ZAMAN

147 1 1
                                    

“Zaman nedir?
Kimse sormazsa ne olduğunu biliyorum. Ama birisine açıklamaya kalkarsam artık bilmiyorum… Eminim ki geçip gitmiş olmasa ‘geçmiş’ zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa gelecek zaman da olmayacak. Peki nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz yok. Şimdiki zaman sürekli var ise, geçmişe karışmayacak ise şimdiki zaman değil sonsuzluk olmaz mı? İyi ama şimdiki zaman var olabilmek için geçmişe karışması gerekiyorsa mevcudiyetini yok oluşuna muhtaç olan bir Şimdi‘nin VARlığından nasıl bahsedilebilir? Demek ki zaman yokluğa meylettiği ölçüde var olan şeydir.” (Aziz Augustinus,: 354-430)

Ona göre, insan kavrayışı zamanın gerçekliğine ulaşamaz bir niteliktedir.

Augustinus’un zaman yorumu idealisttir, metafizik bir yorumdur. Ona göre, evrenden önce zaman da yoktu ikisi aynı anda tanrı tarafından yaratıldı. (Augustinus, 2006: 361)

Klein ise, zaman’ı tarif etmeye çalışırken, aslında bu tariflerin zaman’ın halihazırda varolduğundan hareketle yapıldığını ve bir metafor olduğunu, onu bir bütün olarak tarif edemediğinin de altını çizer.

“1. Hiç bir şey olmadığı sırada olan/geçen şeydir,

2. Olayların birbirini takip sürecidir,

3. Gelmekte olan gelecektir,

4. Her şeyin bir anda olup bitmemesi için doğanın icad ettiği bir kolaylıktır.” (Klein,: 7-19)

Zaman kavramına fen bilimleri açısından net ve mutlak bir tanım getirmek zor görünüyor. Felsefe açısından ise bu zorluk tekrar yaşanıyor. Birçok filozof bu kavram hakkında görüş belirtmesine karşın, kavramı derinlemesine ele alan filozofların sayısı azdır. Felsefe, böylesi kavramlara net bir tanım getirmekten kaçınır. Bunun yerine çeşitli düşüncelerin bir arada ele alınmasına ortam yaratır.

Zaman oku ya da zamanın oku, zamanın geçmiş ve gelecek arasındaki yönünü belirtmekte kullanılan bir kavramdır. Pekçok bilim alanında kullanımına rastlanır. Zamanın “tek yönlü” veya “asimetrik” oluşu görüşü İngiliz astronom Arthur Eddington tarafından 1927 yılında ortaya atılmıştır. Bu teori, Avusturyalı fizikçi Ludwig Boltzmann’ın düşüncelerini temel alır.

Peki hareketin olmadığı yerde bir zaman akışından söz edilebilir mi?

Zaman nedir? Bu soruyu yaşamımız boyunca sorarız kendimize ve yanıtlarımız döneme ve içinde bulunduğumuz koşullara göre değişkenlik gösterebilir. Bugünün kapitalist dünyasında, zaman para demektir, ya da denildiği gibi “vakit nakittir”. İnsanlar kapitalist dünyada koşuştururken, her dakikalarını zamanı para ile ölçerek ve onu paraya çevirerek değerlendirmek istiyorlar, çünkü sistemin onlardan beklediği ve istediği budur. İnsanlar yapay bir zaman pistinde, yarış atları gibi birbiriyle yarıştırılıyor. Doğru zamanda “doğru yerde” olman gereklidir. İşe geç kaldığın bir dakikanın bile hesabı sorulur. Sistem bireye, zaman’ın para demek olduğunu öğretir. Birey de zamanını hep daha fazla para kazanmaya yönelik olarak harcar.

Gerçekte zaman diye bir kavram var mıdır, ya da bazı filozofların belirttiği gibi sonradan mı icat edilmiştir? Zaman’ın olmadığı bir yer var mı? Zaman, Newton’un belirttiği gibi homojen, sıralı bir şekilde akan mutlak bir kavram mıdır, yoksa Einstein’in tezindeki gibi göreli midir?

Gerçekte şimdi’den çok geçmiş ya da geleceği düşleriz

Zaman denildiginde en çok insanın aklına “geçmiş zaman” gelir. Çünkü geçmiş zaman yaşanmıştır, ya da en azından insan yaşandığı yanılsamasını yaşamaktadır. İnsan en çok geçmiş zaman, yaşadıkları üzerine düşünür. Ancak zaman geçtikçe, hatırlananlar da değişir ve yaşanan gerçek bir olay çok farklı bir şekilde hatırlanabilir.

Her konuda seçme makaleler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin