-------
Kiraz çiçeklerinin ahengi ve kokusuyla mest eden bir yol. O yola bakan cadde, caddenin ilerisinde ki mahalle bir çok çocuğun cıvıltısıyla doluydu. Eskiden bu mahallede sadece neşe ve oyun vardı. Şimdiler de bu kadar acıyı barındıracağını bilselerdi. O minik çocuklar büyümeyi asla istemezlerdi.
-------
Son adımını atıp büyük adımlarını koskoca bir mahallenin tam ortasında durdurdu. Sonbaharın asil rüzgarının saçlarının arasından şarkısını söyleyerek geçip gitmesi, burnuna rüzgarın sunduğu güzel çiçek kokusu ve az ilerideki evinin onun için devasa olan görüntüsü. Omuzundaki askılı geniş çantayı sıkıca tuttuğu bavulunun üzerine bırakıp, etrafına büyük bir özlemle baktı. Sağ tarafında kalan tekdüze dizili evler, sol tarafında tekdüze dizili evler vardı. Şuanda mahallenin tam ortasında kokusunun burnuna dolduğu tanıdık olan unutamadığı kiraz ağacının tam önünde duruyordu. Arkasının dönük olduğu ağacın dalları birbirine çarpıp onun gelişini kutluyormuşçasına burnuna özlem duyduğu mahallesini, mahalle yapan o kokuyu sunuyordu.
Gülümsedi.
Aylar sonra dudakları ilk kez samimi bir şekilde kıvrıldı. Duygu ile dolup taşmadan önce gittikçe ağırlaşan adımlarını bavulunu sıkıca tutup sürükleyip, çantasını omzuna takarak evine doğru ilerletti. Her adımı atışında sıra sıra dizili olan evler arkasında kalıyordu. En sonunda kendi evinin önüne gelip çitten yapılan kapının önünde durdurdu adımlarını. Karşı karşıya olan ahşaptan olan evlerinin hizasındaki olana bakmak için arkasına döndü. Hiç değişmemişti. Kendi evleri gibi, tek değişen diş cephesinin beyaza boyanmasıydı. Karşı evin kapısına baktı. Gözleri yavaşça doluyordu...
Buna engel olmak için hızla önüne dönüp bavulunu arkasından çekiştirmeye devam etti. Evlerinin büyük ve geniş kapısına geldiğinde durup evlerinin görkemli duruşuna baktı uzunca. Kapının tokmağını bir kaç kez tıklattı. Ailesi zil taktırmak yerine eski yapıyı bozmayıp çok sevdiği tokmağı değiştirmemişti. Tam tekrar uzanacakken tokmağa kapı gülümseyen bir yüz ve şirin sesi ile açılmıştı. Ama o şirin sesin cümlesi karşısındaki kişiyi görünce yarım kalmıştı.
"Kim-"
Gülümseme sırası kapının önünde duran kişiye geçince kapı kolunda eli asılı kalanın yüzündeki gülümseme hızla solmuştu.
"Merhaba~"
Kapıda uzunca bir süre birbirlerine bakmalarının ardından evinin sıcaklığına yıllar sonra kavuşmanın verdiği hisle gülümseyip annesi ve babasının olduğunu tahmin ettiği salona gidip onlarında kısa bir şok yaşamalarına sebep olmuştu. Kısa bir süre sonra arkadaşıda peşinden evine kadar gelmişti. Ailesi ile olan uzun ve kızgın ve bir o kadarda özlemle olan tartışma ve konuşmalarının ardından ayrı kaldığı odasına nihayet kavuşmuştu. Havası, kokusu, nevresimleri hatta penceresinin giderken çektiği perdesi bile aynı duruyordu. Yatağına oturup tül perdenin izin verdiği kadar karşı pencerenin kapalı camına baktı. Uzun yıllar sonra yeniden burada olmak ağır gelmiş gibiydi. Nefes alma ihtiyacı ile aşağı inmek için ayaklandı.
Merdivenlerden sessizce inip -ailesi kendi evlerine gitmek yerine burada kalmak istemişlerdi- kapının önüne geldi. Ayakkabılarını giyip kapıyı açıp eli hala kulpun üzerindeyken kapıyı yavaşça arkasından çekti. Rüzgâr yüzüne öyle tatlı esiyordu ki bir anda temiz hava ile dolup taştığını hissetti. Tam kapının önüne çıkmıştı ki. Bu sırada karşı evin kapısı söylenerek açıldı. Elinde büyük çöp torbası ile siyah saçlı uzun boylu bir genç çıktı. Söylenmeye devam ederek kapının önüne gelip çöp kutusuna çöpü atıp kapıyı kapatmak için arkasını dönmüştü ki hafif kalınlaşmış naif bir ses işitti. Öylece yerinde donup kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Ağacı || <HunHan>
FanfictionKiraz ağaçları neden bu kadar güzeller Luhan? Dudakların neden kiraz kokuyor? Gözlerin neden böylesine buğulu? Peki ya, ellerim neden sensiz? Ana çift; HunHan Yan çiftler; MarkSon KaiSoo Vs.