Kürşat'ın Sofrasında
'Vaktiyle bir Atsız varmış derlerse ne hoş;
Anılmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhoş! 'Atsız Ata
Atsızlığı nam eden yiğitlerim atlansın;
Kor taşıyan avuçlar,pas çözsün,pusatlansın!
Yıkılsın Ergenekon; yurtlarım azatlansın!
Hainlere kargışlı,kahpe acun dar olsun!
"Vaktiyle bir Atsız varmış"; var olsun!
Ayzıt yarenlik etsin,kurt doğursun Almıla,
Demir yığan,vade az,koşsun Atam Irkıl'a,
Ozan Çuçu söyleye,gök çöke yer yıkıla,
Bay kılınsın budunum,kalanı bizar olsun!
"Vaktiyle bir Atsız varmış"; var olsun!
Sançar bas kahkahayı,çınlat Tanrı Dağı'ndan,
Kara Kağan gafleti,az bu gaflet çağından,
"Kurtkaya elini çöz",çık sürgün otağından,
"Kanlı sınır boyları yağıya mezar olsun"
"Vaktiyle bir Atsız varmış"; var olsun!
Deli kurt Çakır alsın, Gökçen'i terkisine,
Açığma-kün kul olsun, Burkay'ın kargısına,
İ-çing katun delirsin, Kürşat'ın korkusuna
"Hayat çelik kollarla atılan bir zar olsun",
"Vaktiyle bir Atsız varmış", var olsun!
Geçmesin geri gelen bir mektubun yarası,
Selim Pusat sorgusu,bir mektebin sırası,
Yurt olmaya yetmesin iki kutbun arası,
Atam'a süngülerim, kılıçlarım yar olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış", var olsun!
Bozkurtlar diriliyor,ey kutlu atam Atsız,
Yolların başıdır bu; onun için pusatsız,
Bir işimiz hep yarım! Yapılmıyor Kürşat'sız!
Ve katında ona da kırk ayrı selam olsun,
'Vaktiyle bir Atsız varmış', var olsun!
Anılmadan yaşarsın ve bilmeden acımı,
Belirsiz mezarlarda bir "tabutluk" geçimi,
-ki bugünün erleri, iyi görsün öcümü,
Böyle düzen, böyle çağ, böyle devran kahrolsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış", var olsun!
Sen ömründe bir kere,bir kere sevinirken,
Tanrı yolu uzaktır! Biz sıkı giyinirken,
Ve demirdağ bir daha,bir daha delinirken,
Mezar taşımız yastık,yorganımız kar olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış", var olsun!