2

125 12 0
                                    

      
       Sabah 04.30 sıralarında bi kabustan uyandım. Nefes nefese kalmıştım ve fena halde sıcak basmıştı. Hemen battaniyemi üstümden atıp nefeslerimi düzenlemeye çalıştım. Biraz daha iyi olduktan sonra saçlarımı alttan topladım ve banyoya koştum. Yüzüme iyice su çarpıp kendime geldim. Tanrım , o neydi öyle.

Rüyam aynen şu şekildeydi;

Kendimi bi anda ıssız bir yerde toprakta yatarken buldum. Hemen kalkıp etrafıma bakındım ama sisten hiç birşey göremiyordum. Duman kokusu ciğerlerime dolduğunda öksürmeye başladım. Nerdeydim ben böyle?

      Ayağa kalktım ve rastgele etrafta dolaşmaya başladım. Üstümde gözler hissediyordum. Yalnız olmadığıma emindim ve bu yüzden korkuyla karışık bi şekilde seslendim;

"K-kim var orda! Hey!"

     O anda birşey hızlıca arkamdan geçti. Arkamı döndüğümde hiçbir şey yoktu. Tekrar önüme döndüğümde dibimde duran korkunç kırmızı gözlerle karşılaştım.

      "Korkma. Sadece sana yardım etmek istiyorum."

Anlamaz gözlerle ona baktığımda bana tam olarak görünmüştü.

"P-park Jimin!" Dediğimde sırıttı.

      "Ah hadi ama! Benden korkmana gerek yok güzelim. Sadece yarınki partiye gelmen gerekiyor. Herşey bu partiden sonra başlayacak."

"Jimin o partiye gelicem. Ama bir sorum var. Neden gelmek zorundayım?

     "Çünkü kendin hakkında bazı şeyleri öğreneceksin. Annenin söylediği gibi; Sen bir vampirsin Soo Yeon."

"S-sen bunu nerden biliyosun? Orda mıydın?"

     "Tabii ki de ordaydım. Seni her daim izliyodum. Her hareketini takip ettim. Sadece sen beni göremiyordun o kadar."

"Ne yani sen de bir vampirsin ve özel gücün görünmezlik mi!?"

     "Evet." Dediği anda etrafımda bir sis hortumu oluşmaya başladı. Bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

      Tanrımm ne kadar kötü bi rüya. Ya da kabus mu demeliyim? Rüyamı aklımda canlandırırken onun dediği şey yine beynimde yankılandı;

"Tabii ki de ordaydım. Seni her daim izliyordum. Her hareketini takip ettim. Sadece sen beni göremiyordun o kadar."

   Ne yani? Beni her zaman izliyorsa şuan da izliyordu. Onu görebilme umuduyla etrafıma bakındığımda göremedim. Oflayıp banyodan çıktım ve odama gittim. Saat 5 ti. Yarım saattir banyoda mıydım? Zaman ne çabuk ilerliyor.

     Odama bakındığımda komidinin üstündeki kanlı notu gördüm. Korkmaya başlamıştım. Neler oluyordu? Notta şunlar yazıyordu;

   "Korkma. Seni her daim izliyorum. Her zaman senin yanındayım. Sana söylemek istediğim bir şey daha var. Partiye gelirken annenin verdiği o kolyeyi de takmayı unutma. O kolye seni koruyor. Ve senin güçlerin onda saklı.          Park Jimin~  "  

     Pekala. Bu beni cidden korkutmuştu. Ama korkmayacaktım. Çünkü öyle diyordu. Aslında annem vampirlerin soyundan geldiğimi ve evlatlık olduğumu söylediğinde ona inanmamıştım. İşin aslı inanmak istememiştim.

    {Flashback}

    Annem beni yanına çağırdığında bi koşu yanına gitmiştim. Elinde eski kırmızı bi kutu vardı ve koltuğa oturmuş beni bekliyordu. Telaşlı ve ne söyleyeceğini bilemeyen bi hali vardı. Oturdum ve beklemeye başladım. Heyecanlıydım ve ne olduğu hakkında en ufak bi fikrim yoktu. O sırada konuşmaya başladı.

<•DARKNESS SADNESS•> ~pjm~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin