3.Bölüm (Düşünceler)

251 46 21
                                    

BAKUGO

"Hey, Bakugo! Nereye gidiyorsun beni de bekle!" Sinir bozucu herif her yere peşimden geliyor, neden ona bağırdığım halde defolup gitmiyor ki?

...

"Sakinleş lütfen Kacchan!" Lanet olası pislik Deku, tek yaptığı sürekli ama sürekli konuşup hiçbir şey yapmadan benim önüme geçmek. "Bana ne yapacağımı söyleme!"

Suratına bir yumruk geçirmek için kolumu kaldırdığımda kızıl kafa elini göğsüme koyarak "Sakinleş lütfen Bakugo." demişti her zaman ki gibi nazik bir ifadeyle. "Burda kavga çıkarırsan başın belaya girer."

Neden umursuyorsun ki? Neden sürekli umursuyorsun? Bu beni hasta ediyor. "Bu seni ilgilendirmez! Ellerini de çek üzerimden lanet olası!"

"Tsch." Tamam.... Bu seferlik ona bir yumruk çakmadan durabilirim sanırım ama sadece bu seferlik.

...

"Bakugo! Bu sınavdan geçmem gerekiyor!" Bana yavru köpek bakışları atarken "Lütfen lütfen lütfen beni çalıştır!" demişti.

Kimseye daha önce bir şey öğretmedim ben, üstelik neden benim başıma bela olmak yerine ona öğretebilecek diğer insanlara gitmiyor?

"Bir çalışma grubu oluşturduklarını duydum, git onlarla çalış!" Kaşlarını çatıp "İstemiyorum." demişti. İnatçı herifin tekiydi ve beni deli ediyordu.

Gülümseyerek "Ben senin beni çalıştırmanı tercih ederim." dedi. "Hadi ama, bundan geçmek zorundayım, notum senin kadar yüksek değil, lütfen Bakugo."

Bana o gözlerle bakmayı kes seni aptal herif, sinirimi tepeme çıkarıyorsun. "Tamam!" Pes ediyordum, bu isteğine karşı gelirsem daha sonra aklıma takılacakmış gibi geliyordu.

"Ama sinirlenip kafana bir şeyler geçirirsem bu senin hatan olur! Seni çalıştırmamı isteyen sendin." Yine neşeli bir tavırla gülümsemişti, bir insan nasıl hep böyle sakinleştirici olup gülümseyebilirdi ki? Hasta falan mıydı?

"Teşekkür ederim!" Etme, kızarmama neden oluyor. Kızarıyor muyum, ben mi?! Bu hiç iyi değil, kahretsin.

...

"Zaten yanımda hiç resmi kıyafet de getirmedim." Gülüp "Böyle yapacağını biliyordum!" dedikten sonra elindeki takımları gösterip "Ben senin için de bir tane getirdim!" demişti.

Gerçekten asla takım elbise getirmeyeceğimden emin olup bir de benim için yanında kıyafet mi taşımıştı? Tam bir aptaldı, sanki çok da umrumdaydı o lanet olası takım elbise.

"Fazla hazırlıklısın, bok şaçlı!" Fazla hazırlıklı ve fazla düşünceliydi. Neden böyle iyi olmak zorundaydı ki, sinirlerimi bozuyor lanet olsun.

...

"Dikkat et Bakugo!" Aptal herif! Neden beni korumak için önüme atlayıp duruyorsun?! Benim senin korumana ihtiyacım yok, aptal mısın nesin?!"

"Kirishima!" Lanet olsun! Benim yüzümden yaralanmak da nerden çıktı kızıl kafalı maymun. Vicdan azabı çekmemi mi istiyorsun? Kendine gel!

"Buraya sıkıştım, çıkamıyorum!" Aptal, tam bir aptal, göz devirip "Özgünlüğünü serbest bırak." dedim. "Ah, doğru ya."

Yaralanmasına sebep olduğum için surat asıyordum, evet kendime itiraf etmek ne kadar zor olsa da surat asmamın sebebi buydu. Arkamı dönerek "Teşekkürler." diye mırıldandım.

Gülümseyerek "Bu da neyin nesi?!" diye sormuştu. "Bu hiç senlik değil! Bunun için endişelenme." Tsch, senin için endişeleniyor falan değilim sersem herif. "Endişelenmiyorum zaten!" Endişelenmiştim...

...

"Endişelenme Bakugo." Elini omzuma koyup "Kahramanlık lisansını almak için hala bir şansın var." demişti umut dolu gülümsemesiyle.

Umut dolu gülümseme mi? Neler düşünüyorum ben, beynimi patlatmak istiyorum, gerçekten düşüncelerim delirmiş olmalı.

"Tsch, tabii ki de var." Gözlerimi ismimin yazılı olmadığı tabelaya dikip "Kesinlikle geçeceğim." dedim umut dolu bir şekilde.

Bok saçlı herif içindeki şu saçma neşeyi bana da bulaştırıyordu!

...

"Hey, Bakugo." Yarı sıcak yarı soğuk piçine dönüp "Ne var?!" diye sordum. Benimle muhattap olması bile sinirimi bozmaya yetiyordu.

"Yaz dersleri için ne yapacaksın?" Sanırım şu rüzgar herifle kavga çıkarıp testi göz ardı ettiği için o da kalmıştı sınavdan, tsch onunla birlik olacak değildim sırf ikimiz de kaldık diye. "Seni ilgilendirmez!"

"Heey, Bakugo!" Bir sussun artık, beni bir rahat bırakın lanet olasıcalar. "Ne var?!" Arkama döndüğümde Kirishima şaşkın bir suratla "Bu kadar kızmana gerek yoktu." demişti. Yarı yarıya piçi yüzünden yanlış kişiye bağırmıştım ama geri de dönemezdim.

"Söyleyecek bir şeyin mi var?!" İç çekip "Şu ikinci şans için verilen yaz derslerine gidecek misin?" diye sormuştu. "Kesinlikle gitmelisin diyecektim sadece."

"Neden soruyorsun?" Gülümsedi. "Kahramanlık lisansını bir an önce almanı istiyorum çünkü!" Heyecanlı ama hafif gergin bir ifade vardı suratında. "Sadece, yani demek istediğim... " Ne geveliyordu? Ne anlatmaya çalışıyordu iki saattir? "

"Sen en güçlülerimizden birisin, lisansını almazsan zor durumda kaldığımızda müdahale edemeyeceğinden işler ters gidebilir." Bana bu kadar mı güveniyordu yani? Ben olmazsam sorunların daha da kötüleşeceğini düşünecek kadar...

"Bir de..." Gözlerime bakmıştı. "Bir sorun çıktığında, seninle yan yana savaşmak istiyorum." Benimle birlikte savaşmak mı? Daha önce yanımdan ayrılmadığı zamanlarda yaptığımız gibi mi yani? Fena zamanlar değildi doğrusu.

Ensesini kaşırken hafifçe kızarmıştı sanki. "Birlikte olunca daha eğlenceli oluyor, sence de öyle değil mi?" Bari kızarma seni kızıl beyinli mankafa! Ne yapmaya çalışıyorsun?!

...

Bir şeyler dönüyor, benim bir sorunum var, Kirishima yanımdayken bana farklı bir şeyler oluyor, hasta gibi hissediyorum ve bundan nefret ediyorum.

Neyim olduğunu çözene kadar ondan uzak durmam gerek yoksa sinirden kafasını patlatabilirim, bana yaptığı şeyin hesabını vermesi için onunla kavga edersem fazla uzun yaşamaz lanet olsun!

Bekleyip onunla ilgili sorunumun ne olduğunu çözmeliyim, bunu yapmalıyım...

İçimden Geçenler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin