or when it's done

734 80 58
                                    

Dudaklarım aceleciydi, Jennie'nin kucağıma çıkması sadece beş saniye sürdü. Kollarını arkamdaki duvara yaslarken üstüme eğildi. Kendisini bana bırakmış gibiydi.

Hoş, benim de kendimde olduğum söylenemezdi.

Dudaklarını emmeye, ısırmaya ve çekiştirmeye başladım. İnlerken bana aynı şekilde karşılık vermeye devam ediyordu.

Nefes almak için geri çekildiğinde kızarmış dudakları gerildi ve gülmeye başladı. Bu her zaman olurdu. Kimsenin olmadığı ara sokaklarda kafayı bulur, kendimizden geçene kadar uyuşur ve yaptığımız çoğu şeyi hatırlamazdık fakat her seferinde kendimi Jennie ile dudak dudağa bulurdum. Bu her şeyi unutsam da asla unutmayacağım anlar arasındaydı. O büyüleyiciydi. Mor dalgalı saçları beline kadar uzanırdı. Onlara her zaman hayrandım. Jennie benim omzuma gelen siyah bakımsız saçlarımın daha güzel olduğunu söylese de bunun yalan olduğunu biliyordum.

Tekrar bana eğildiğinde karşı çıkmadım. Dudaklarını boynuma bastırdı. Bu ince belindeki ellerimin onu daha sıkı tutmasına neden olmuştu.

Beni etkilediğinin farkındaydı.

O Jennie Kim'di. Mükemmeldi. Ulaşılmazdı. Benim için bile fazlaydı. En yakın arkadaşımdı. Daha fazlasıydı. Her zaman daha fazlasıydı.

Neredeyse ona teslim olacakken geri çekildi. Olduğundan daha koyu görünen gözleri benim kapanmaya yakın baygın gözlerimle buluştu.

"Gidelim."

"Nereye?"

Jennie gülümsedi. "Evimize."

11.08.2019

don't leave me [jensoo] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin