{1}

31 1 1
                                    

  Yine mutsuz bir güne daha gözlerimi açtım. Okulların açılmasına bir hafta kalmıştı. Yeni bir liseye yeni bir hayata başlayacaktım.
 
  İzmir'e ailem tarafından zorla getirildim. Eskişehir'de bir yurtta kalıyordum. Ailem ben 2 yaşındayken beni yurdun önüne bırakmışlar. Bu yaşıma kendi ayaklarımın üstünde durarak geldim ben. Derslerim hep yüksektir. Yurtta ki herkes benimle gurur duyar. Beni çok severler. Tabi bende onları çok severim. Onları ailem gibi görürüm. Şimdi ise ailemden koparıldım. Annemle babam beni gelip aldılar ve hiç bilmediğim bir şehre getirdiler. Hemde buna hiç hakları olmadığı halde. Bu yaşıma kadar beni arayıp sormayan ailem hiç bişey olamamış gibi beni geri aldılar. Onalardan nefret ediyorum. Şuan 17 yaşımda olduğum içinde hiç bir yere gidemiyorum. Mecburen 1 yıl boyunca katlanacağım onlara.

  Annem kahvaltı için beni uyandırmaya gelmişti. Onun yüzüne bakmadan yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Yatağımı toplayıp kahvaltıya indim. Evleri çok güzeldi. Tıpkı filmlerdeki gibi. İki katlı bir villaydı. Bana verilen oda çok büyüktü. Yurtta bu büyüklükteki odada 5 kız kalırdık. Şimdi ise tek başıma bu büyük odaya hapsedilmiştim.

  Kahvaltıya oturduğumda ikisi de günaydın dediler. Ama ben ne yüzlerine baktım nede onlara cevap verdim. Oturup kahvaltımı yaptım. Babam bugün okul için alışverişe çıkacağımızı söyledi. Bende hiç birşey söylemeden kafamla onu onayladım. Beni özel bir koleje yazdırmışlar. Bir bu eksikti zaten. İşin gücün yoksa birde orda ki zengin züppelerle uğraş. Offfffffffffff.

   Alışverişten döndüğümüzde çok yorulmuştum. Sözde okul için çıkmıştık bu alışverişe ama bana okul dışı alınmadık hiç bişey bırakmadılar. Güzel, şık, üstüme oturan ne varsa aldılar. Sesimi çıkaramadım. Ne zaman itiraz etmeye kalksam konuyu değiştirmişlerdi çünkü. Gerçi bir yandan da alınanlar çok hoşuma gitmişti. Sonuçta 1 yıl sonra onlardan kurtulacaktım ve zenginliğin tadını çıkarmak istiyordum. Bu hakkımdı zaten. Odaya çıkıp alınanları dolaba yerleştiriyordum. Çok yorulmuştum artık. Ayakkabılar, çantalar, elbiseler, kotlar, tişörtler, daha neler neler...... O kadar çok şey almıştık ki bitmek bilmiyordu. Biraz dinlenmek için yatağa uzandım. Elime telefonumu alıp gideceğim koleji araştırdım. Araştırdığıma göre güzel bir okula benziyordu. İnşallah eğlenirdim orada. Çünkü ben Kumsal Durmaz eğlenceyi çok seven bir kızım. Kendi eglencemi kendim de yaratır o okulu eğlenceli bir hale bile getirirdim.

  Kahkaha atmayı seven ben bu eve geldiğimden beri gülemiyordum. Mutluluğumu elimden almışlardı resmen. Onlara yani annemle babama şu bir yıl içinde yapmadığımı bırakmayacaktım.  Beni yanlarına aldıklarına pişman edicektim onları.

  Ertesi gün kahvaltımı edip dışarı dolaşmaya çıktım. Annemle babam sabahtan şirkete gitmişlerdi. Buna çok sevinmiştim. Çünkü sabah sabah onların yüzünü görmek bu hayatta  isteyeceğim en son şey bile olamazdı. Kahvaltımı Fatma teyze hazırlamıştı. Çok tatlı bir kadındı. Onu çok sevmiştim. Bu evde iyi anlaştığım tek insan oydu.

  Ev sahilin yukarısında kalıyordu. Bende sahile inip kumların üstüne oturup denizi seyretmeye başladım. Gözlerimi kapatıp denizin sesini dinledim. Kokusunu içime çektim ve uzun bir süreden sonra ilk defa huzurla doldum. Uzun bir oturuştan sonra eve gitme kararı aldım. Tam ayağa kalkarken bir şeye çarpıp yerime yeniden oturdum. Çarptığım her neyse canımı çok acıtmıştı. Kafamı kaldırdığım da acayip yakışıklı bir çocuk bana sırıtıyordu.

"Ne gülüyorsun be."

"Önüne baksana aptal az daha düşüyordum."
Aptal dediği anda kan beynime sıçradı. Yerden bir avuç kum alıp suratına attım.
"Sensin aptal ve ayrıca öküzün tekisin de."

"Ahhh ne yaptığını sanıyorsun sen."

"Ohhh iyi oldu az bile yaptım."

"Seni bi elime geçirirsem varyaa..."

KÖLECİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin