*Not: Ben Sharon'u Steve yar etmem, onu Betty Brant'a çeviririm.*
*Geçmiş*
Howard Stark gözünü huzur içinde dans eden Ana ve Edwin Jarvis'ten aldıktan sonra kapıdan yeni girmiş kadına çevirdi. Kadının tek başına olduğunu fark ettiğinde ona doğru ilerledi. Savaş ve barışı temsil eden kolyesi dikatini çekmişti. Kadın ona elini uzattığında zarifçe öptü ve dans ettmeye başladılar. Howard Stark o gün ölümde bile birlikte olacağı kadınla tanıştığını bilemezdi ki.
*Shield Lisesi*
Yemekhaneye geldiklerinde Daisy ne yaptıysa onu yaptı ve Clint, görevliye teşekkür etti. Peter'ın çağırmasıyla masaya döndüğünde birbirlerine benzeyen iki öğrencinin yanyana oturduğunu erkek olanın karşısında sarı saçlı bir kızın oturduğunu gördü. Kız olanının karşısına Peter oturmuştu. Sonuç olarak sadece Daisy önü boştu ki bu tam olarak istediğin şeydi. Masaya oturmasıyla Daisy ona kısa bir gülüş attı. Sarı saçlı olan kendini tanıttı "Ben Sharon Carter", ikizler ise "MJ ve Ned Fury". Tam Ned konuşmaya başlayacaktı ki yan masadan ses geldi "Seni tebrik ederim, ilk defa biri Daisy'in önüne oturmaya cesaret etti." Çocuk masadan kalkıp masalarına doğru ilerlemeye başladı ardından ise ikizler. Clint çocuğu tanıdı: "Flash Thompson, önceden yakalanmış Hydra ajanlarından biri, ikizler ise gelişmişlerden olan Wanda ve Pietro Maximoff'tu.
Daisy alaycı bir gülüş takındı. Biliyor musun Thompson "Seni vurduğum için hala mutluyum.".Flash birden Daisy'e doğru davrandı elinde bir bıçak vardı. Clint tam hareketlenceği sırada Daisy sadece elini ileriye uzattı.
Yemekhanede herkes duvara doğru döndü: Flash Thompson boylu boyuna duvarda yatıyordu. Clintşaşkınca yanındaki kıza baktı. Gözlerinin rengi mi değişmişti. Daisy ise ona korku dolu gözlerlebakanları aldırmadan Pietro ve Wanda'ya döndü. İfadesiz bir sesle "Sizde istemez misiniz?"Ellerinden ayaş çıkmaya başladı. Ateş yükseldikçe suya dönüşüp havaya yükseliyordu. Clint hiçbirgelişmişte bile bunu görmemişti. Peter bağırdı "Herkes uzaklaştım. Hemen!" Clint şoktaydı. MJve Ned ise Daisy'i durdurmaya çalışıyordu. Sharon Flash'ı yıkıntının arasından çıkarmış bahçeyedoğru taşıyordu. İki dakika sonra aralarına o da katılmıştı. Daisy ise havaya doğru yükselmeyebaşlamıştı. Clint hiç kimsenin beklemediği bir şey yaptı. Havaya doğru zıplayarak Daisy'nindudaklarına yapıştı. Eğer tanrı ona bir dilek hakkı verseydi; kesinlikle bu anı tekrar yaşamak isterdi.
Ayrıldıklarında Daisy kendine gelmişti. Daisy kısık bir sesle mırıldandı "Sen ne yaptın?" ve yereyığıldı. Okula SHIELD ajanları gelmişti. Clint kolları arasında olan Daisy'e baktı. Bir melek gibigözüküyordu. Ajan Coulson o kadar ajanın arasından ustaca sıyrılmayı başararak koşarak geldi.Onu Clint'ten alarak arabaya doğru taşıdı ve son hız Shield b doğru gaza bastı. Clint ise olanlarınetkisinden kurtulamamıştı. Biraz sonra May Parker geldi. Onu ve diğerlerini küçük minibüsüyleüsse götürdü. Ağlıyordu, Clint onun gibi güçlü bir kadının anlayabileceğini hiç düşünmemişti.Onları hastane bölümü gibi ir yere götürdü. Phil Coulson, ömrünü adadığı bu kıza camın arkasındakorkuyla bakıyordu. Clint onun yanına gelerek dikildi ve Daisy ile ilgilenen doktorları izledi.Coulson gözlerini Daisy'den ayırmadan mırıldandı. "Teşekkür ederim, Ajan Barton" Sonra içiniçekti ve paltosunun iç cebinden çıkardığı zarfı ona uzattı. "Sen seçildin çaylak, Ajan Skye'la birlikte sen Budapeşteye gidiyorsun."
Ta da ta da! İşte ben geldim ve bombayı patlatıp kaçıyorum..!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One of the Stark Legends
ActionUltron gördüğü kızla hırıltı çıkardı, "Okçu Legolas seni uyarmıştı, neden onu dinlemediniz Bayan Stark." Sonra başını karışmış gibi çevirdi. Daisy ona anlamamış gibi baktı ne ima ediyorsun? "Özür dilerim, Bayan Barton soyadları hep aklımı karıştırm...