Ben, Sarah 19 yaşındayım. Annemle birlikte küçük bir kasabada yaşıyoruz. Babam ben 3 yaşımdayken öldü, annem beni tek başına büyütemez diye tüccar Carl Amca ile evlendi.
Annem ona baba dememi istiyor ama ben demiyorum. Annem şuan hamile ve ben onu üzmek istemiyorum. Carl amcayı sevmiyorum. Neden olduğunu bilmiyorum, ama adama annemle evlediğinden beri kanım hiç ısınmıyor.
Bir de babaannemden bahsedeyim. O 62 yaşında, beni çok seven, kendi halide bir kadın. Ama her zaman onun özel biri olduğunu düşünmüşümdür.
Size biraz da yaşadığım yerden bahsedeyim: ben büyük Chalderson Krallığının eteklerindeki küçük bir kasabada yaşıyorum. Bu krallık tam bir entrika krallığı. Şimdi şöyle ki eski kral IV. Louis'in 2 oğlu olmuştur: II. Albert ve I. Simon. Albert, Simon'dan büyük olduğu için Kral Louis ölünce tahta o geçer. Ve Prens Simon kendisini daha akıllı gördüğü için Yeni Kral Albert'i kıskanır. Kral Albert'in gel zaman git zaman bir kızı olmuştu, adı Jodie, ne tesadüf ki bir hafta önce de Prens Simon'un bir oğlu olmuştu, adı Shawn'dı. Bir gün Kral Albert ailesiyle bir geziye çıkarken, yolda kaza yapmışlardı ve arabacı dahil herkes ölmüştü, kazanın nasıl olduğu bilinmiyor. Sonuç olarak tahta Prens Simon çıktı ve 18 yıldır da tahtta. Yani hayallerine kavuştu. Ben ise araştırmacı kişiliğimi kullandım yine. O gün Kral Albert, hiçbir yerde gezinirken görülmemiş. Aynı şekil, arabacıyı hâla orada burada gördüğünü iddia edenler var. Ve Simon Albert'i çok kıskanıyordu ve Kral Albert için yapılan cenazeye sadece karısını göndermişti. Karısı da alttan alta sırıtıyordu. Günahını almış olmayayım ama bence bu bir kaza değil, Simon tarafından düzenlenmiş bir suikast ya da cinayet olabilir. Mantık bunu gösteriyor yani. Yine de ben bunu yakın arkadaşlarım dışında kimseye söylemedim. Umarım onlar da kimseye söylememişlerdir...
Bir gün Carl amca eve hızlıca girdi. Annem ile ben şaşkınca ona bakıyorduk. Sonra annemi odaya çağırdı, özel olarak konuşmak istiyordu. Ben hiç bir şey anlamadım. Annem odadan çıkınca ona baktım, yüzü bembeyaz olmuştu.
Kapı tıklandı. Annem kapıyı açtı, babaannem gelmişti. Annemle göz göze geldiler. Ben hala ne olduğunu anlamamıştım. Babaannem içeriye girip beni kolumdan tuttu ve sürüklemeye başladı. Canım yanıyordu. Babaannem beni evden dışarı çıkarttı, herkes bize bakıyordu. Beni ormana doğru sürüklemeye başladı. Bir yerden sonra ikimizde yorulduk ve babaannem dizlerinin üzerine çöktü.
Bana baktı ve dedi ki: "Beni iyi dinle güzel kızım. Sen artık küçük değilsin, sana bunu söylemenin vakti geldi. Sen o öldü denilen kayıp prensessin."...
Duyduklarım karşısında şok oldum! Şimdi o yıllar önce bebekken gezide öldü denilen prenses ben miydim?
1. Bölüm Sonu
Oy vermeyi unutmayın
Hikayeyi beğendiniz mi?
Devamı gelsin mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP PRENSES
Teen Fiction'Bana baktı ve dedi ki: "Beni iyi dinle güzel kızım. Sen artık küçük değilsin ve sana bunu söylemenin vakti geldi. Sen o küçükken öldü denilen kayıp prensessin."... Duyduklarım karşısında şok oldum. Şimdi o yıllar önce bebekken gezide ölen prenses g...