(ASENA)
Tutkusunun esiri olan insanlar var mı çevrenizde? Yada bu soruyu şu şekilde düzeltiyim; Tutkularının esiri olan insanlar...
Şahsen benim tanıdığım fazlaca insan var.
Peki ya içlerinde o tutkuları nasıl yaşadakılarını biliyor musunuz?
Benim bilip bilmediğimi mi soruyorsunuz?
Belki de hayatımda ki en kararlı tavrımla "EVET" diyebilirim.
Çünkü ben sokakta; Liliy, salonda;Şahsanem, balerinken; Black Swan* ım.
Ben tutkuları da,o tutkuların şahsen nasıl yaşanadığı bilen yegane insanlardan biriyim.
Kursa gitmek için sabahın erken saatlerinde kalkıp üzerime dün ayarladığım siyah kot, beyaz tişortüm ve kırmızı kareli gömleğimi geçirdim. Ayakkabı bölümümden kırmızı beyaz converslerimi giyindilten sonra hazırdım.
Eğer Ankara gibi sonbahardan ilkbahara kadar kesici bir ayazı olan şehirde yaşıyorsanız ekim ayında üzerinize mont veya ceket almadan çıkmak hastalığa davetiye çıkarmak gibi bir şeydi. Bu yüzden üzerime siyah deri ceketimi ve siyah deri çantamı alarak aşağı kata indim.Kahvaltı sofrası hazırdı. Hatta benim dünya üzerinde ki tek dayanağım ve sırdaşım babam masada yerini çoktan almıştı bile.
Kahvaltı sofrasına yaklaşarak babamığın yanağına sulu bir öpücük kondurarak masada ki yerimi aldım.
"Günaydınlar beyfendi"
diyerek babama laf attığımda, babamda oyunuma ayak uydurarak
"Günaydınlar hanımefendi"
diyerek karşılık verdi.
Babam çocukla çocuk, gençle genç, yaşlıyla yaşlı hatta çılgınla çılgın yani karşıda ki kişi neyse onla bir olabilen bir kişiydi. Canımdı o benim. En sevdiğimdi. Hayatta ki tek akrabamdı.
Hızlıca limonlu suyumu içip peynir ve domatesten tabağıma koyarak bir dilim kepek ekmekle onları yemeye başladım. O sırada babama dönerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DANS
RomanceAsena... Sokak adı Liliy, salon adı Şahsanem, balerin adı Black Swan(Siyah Kuğu) olan; sadece en yeteneklilerin olabileceği bir konsarvatuar hazırlık kursunun gözde öğrencisi. Her kesin onun hakkında düşündüğü tek bir şey vardı; THE JUILLIARD SCHOO...