Bölüm 1

6 0 1
                                    


Yıl 1960 günlerden Cumartesi saat öğlenin 12.30'u idi. Gözüne vuran güneş ışınlarıyla kafasını zar zor kaldırabilmişti. Sanki bir bira fıçısının içine girip çıkmış gibiydi. Hiç bir şey hatırlamıyordu. Dağınık ve uzun saçları yüzünü kapatmaya yetip de artıyordu bile. Şöyle bir silkinip kendine gelmeye çalıştı. Ne oldu, buraya nasıl geldi hiç bir fikri yoktu. Ama tek bi fikre sahipti ki o da bu kocaman ve ıssız orman da şimdilik tek başınaydı. Ayağa kalkarak yürümeye başladı. Her yanı çalılıklarla kaplı bu orman Jahnsonu biraz tedirgin etmiş hatta korkutmuştu bile. Jahnson uzun boylu, siyah uzun saçlı, ve kaslı bir İngiliz vatandaşıydı. Ama böyle dev bir adamı ürkütücü bir orman korkutmaya yetmişti. En son arkadaşları Jack ve Derwentla olduğunu hatırlıyor ama bu Teksas Ormanlarına nasıl geldiğini hatırlayamıyordu. Tedirgin adımlarla ilerlerken bir yandan buraya nasıl geldiğini , arkadaşlarının nerede olduğunu , en önemlisi de kimle ve neyle karşılaşacağına dair hiç bir fikri yoktu. Daha önce Teksas Ormanlarıyla ilgili pek çok inanılması güç ve ürkütücü hikayeler duymuştu. Anlatılanlara göre o hikayelerden birisi de şöyleydi;

''Bir gün geçimini odunculukla geçiren bir oduncu yine bu ormana odun toplamak için gelir. Odunu kesip küfesine yerleştirdikten sonra evin yolunu tutar. Fakat tepeyi tırmanırken ürkütücü sesler duyar. Seslerin ne olduğunu anlamaya çalışır fakat nafile yıllardır sırtından düşürmediği küfesi ve bedeni aynı anda yere yığılıverir. Oduncunun dönmediğini gören köylüler ellerinde gaz lambalarıyla , sopa ve küreklerle oduncuyu aramaya çıkarlar. Ormanının derinliklerine girdikten bir kaç 100 metre daha ilerledikten sonra gördükleri manzara karşısında şaşkına dönerler. Oduncu yerde kanlar içinde yatmaktadır, cesedinin başında ise 2,3 zombi oduncunun leşini yemektedirler. Köylüler kaçmaya çalışırlar ama zombiler onlara da tuzak kurarlar ve o gün oduncuyu ve oduncuyu aramaya gelen bütün köylüleri öldürürler. İlginç olan ise oduncunun ve diğer köylülerin cesetlerine dair hiç bir şey bulunamamış olmasıdır.'' İşte bu inanılması güç ama gerçek olan hikaye Jahnsonu çok ama çok korkutmuştu. Arkadaşları Jack ve Derwent ı pek sevmezdi ama onlardan bir gece ayrı kalmasına rağmen şaşırılacak şekilde özlemişti nedense. Jackin kötü esprilerini , Derwentın ise o koca göbeğiyle dalga geçmeyi özlemişti. Bu düşüncelerle yürümeye devam etti. Yürümekten ayakları su toplamış , yürümeye takati kalmamıştı. Bi derenin kenarına oturup susuzluğunu giderdikten sonra biraz dinlenmeye karar verdi ve derenin kenarında bulunan kayaya oturdu. Açlık bir yandan ,stres bir yandan, korku bir yandan sıkıştırıyordu Jahnsonu. Bütün bu düşüncelerden kurtulmak için kayaya tam uzanacaktı ki omuzunda kirden,pislikten kap kara kararmış bir el burnunda pis bir koku hissetti ve bastı feryadı;

'' AAA Tanrııımmmm!!!'' Çok korkmuştu gerçekten yüzünü tedirginlikle ve korkuyla omuzuna dokunan ele doğru döndü....

Gördüğü şey yaşlı bir moruktan başka bir şey değildi.

Moruk '' Ne arıyorsun burada genç?'' diye sordu. Jahnson yüzü buruş buruş olmuş, dişleri dökülmüş, ağzından salyalar akıtarak konuşan bu moruktan tiksinmişti resmen. Moruk tekrar sordu;

'' Sana dedim genç salak gibi yüzüme bakma da sorumu cevapla bu ormana genelde kimse uğramaz.''

Jahnson kekeleyerek cevap verdi;

''Eeee şş şeyyy ben ben kayboldum.''dedi.

Moruk ''HHAHAHAHA'' diye gülerken bütün kahkaha orman da yankılanmıştı. Genç Jahnson ve Moruk bir yandan ormanın derinliklerine doğru yürürlerken bir yandan da sohbet ediyorlardı.

Moruk '' Buraya nasıl geldin genç adam?''

Jahnson '' Hiç bir fikrim yok.''

'' Buraya nasıl geldiğine dair illa ki bir fikrin vardır ha evlat?''

'' Hiç bir fikrim yok dedim ya moruk neden inanmıyorsun?''

'' Tamam, tamam inandım sana oldukça yorgun görünüyorsun.''

'' O kadar yorgunum ki ihtiyacım olan tek şey dinlenmek.'' dedi esneyerek.

Moruk '' İstersen seni kulübeme götürebilirim ve seni misafirim olarak kabul edebilirim.'' dedi.

Jahnson bu adamı hiç sevmemişti. Ama başka bir şansı da yok gibiydi. Hem bir yandan hava kararmaya başlamış,bir yandan da aç kurtlar ulumaya başlamıştı bile. Jahnson istemeyerek de olsa moruğun teklifini mecburen kabul etti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 04, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MACERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin