Deniz'den
Onur evden gideli bugünle beraber dört gün olmuştu. Ama kapıdan çıkar çıkmaz onu özlemeye başlamıştı.
İlk günün akşamı hemen mesaj atmıştı. Onur'dan mesaj gelmesini bekleyerek salonda sandalye başında uyuyakalmıştı. İkinci ve üçüncü günde dayanamayıp mesaj atmıştı. Ama sonuç hiçbir şeydi! Onur hiçbir mesaja geri dönmemişti.
Hazarla konuşmaya çalışsa da Hazar ona görünmemek için uyurken gelip yemek yapıp gidiyordu. Bir gün uyumuş numarası yaparak öğrenmişti bunu.
Sinirle telefonu eline alıp Onur'a attığı mesajlara baktı.
21 Temmuz
İyi akşamlar Onur. Nasılsın, neler yaptın?-20.30
Onur ben seni özledim, müsaitsen arasam konuşsak olur mu?-23.00
Özledim diyorum, hey orda mısın?- 23.45
22 Temmuz
Cevap vermezsen verme be! Arasan da açmayacağım anladın mı?-01.00
Onu sinirlendirmeye çalışmıştı ama anlaşılan işe yaramamıştı. Okumaya devam etti.
Tamam tamam ararsan açarım. Kızdığım için öyle demiştim.-02.00
Hey aramanı bekliyorum arasana be!-03.00
Yeter be uyucağım artık, anlaşılan sen uyuyorsun zaten. Hadi iyi geceler.-05.00
Onur cevap vermese de bir umut yazmaya devam etmişti. Ama son iki gündür çok korkuyordu Onur'a bir şey oldu diye. Okumaya devam etti.
23 Temmuz
Onur bak, cidden seni merak ediyorum tamam mı. O yüzden artık cevap ver.-18.00
Cevap versene! Burada sana bir şey oldu diye aklımı kaybedeceğim en sonunda.- 23.59
Sıra bugün yazdığı mesajlara gelmişti. Okuduktan sonra harekete geçme zamanıydı. Onur mesajlara rağmen gelmediyse gerçekten bir sorun var demekti. Deniz bütün sevdiklerini kaybederdi yoksa sıra Onur'a mı gelmişti? Hüzünle en son yazdığı mesajlara baktı.
24 Temmuz
İyi misin? Seni gerçekten merak ediyorum, lütfen bana haber ver.-17.00
Tamam, artık buna bir son veriyorum. Sana haber vermek zorunda değilim ama Hazar burada değil ve sonuçta senin evindeyim. Sırf bu yüzden haber veriyorum. Yarım saate eşyalarımı toplayıp evinden gidiyorum hatta adadan bile gidebilirim. Bugüne kadar ki her şey için çok teşekkür ediyorum. Kendine dikkat et ve lütfen mutlu ol BENSİZ!-18.30
Bu mesajı yazana kadar içi parçalanmıştı ama başka çaresi de yoktu bir bakıma. Son beş dakika kalmıştı artık hareket etme zamanıydı. Aslında bahçeye çıkacaktı ama gidemedi. İkinci kez aşık olmuştu: işte en sonunda kendine itiraf ediyordu.
Salondaki kolonun arkasına geçti. Dakikalar geçtikçe ömründen ömür gidiyordu sanki. Kapıda bir gürültü koptu ve kapı kırılarak içeri girdi önde Onur arkasında Hazar.
-Deniz, Deniiiiiz! Nerdesin, sana diyorum!
Hazar: Abi bir dur, dikkat et.
-Bırak beni Hazar! Odaya gidip bakacağım. Bak sakinim hadi bırak beni.
Hazar: Tamam abi, bırakacağım. Ama dikkatli ol. Dikişlerin patlarsa doktor bir ay daha odadan çıkmana izin vermez benden söylemesi.
Denizin ağzı açık kaldı. Ne? Ne dikişi?
Onur odaya doğru hareketlenirken hızlı hareket ettiği için dikişleri zorlanmış ve acıyla bağırarak yere çökmüştü. Onur yarasına baktı, en azından kanamıyordu.
Deniz koşarak Onur'un yanına geldi. Odanın diğer ucundan koştuğu için nefes nefese kalmıştı.
-S-Sen iyi misin? Ne dikişi! Hem bana niye haber vermiyorsun! ŞAPŞALSIN! BURDA MERAKTEN ÖLECEKTİM BE ADAM! Ay nefes nefese kaldım, dediği sırada Onur onu kollarına çekip:
-Ama bu şapşalı seviyorsun, diyerek gülümsedi.
Denizse 'Evet, seviyorum' diyerek Onur'un dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.
≈
Azcık delilerse napalım? Onları bu şekilde sevdik vazgeçer miyiz? YOOO
Ayrıca sevmek için görmeye de gerek yok. Sırf en başta kalıplara bağlı kalmamak için onları özgür bıraktım ve resim koymadım.
Son bir bölüm kaldı sadece. Bakalım neler olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitme Sana Muhtacım ~ bxb
Short Story~ Tamamlandı ~ Bakalım Onur ve Deniz'in hayatında neler oluyor ?