Biraz daha koştuk ve en sonunda... Bir ağaca mı?
- Bu sadece bir ağaç!
- Sana öyle geliyor. Ağacın arkasına geçtik ve bir merdiven. Yukarı doğru uzanıyor. Önce kız çıktı, ardından ben.
- Hey, Gala. Bu da kim?
- Ormanda koşarken buldum. Onunda güçleri var.
Haaa, tamam. Merhaba benim adım Carlos.
- Benimki de Jack , dedim kıza.
- Tamam. Yemek yiyelim mi?
- Olur, dedi Carlos.
Yemeklerimizi yedik ve biraz konuşalım dedik. İlk ben:
- SGY ne demek? , Gala:
- Süper güçlüleri yakalamak için kurulan bir kuruluş. Onları savaş için kullanıyorlar. Ormanda ben kaçıyordum çünkü peşimde SGY'nin adamları vardı. Ama şuan güvendeyiz. SGY bazı süper güçlü çocukları yakalayınca onlara bir cihaz takıyorlar ve onları kötü yapıyorlar. Onlarda bize saldırıyorlar ve bize de cihaz takmaya çalışıyorlar. Bu kadar. İsterseniz biraz çalışalım.
- Olur.
- Olur. , dedik ve çok fazla çalıştık. Artık ben koltuk ağırlığındaki şeyleri sağa sola oynatıp havaya kaldırabiliyorum. Bu işi yaparken rüzgar yüzüme vuruyordu. Ben de şakasına:
- Bakalım havayı kontrol edebiliyor muyum? , dedim. Elimi havaya uzattım ve rüzgara doğru yavaşca götürdüm. Bir anda rüzgar bize arkadan vurmaya başladı. Ben, Carlos ve Gala şok olduk.
- Tesadüftür ya. Bir daha deneyeyim. , dedim ve arkama dönüp rüzgara elimi yavaşca götürdüm ve gene yön değişti.
- Senin hava kontrol gücün var. İki tanesi birden ilk defa görüyorum, dedi. Çoğu insanın cisimleri hareket ettirme gücü vardır. Ama sende ikisi de var. Carlos. Artık buradan gidelim. Bence yemek bulmamız da gerekiyor.
- Tamam o zaman. Toparlan Jack, dedi Carlos. Herkes toparlandı ve şehre doğru koştuk. Gece olmuştu. En sonunda bir market bir şey bulduk. İçinden 3 aylık , çok fazla erzak aldık. Üç tanede bisiklet aldık. Tabii ki bir tane çadır ve bir kaç kıyafet. Bu sefer şehir sokaklarında yürümeye başladık.