Part 3

194 26 10
                                    

     Bugün çok işim vardı. Mesela Kim ile güzelce konuşmak gibi. Tabii anlayacağı dilden. Üzerime bir gömlek ve kot pantolon geçirip hızlı bir şekilde evimden çıkarak arabama atladım.

****

JİMİN'İN AĞZINDAN

      Kendimi çok bitkin hissediyordum. Yaz tatilim biraz zor geçiyordu. Ailem , ben bu yıl başka bir üniversitede olacağım için çok heyecan yapıyor ve gereksiz telaşa kapılıyorlardı. Bu da beni strese sokuyordu. Sürekli bana "Şu üniversite nasıl?" , "Baksana bu üniversiteye girenlerin iş olanakları daha yüksekmiş" , "Bu bence tam sana uygun bir üniversite" , "Bu üniversitenin eğitimi çok güzel" , "Bu üniversite geleceğin için iyi olabilir" ..... Ve bunun gibi bir sürü daha. Keşke biraz bana güvenseler. İlkin de yaptığım gibi ben zaten kendim için en iyi olanı seçeceğimden emindim.

     Yatağımda yavaşça doğruldum ve elime telefonumu alıp instagrama girdim. Yeni bir takipçim olduğunu görmüştüm. Tıkladığım anki şoku üzerimden atamadım. Beni nasıl bulmuştu ki? Ve niye takip etmişti  ki? Bu soruların cevaplarını düşündüğüm sırada  onu stalklarken bulmuştum kendimi. Bir sürü havalı fotoğrafı vardı. Ve en az 500k beğenisi vardı ;

 Ve en az 500k beğenisi vardı ;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(955K beğeni 470k yorum)

(989K beğeni 480K yorum)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(989K beğeni 480K yorum)

(989K beğeni 480K yorum)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(760K beğeni 200K yorum)

     Benim ise sadece 10 tane fotoğrafım vardı ve genel olarak 2k beğeni alıyordum. Bir anda onun hesabında takılı kaldığımı fark edince çıkmaya yeltendiğim an takip etmeye başlamıştım. Ne yapacağımı bilemeden telefonu düşürdüğümde bir resmine beğeni atmıştım. DUR ALLAH IN BELASI JİMİN. Şimdi ağlayacaktım. Çok gerizekalı biriydim offf. Hızlıca instagramdan çıktım ve telefonu bırakıp yatakta sinirden tepindim. O sırada çalan telefonum ile başımı yavaşça kaldırdım ve telefonu elime alıp baktım. Arayan Taehyung tu.

         Taehyung ve ben çocukluk arkadaşıydık.
Aramızda iki yaş vardı. Benden iki yaş küçüktü. Taehyung normalde çok sakin ve sessiz biriydi ama ortaokul yıllarında çok hırçınlaşmıştı. Sebebi babasının hapisaneye girmesiydi. Babasına olan düşkünlüğünden dolayı , babası hapise girince o da çok değişmişti.

          Telefonu açtım  :

- "Efendim Taehyung?"

+ "Canım sıkılıyor birlikte bir şeyler yapsak olmaz mı?"

- "Aklında bir şey mi var Tae?"

+ "Aslında hayır. Gezeriz diye düşündüm sadece."

- "Sen.. iyi misin? Sesin bozuk gibi geliyor."

+ "Jimin 1 saat sonra Donghae'ye gel"

- "N-  Ben daha "Ne" diyemeden telefonu kapatmıştı. Ne olmuştu ki? Donghae de olduğuna göre önemli bir  şey olmalıydı.

      Donghae ve ben bizim ailelerimiz arkadaş olduklarından dolayı tanışmıştık. Sonra iyi anlaşmıştık. Ben de Taehyung ile onu tanıştırmıştım. İkisi aynı yaştalardı. Üçümüz güzel anlaşmaya başlayınca çok yakın dostlar olmuştuk.

       Evden çıktım ve hızla yürüyerek Donghae'nin evinde doğru gittim.

****

JUNGKOOK'UN AĞZINDAN

         Kim'in evini basmıştım. Sinirle içeri daldığımda evde tahminimce sadece o vardı. Salonda ki kahverengi deri koltuğuna yayılmış elinde kumandası ile televizyon izliyordu. Aniden kapıyı yıkıp girince hızla kafasını bana çevirdi ardından ayağa kalkıp "Ooo kimleri görüyorum" dedi. Sinirlerim gerilmeye başlarken : "Seni nasıl çıkarttılar bilmiyorum pislik. Ama eğer"  hızla yanına gidip yakasından tuttum ve devam ettim :"Ama eğer yakınlarımdan birine zarar verecek olursan seni kendi ellerimle öldürürüm! Anladın mı beni?!" Histerik bir kahkaha attı ve :"Evime böyle dalman ne kadar korkusuzca. Seni en son gördüğümden bu yana ne kadar da büyümüşsün" dedi. Sinirle ittirdim ve yakanı daha fazla sıktım. Dişlerimin arasından :"ANLADIN MI BENİ?!" Kim güldü tekrardan ve hiç bir şey yokmuş gibi saçma sapan konuşmalarına devam edecekti ki buna daha fazla dayamazdım ağzının ortasına bir yumruk geçirip ittirdim : "BENDEN VE YAKINLARIMDAN UZAK DUR SENİ ADİ ŞEREFSİZ. EĞER DURMAZSAN SENİ ÖLDÜRÜRÜM." Diyerek hızla arkama döndüm ve evden çıktım. Arkamdan bir şeyler söylemişti. Duyabildiğim tek şey şu olmuştu : "Daha yeni başlıyor."

****

         Bağırıyordum. Hıçkırıklarımın arasından sesimin çıktığı kadar bağırıyordum. "ANNE BENİ BIRAKIP GİTME..! BEN..! SENSİZ.. YAŞAYAMAM..! GİTME...! LÜTFEN ANNE..! ANNE..! ANNEE!!!" Çok fazla göz yaşı akıtmıştım. Ama o an anlamıştım ne kadar büyüdüğümü. Daha 11 yaşındaydım ama yaşarken ölmüştüm...

****
  
    Kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı. Telefonumu cebimden  çıkarttım. Bir sürü bildirim vardı her zamanki gibi. Ama içinden iki tanesi ilgimi çekmişti. "Jimin sizi takip etmeye başladı." , "Jimin fotoğrafınızı beğendi". Bu benim gülmeme sebep olurken ben de onun fotoğraflarına bakıp hepsini beğendim.

    Kim. Kim Peok. Bu isimden nefret ediyordum. Bu isim benim annemi benden almıştı. Hala aklım almıyordu. Nasıl olur da onu salarlardı? Sinirlerim gerilmeye başladı hızla. Kendimi bir anda Donghae'nin evinin önünde buldum. Arabadan indim. Kapıyı  çalacakken içeriden gelen bağırış sesleri ile  durdum. Müsait değildi sanırım. Tekrar arabama binip evime doğru yol aldım.

Vazgeç // JiKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin