DOLUNAY

3.BÖLÜM.

                  
        Sabah kalktığında neredeyse burak'ın üzerine çıkmıştım. Boynum ve belime keskin bir acı saplandığında yerimden doğruldum. Canım çok acıyordu. Burak horlaya horlaya yatarken ben de makinemi alıp fotoğraf çekmeye gidecektim.

Koltuktan kalkarken ayağımızun ucuna kadar inen battaniyeyi üzerine örtüp. Üst kata çıktım. Üzerime dar bir siyah tayt, bol kırmızı bir swit ve dizimin altına gelen kırmızı bot-çizmeyi geçirip aşağı indim. Bu kırmızı bot-çizmeyi ilk defa giyecektim yani evde onunla dolaştım.
Mutfağa girip keskin bir bıçak aldım. Ne olur ne olmaz yanii.

Her adım attığımda Parkeden gıcırdama sesleri yükseliyordu. Yavaş bir şekilde kilitli olan kapıyı açtığımda yüzüme soğuk hava çarptı. Kapıyı arkamdan kapatım ormana doğru ilerledim. Hava soğuktu. Ev uçuruma çok yakındı. Ama manzarası müthişti. Bıçağımı taytımla donum arasına iyice yerleştirdikten sonra rahat bir nefes aldım. Niyetim asla onları incitmek değildi. Ama bana saldırırlarsa birazcık canlarını yakabilirdim. Ormanın ortalarına yaklaştığımda konumumun iyi olduğu kanısına vardım.

Bir uğulama sesi duydum. Yakınlardan geliyordu. Hemen oraya yakın bir yere kuruldum. Pro kameramı çıkardım ve yere boylu boyunca uzandım. Önümü görmüyordum, sadece kameranın çektiği yeri sabit bir şekilde görüyordum. 3 4 dk boyunca hiçbir şey olmadı ama kamerayı zoomladığımda kurtların yerde bir şey çekiştirip yediklerini gördüğümde kanım donmuştu. Karın üzerine yatmak zaten vicudumu uyuşturmuştu.

Hafiften doğrulduğum zaman karın çıkardığı seslere karşı kurtlardan 2 si kulaklarını dikleştirdi.
Olduğum yerde kalakaldım.
sıçtın kızım sen ! İç sesim haklıydı. Gri kürklü gözleri okyanus gibi olan kurt benim olduğum tarafa döndü. Şok içinde kameramın ekranına bakıyorum bir anda diğerlerinin yanından ayrılarak koşmaya başladı.
Avazım çıktığı kadar çığlık attığımda koşuyor olduğumu hissettim.
İmkansızdı çok hızlıydı. Sanki yorulmuş gibi bir anda yavaşladı. Ondan kurtulmam istiyor gibiydi Ben daha çok hızlandım aradan  birkaç dakika geçtikten sonra bir ağacın önüne sırtımı yasladım şu an Görünürde yoktu  burnum ve ciğerlerim yanmaya başlamıştı ağacın arkasına gelen çıtırtıla son bir kere daha Burak'a düşündüm şimdi ölecektim Taytımla külotumun arasındaki  bıçağı alarak hazırda bekledim bir anda sol taraftan bir şey üstüme atladı Ben elimdeki bıçağı karnına sapladım acı içinde uygularken çığlıklar dudaklarımdan firar ediyordu. Kan revan içinde önce bana bakıyordu. O an kendimden beklemediğim bir şey yaptığım için ağzım o şeklini almıştı . Ben...ben onu...

Hızla sürünerek geri geri çekildim. Bir saniye bu... o-o bir insandı.