≈ Let's Meet ≈

371 18 3
                                    

Deniz

Yanındaki devasa sırt çantasına ve önündeki valizine baktı. Ne demeye filmde oynamayı kabul etmişti, peki bu tatil nereden çıkmıştı? Tek bildiği bu tatile ihtiyacı olduğuydu. İyi ki geldim diye düşündü. Şirketin ona her ay vereceği parayla bu adada kalacaktı hem de beş ay.

Cast ajansına yazılmıştı ve aylardır haber yokken bir anda bu film için onu çağırmışlardı. Şartlarda anlaşınca buraya gelmişti ama hiç tecrübesi yoktu.

Eşyalarını yüklendikten sonra yürümeye başladı. Şimdi ne yapması gerekiyordu. İlk defa tek başına kalmıştı. Kafasını kaldırınca karşıda Love is love adlı pansiyonu gördü. Kalacak bir yere ihtiyacı vardı ve buraya bakabilirdi. Pansiyonda odayı güzel bir indirimle tuttu. Bugünlük bu kadar dedikten sonra kendini yatağına bıraktı. Biraz uyusa iyi olurdu.

Onur 

4 Saat Sonra

Hadi ama anlaşmada bu yoktu diye sitem etti. Onun ne zaman geleceğini öğrenmek için defalarca Enes'i aradı ama telefonu kapalıydı. Daha fazla dayanamamış ilk uçakla adaya gelmişti. Eşyaları bir ay önceden hazırdı, filmin diğer oyuncusunu deneme çekimlerinde görüp arkadaşı Enes'ten rica ederek diğer başrol olmuştu.  O günden beri aklından çıkmıyordu gördüğü kişi..

Eşyalarını yerleştirmesi bitince saate baktı ve acaba o ne yapıyor diye düşündü. Takım elbisesini çıkarıp pudra pembesi gömleğini ve kot pantolonunu giyindi daha sonra saçını da düzeltti. Gerekli eşyalarını alıp evden çıktı. Restoranların arasındaki insanların arasına karıştı.

Karşısında eskiden çok sık gittiği mekânı görünce gözüne bir masa kestirip ilerlemeye başlamışken küçük bir bedenin ona çarpması ile duraksadı. Küçük olan gözlerini dikmiş ona bakıyordu. O karşısındaydı, sabahtan beri acaba nerede diye düşünüp durduğu kişi burdaydı. Küçüğün konuşmasıyla kendine geldi. 

Deniz: Şey...Şey ben çok özür dilerim. İyisiniz değil mi? Diye konuşmasını bitirdiğinde Onur, küçüğün al al olmuş yanaklarına bakıyordu.

-İyiyim, bir şeyim yok. Siz iyi misiniz? Sanki kaybolmuş gibisiniz, dedi. Bakışları bir an olsun ondan ayrılmamıştı. Küçük çekinerek cevap verdi:

-E... Evet yani hayır. Kaybolmadım, yemek yemek için bir yer arıyorum. Onur küçüğün gözlerine baktı ve tebessüm etti. Küçük konuşmaya devam etti:

-Siz, acaba şey güzel bir yer biliyor musunuz? Ben bugün geldim de buraya.

Onur minik karşısında utançtan kıpkırmızı olan küçüğe kıyamadı ve hemen cevap verdi:

-Ben buraya gidecektim, yemekleri güzeldir. İsterseniz bana eşlik edebilirsiniz, dedi ve küçüğe sarılmamak için kendini zor tuttu.

Küçük, duyduklarına şaşırsada iyi olur diye düşündü ve kabul etti.

Onur: Hadi gel oturalım, dedi ve karşılıklı oturdular. Artık tanışma zamanı diye düşünüp elini küçüğe uzattı:

- Hadi tanışalım. Ben Onur KILIÇ. Sen?

Küçük ilk gördüğü andan beri etkilendiği adamın konuşmasıyla gözlerini vücudundan çekip utanarak gözlerine baktı ve cevap vcerdi:

- Ben Deniz MUTLU. Tanıştığıma memnun oldum, dedikten sonra adının Onur olduğunu öğrendiği adamın elini sıktı.

Yemek yediler, sohbet ettiler. Saat gece yarısına gelirken birbirlerine iyi geceler dileyip zıt yönlere gittiler.  

Gitme Sana Muhtacım ~ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin