Merhabaarkadaşlarbeniremözgenin yakın birarkadaşıyımhikayeyeonunlabirliktedevamedicezumarımbeğenirsiniziyiokumalar :-)
Bir dakika ya Doruk beni kıskanmış ve benim için birinimi dövmüştü? Allah'ım oldum mü ben? Ne düşündüğümü anlamış gibi sonunda Ardayı elinden bıraktı ve Arda burnunu tutarak içeri koştu. Bana bakıyordu.
"Sırıtmatyı kesmezsen o dişlerini kerpetenle tek tek sökerim. Senin için felan dövmedim onu,seni küçük egoist yaratık."Yüzündeki gülümseme silindi.
"İşte istediğim buydu."dediğinde daha çok somurttum.
"Onunla konuşmayacaksın."
"Sanane."
"Duyamadım?" deyip bana yaklaştı.
"Seni ilgilendirmez." Ama ilgilendirseydi harika olurdu.Eh madem her türlü canımı yakacak ,kendimi daha da ezdirmeyecektim.
"Anlamadın galiba."deyip tam önümde durdu.
"Onunla.Konuşmayacksın."
"Niye?"
"Ben.Dediysem.Onu.Yap."
"Konuşacağım"dedim omuz silkip,ellerini yumruk yapıp bana doğru ilerlemeye başladığında zaten ağaçla aramdaki az olan mesafe kapanmıştı.Yumruğunu beklemediğimiz bir anda karnıma geçirdi ve inleyerek kendimi yere attım.
"Kalk."dedi.Yerimden kıpırdamadım.
"Son defa uyarıyorum.Kalk!"Yavaşça kalktım.Diğer eli hâlâ yumruk halindeydi.
"Arda benim düşmanım.Eğer onunla konuşursan dilini kesip çiğ çiğ sana yuttururum.Duydun mu?"Ehh açıklama yapmasıda iyiydi.
"Duydum"dedim fısıldayarak.Arkasına bakmadan hızla yürürken yere attığı siyah hırkasını gördüm ve "Doruk!" diye bağırmama rağmen dönmedi ve gözden kayboldu.Uzanıp elime aldım ve istemsizce burnuma götürdüm.Deniz gibi kokuyordu... bir de sigara kokusu.Salak gibi sırıtıyordum.Tanrım! Şimdide hırkasına sarılıyordum.
Odama geri döndüm.Bizimkilerde yaklaşık 1 saat sonra geldiler.Deniz çok soru sormasın diye uyuyor numarası yaptım ve sonunda gerçekten uyudum.
Durduk yere uyanmıştım.Saate baktım 01:40 çığlıği duyup bodruma indiğim zaman da saat 01:40 dı.Ürpermeme engel olamadım.Dışarıdan ruh hastası gibi görünsemde Doruk 'un hırkasını giyip yine aynı camın önüne geçtim.Hiçbir ses yoktu.Geri yatağıma dönüp biraz uyuyabilmek için dua ettim.
"Bade! Kızım uyansana artık!" Deniz'in sesiyle sıçradım.
"Okula geç kalacaksın.Hazırlanda gidelim orada birşeyler yeriz."Serbest kıyafet olduğu için ilk bulduğum salaş gömleği ve taytı üzerime geçirdim ve ayakkabılarımı giydim.Saçıma elimle şekil verdim.Deniz'e yetişip kitaplarımı aldım ve çıktık.
Okula girdiğimizde 11-E sınıfına doğru ilerledik.Deniz,Özge,ve ben aynı sınıftaydık.Özge ve Deniz'in önündeki ve en arka sıra boştu.En arka sıraya ilerlediğimde herkes bana "Ne yapıyorsun?"dermiş gibi bakıyordu.
"Ne var?"dedim.
"Orası Doruk'un sırası"dedi Özge ve oflayarak onların önündeki sıraya oturdum.Hocaların tanışma faslını kısa tuttuğuna seviniyordum.Gözlerimi tahtaya diktiğimde sınıfın kapısı açıldı ve öğretmen içeriye girdi.
"Arka bahçede Mehmet'in cesedini bulduk.Oya Hanım,ailesi sizi istiyor."
Ne dedi biraz önce "Mehmet'in cesedi mi?"Aman Tanrım inanamıyorum! Hani bulamazlardı.Doruk öyle söylemişti.Bu sıkıntılarımdan Özge çıkardı beni.
"Bade,kendine gel, iyi misin?"
"Hıhı iyiyim."
"Duydun mu Mehmet'in cesedini bulmuşlar."
"E..evet"
"Hadi gel bizde bir bakalım."
Pek görmek istemesemde kızların ısrarlarıyla sürüklenerek arka bahçeye gidiyoruz.O sırada gözüm Doruk'u arıyor.Tabi beyefendi rahat.Kimse görmediki onu.Zaten beni de tehdit ederek susturuyor.Çünkü söylediklerini yapacağını biliyorum.
"Bade bade baadeeee"
"Ha ha evet.Niye bağırıyorsun Arda?"
"Çünkü beni duymuyorsun.Ve 15 dakikadır burada böyle duryorsun .Herkes arka bahçede.Sen gelmiyor musun?"
"Tamam.Özür dilerim.Sen git ben bir su alıp geliyorum."
"Tamam.Ben gidiyorum görüşürüz."
El sakladım ve kantine gittim.Tabi ki boştu.Su aldım parasını da tezgaha bıraktım.O sırada birisi elleriyle belimi sardı.
"Doruk?"
"Sessiz ol!"
Beni kendine çevirdi ve eliyle ağzımı kapadı.Bir yandan da beni sürüklüyordu.
Bodrum kata indiğimizi anladım .Beni duvara yazları.O kadar yakındık ki nefeslerimiz birbirimizi ısıtıyordu.
"Kimsenin bir şeyden haberi yok salak.Endişeli hareketlerinle dikkat çekiyorsun.Hiç bir iz bırakamdım.Bana bakmayıda kes!"
O sırada ayak sesleri ve kapı gıcırtısı geldi.Bedenini tamamen bana bastırıp duvarın arsındaki boşluğa soktu.Eli ağzımı sımsıkı kapamıştı.
"Doruk?Benim lan Burak" Doruk nefesini sesli bir şekilde bırakıp çıktı.
"Ne var lan ?" Burak'ın gözleri bana kaydı
"Bade? bir dakika ya senin boynunu morartan Doruk muydu?Buraya gelip ..."cümlesini bitiremeden Doruk yumruğunu suratına yapıştırdı.İşte her şey başlıyordu.Burak da altında kalmadı Doruğa bir tane yumruk attı.Doruk sendeledi Burak bundan yararlanıp bir tane daha yumruk attı ama bu sefer Doruk erken toparlandı ve Burağa vurdu.Burak'ın burnu kanıyordu.Olayın etkisinden hâlâ kurtulamamıştım.Gözlerimi o kadar sıkı kapatmıştım ki açtığımda etrafı bulanık görüyordum.Doruk tam karşımdaydı o kadar sinirli görünüyordu ki ellerini yumruk yapmış gözlerimin içine bakıyordu.
"Senin yüzünden oldu "dedi.Ne dediğini hâlâ anlamamıştım.
"Ne!Benim yüzümden mi?Ben ne yaptım?"
"Senin yüzünden en yakın arkadaşıma vurdum!'Burak gitmişti.
"Boynumu kim morarttı?" diye fıldadım ve sertçe devam ettim.
"Ne kadar canımın acıdığını biliyor musun? Annemin gözlerimin önünde öldüğünde ki hâli aklıma geldi ve ..." Eliyle ağzımı kapatıp boynumda ki atkıyı çekti ve hızla moraran yeri öptü.Her hücreme kadar titreşim.
"Şimdi kes sesini."