {vkook\\taekook}
VampireTerk ediyordum burayı. Doğup büyüďüğüm şehri terk ediyordum. Öz babamı bulmadan gidiyordum mesela. Yeni bir hayata uçmaya çalışıyordum. Kalbim yanarken unutmaya çalışıyordum. Nereye gideceğini bilmeden gidiyordum. Ne yapacağımı bilmeden gidiyordum. ...