flashback
"Hey Jeongin! Şuna bak, fazla şirin değil mi?"
Jeongin yanaklarını şişirerek yanıma oturduğunda, ona televizyondaki küçük kız çocuğunu işaret etmiştim.
"Tanrım! Çok şirin gerçekten, ama benim Eun Ae'm daha şirin!"
Dudaklarını büzerek geri yasladığında kahkaha atmıştım.
Onun bu şirin halleri beni hep güldürmüştü, çünkü fazla şirin ve komik oluyordu!
"Ah, Tanrım! Ocaktaki suyu unuttum!"
Bir hışımla tekrar koltuktan kalkarak mutfağa koşmuştu. Kahkahama tekrar engel olamazken, ayağa kalmıştım.
"Jeongin telefonumu gördün mü?"
Mutfakta bir o tarafa bir bu tarafa koşan Jeongin, bana bağırarak cevap verirken gülümsememe engel olamamıştım.
"Odamda olabilir!"
Jeongin'in odasına adımlarımı ilerletirken odadan içeri girdim ve odaya bakındım. Çalışma masasının üstündeki telefonumu görmem ile oraya ilerlerken, kamerayı görmem ile yüzüme bir gülümseme yerleşmişti.
Elim kameraya giderken, Jeongin önceki videolarını merak etmiştim. Bu özel bir şeydi değil mi? Ama çok merak ediyordum.
Kendime engel olmaz ve ilk videodan başlayarak tüm videoları izlemiştim.
Belki de...
İzlemesem daha iyiymiş.
"Hyunjin, buldun mu telefonu?"
Hızlıca kamerayı kapatıp masaya koyduğumda hissettiğim şeye anlam veremiyordum.
Jeongin bunca zamandır beni mi seviyordu?
Tanrım, o benim arkadaşımdı.