Bu benim kurgum arkadaşlar.O yüzden işleri birazcık da olsa kolaylaştırmak için o dönemde,erkek-kadın ve erkek-erkek ilişkilerinin garipsenmediğini,normal bir şey olduğunu baz aldım.Siz de öyle düşünün...
İyi okumalar.
Taehyung'un kapısının önünde dikiliyor,her zamanki gibi uykusuzluktan ölmek üzere olduğum bu süreçte uyanık kalmak için dilimi ısırıyordum.Gece vardiyasını aldığım günlerden birindeydim.
Canım sıkıldığı için koridorda titreşen mum alevlerini izliyor,bazen ilerideki pencereden karanlık gökyüzüne göz atıyordum.Ortalık öyle sessizdi ki bir şey duymak için dikkat kesilmeme gerek yoktu.Bu yüzden buraya doğru yaklaşan naif adım seslerini kolaylıkla duyabilmiştim.
Kırmızı,diğer günlere göre daha görkemli kıyafeti ve omuzlarına dökülen sarı saçları ile Taehyung'la yatan cariye karşıma çıktığında önümde eğildi.Bu gece,Taehyung'un odasına birinin gireceğine dair bilgi almamıştım.O yüzden içeri adım atmak üzere olan kızın yolunu kestim."Adın neydi senin?"
"Natalie." dedi kafası yere eğikken.
"Bekle burada."
Taehyung'un kapısını çalıp onaylayan sesini duyunca içeri girdim.Sarı saçları yeniden darmadağın olmuştu.Geceleri çok fazla çalışıyordu.Acaba tahta geçtiğinden beri ne kadar süredir rahat bir uyku çekmişti?Onun için endişelenmeli miydim?
"Cariyeniz Natalie geldi.Onun gelmesi konusunda herhangi bir duyum almadığım için ilk önce sizin izninizi almak istedim."
Yorgun bakışları yukarı çıkıp beni buldu.İlk önce boş boş bana baksa da sonra ayaklanmış ve "Benim de haberim yoktu ama yine de gelsin." demişti.
Odadan çıktım ve Natalie'ye yol verdim.Sonrası ise aşina olduğum inlemelerdi.
Ben daha önce hiç kızlarla veya erkeklerle ilgilenmemiştim.Küçüklüğüm hep kılıçlarla geçmişti.Bu yüzden içeriden gelen sesler,bende hiçbir duygu uyandırmıyordu.
Sesler kesildikten bir süre sonra diğer gecelerin aksine dinlediğim tek şey sessizlik olmamıştı.Birkaç eşyanın hareket etme sesi ve yorgan sesleri birbirlerine karışmıştı.
Normalde umursamazdım fakat bu,sebepsizce içimde bir şüphe uyandırmıştı.Kendime biraz düşünmek için zaman tanısam da meraklı yönüm galip gelmişti ve ben sessizce kapıyı açmıştım.Karşımdaki görüntü ise,beklediğim en son şeydi.
Natalie,uzanan ve kesinlikle uykuda olan Taehyung'un üstüne,bacakları iki yana gelecek şekilde oturmuştu ancak önemli olan o değildi.Önemli olan,hiçbir şeyden haberi olmayan Taehyung'un göğsüne konumlandırdığı hançerdi.
Beni görünce başının yukarısında iki eliyle tuttuğu hançeri hızla indiriyordu ki ondan daha hızlı davrandım.Ne ara bacağımdaki banttan çıkardığımı bilmediğim hançeri son hız Natalie'ye fırlattım ve bir çığlık atarak Taehyung'un yanına devrilmesini izledim.
Hemen yanından gelen sesle irkilen Taehyung,tek gözü kapalı bir şekilde ayılmaya çalışırken ilk önce bana baktı.Sonra yarı çıplak vücudu kanla kaplanmış,göğsüne isabet gelen bıçak yüzünden zorlukla nefes almaya çalışan kıza.Gözlerini öfke bürürken "Ne oluyor burada!" dedi ancak onu yanıtlayacak halde değildim.
Hızla yatağına çıktım.Natalie'nin baygın bakan gözlerine tüm öfkemle baktım ve "Kim yolladı seni?" diye resmen kükredim.Kızın dudakları bir açılıp bir kapanıyordu.Çok vaktinin kalmadığını biliyordum ancak öğrenmem gerekiyordu.Kırarcasına çenesine tutundum ve yeniden bağırdım suratına doğru.