Elinde ki makasla bana oturmamı işaret eden ajummaya son kez baktım ve bana verdiği komutu gerçekleştirmek üzere harekete geçtim. Karşımdaki rahat sandalyeye oturup uzun uzun aynada kendime baktım. Ah siyah saçlarım...
Babamın hep çiçekler taktığı , her okşadığında "Aynı anneninkiler gibi." dediği o siyah saçlarım şimdi babam yüzünden kesilecekti.
Ben kendime bakmaya devam ederken arkamdaki iki tane oppaya benzer unni aynı anda ellerini saçımdaki lastik tokaya attılar.
"Ya unni lütfen" Arkamı döndüm; ama nafile ikisi de mimiklerini oynatmadan yine aynı anda "Yaa çabuk başkanı duymadın mı?" diyip birbirlerine ölümcül bakışlar attılar.
Ben de bezgin tavırlarımla önüme dönüp saçımdaki lastiği çıkardım. Gözlüğümü de çıkardıktan sonra ajummaya başımı salladım.Ve o aptal tarak saçlarımı taramaya başladı. Ardından saçlarım ıslandı ve gerizekalı makas saçlarımı kırpmaya başladı. Bense ağlamaya.'Cidden baba gerçekten beni burda bırakıp gitmek zorunda mıydın? 'diye aklımdan geçirip saçlarıma yapılan işlemin bitmesini bekledim...
Ajumma ıslak ve kısacık saçlarımı kuruttuktan sonra uçlarını içe doğru sabitledi.
"Aigoo bu şeker hanımın suratına ne de güzel yakıştı olgunluk. Güle güle kullan agasshi"
Olgunluğun yakışıp yakışmadığına bakmak için gözlerimi açtım ama ne yazık ki kendimi net göremedim. Gözlüklerimi de taktıktan sonra tekrar baktım kendime.
Upuzun siyah saçlarım gitmiş yerine ensemin biraz aşağısında olan siyah saçlarım gelmişti...
Evet olgunluk suratıma yakışmış hatta üç gündür yüzümden düşmeyen somurtuk ifadeyle de bariz mükemmel uymuş.
Ayağa kalkıp karşımda ki unnilere baktım. Sanırım başa gelen çekilirdi ve benim başıma gelen bu yangın yıllar sonra karşıma bir ateş hattı olarak çıkacaktı......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Hattı
FanfictionŞimdi bu ateşin ilerde çok büyük bir hatta dönüşüp tek kıvılcımıyla beni yerlebir edeceğini bile bile KAÇMADIM....