...Ve gördüğüm şeyle kalbim paramparça olmuştu.3.Bölüm
Jimin yerde kafasını tutarak ağlıyordu. Neden kafasını tuttuğunu anlamamıştım çünkü gözlerim yaşlıydı. Görüntüyü netleştirmek adına gözlerimi kırptığımda gözlerime inanmak istemedim. Çünkü Jimin'in kafası kanıyodu. Sildiğim gözyaşlarının yerini yenileri alırken yerimden fırladım. Jimin'in yanına, yere çöktüğümde kendime çok kızmıştım. Çünkü bana yardım edecek birine bu şekilde acımasızca zarar vermek hiç doğru değildi. Bu yüzden kendimi affetmeyecektim. Banyoya gidip dolaptan ilk yardım çantasını aldıktan sonra yine aynı hızla Jimin'in kafasını sarabilecek bi bez alıp odama döndüm.
Elimdekileri yere bırakıp hızla jimine sokuldum. Elimi omzuna koyup;
"Jimin" diye seslendim ne kadar yüzüne bakacak yüzüm olmasa da. Bana baktı. Gözlerindeki korku, şaşkınlık ve acı birbirlerine karışıp geriye gözyaşları bırakmıştı.
Ellerini kafasından dikkatlice çektiğimde hemen bezi alıp kanayan yere baktırdım ve jimine bezi ben gelene kadar tutmasını söyledim. Tekrar banyoya gidip uzunca bi bez daha alıp odama döndüm. Uzun bez ile, diğer bezin jimin'in kafasında duracak şekilde sabitledim.
Jimin'i dizlerime yatırdım. Yaptığım şeyden pişmandım. Gözyaşlarım jimininkilere karışırken Jimin gözlerini açtı.
"J-jimin b-ben çok ö-özür dilerim. *hıck. Nolur b-beni affet."
"Soo Yeon. Beni iyiyleştirebilirsin." dediğinde sonlara doğru sesi kısılmış ve gözleri kapanmıştı. Zorlandığı belli oluyordu.
"Tamam ama nasıl?"
"Kolye. Gücün kolyede. Kolyeyi tak ve elini yarama koy. İçinden tekrar tekrar iyileş de. Kolye zaten sahibine takıldığında onunla adeta bütünleşir ve ne istediğini iyi bilir. Kolye sadece senin emrinde Soo Yeon."
Bişey demeden yavaşça jiminin kafasını dizlerimden kaldırdım yine yavaşça yere bıraktım. Kolye dolabımdaki bi rafta en arkada saklıydı. Dolabımın kapağını ileri sürdüm ve elimle kıyafetlerimi ittirdim. Sonunda kutuyu bulduğumda kutuyu hemen açtım. İçinde yine bana parlayan kolyemi çıkartarak taktım. Jiminin yanına çöktüm ve elimle yarasına hafifçe bastırırken istemsizce gözlerimi kapatıp içimden sadece bu yaranın iyileşmesi dileğiyle defalarca "iyileş" dedim. Gözlerimi tekrar açtığımda Jimin'in bana gülümseyerek baktığını gördüğümde başardığını anladım. Yavaşça bezi kaldırdığımda yaraya dair iz bile kalmamıştı. İçimdeki sevinci tutamayarak jimine sarılıp kahkaha atmaya başladım. Jimin'in ellerini belimde hissettiğimde ne yaptığımı anlamış ve hemen geri çekilmiştim.
Ahh yerin dibine batmada üstüme yok. Jimin çenemden tutup kafamı kaldırdığında göz göze gelmiştik. Heyecanlıydım ve bişey fark ettim. Artık ben de jiminin aklını okuyabiliyordum. Ve aşırı utanmıştım. Şöyle diyordu içinden;
"Seni hak edecek ne yaptım bilmiyorum ama. O kadar mutluyum ki. İyi ki benimsin."
Duyduklarıma karşılık istemsizce kaşlarım çatılmıştı.
"Jimin, ben senin falan değilim." dediğimde Jimin de afallamıştı.
Hafifçe kıkırdadım. Bu hali çok tatlıydı. Yanakları kızarmış, eli ensesine gitmiş ve dudakları büzülmüştü. Saate baktığımda verdiğim tepkiyi ben de beklemiyordum. Birden ağzımdan kaçmıştı."Sıçtık."
Jimin bana anlamazca baktığında ne dediğimi anlamam uzun sürmemişti. Bulunduğumuz duruma karşılık büyük bi kahkaha patlatmıştım. Benden sonra Jimin de kahkahalara boğulmuştu.
Kahkahalarımız bittiğinde ciddi bir hal almış ve odama geri dönmüştüm. Yerdeki kan izlerini gördüğümde bez alıp temizlemiştim. Hala uykum vardı ve saat 6 ya geliyordu. Jimin yanımda belirdiğinde ona sordum;
"Jimin. Ben uyuyacağım. İstersen sen de uyu."
"Tamam ama uykum yok belki uykumu getirirsen uyuyabilirim."diyip göz kırpmıştı.
Ben de artık gücümü nasıl kullanacağımı bildiğimden elimi Jimine doğrultup büyüyü yapmıştım. Jimine gelen ani esneme ile gülümsedim.
"Teşekkürler Soo Yeon. Ve iyi geceler" dedi ve yanağıma öpücük kondurup yatağıma uzandı. Ve ben... hiçbir şey düşünemiyordum.
Ben de yanına uzandığımda biraz yana kaymış ve kollarını bana dolamıştı. Yüzü boynuma gömüldüğünde düzenli nefesi beni gıdıklıyordu. Boynuma kondurulan öpücükle neye uğradığımı şaşırmıştım. Kalbime birşeyler oluyordu.
Ben de onu sardığımda birbirimize adeta yapışmıştık. Hafifçe gülümsediğini gerilen dudaklarının boynuma değmesinden hissediyordum. Ne düşündüğünü duymak istediğimde kolyem isteğimi yerine getirmiş ve ne düşündüğünü duymuştum.
"Beni seviyorsun değil mi Soo Yeon? Çünkü eğer sevmeseydin böyle sarılmazdın. Kalbin böyle hızlı atmazdı..."
Yani... açıkçası ben de duygularımı tam olarak anlamlandıramıyordum. Beni kendine çekiyordu sanki. Sanki bi bağ vardı aramızda.
Kokusu ahh... nası desem. Beni sanki sarhoş ediyordu. Bana güvende olduğumu hissettiriyordu.
Ve ben bunları düşünürken uykuya dalmıştım...
=>Bölüm Sonu<=
(Y/N): Oy vermeyi ve satır arası yorum yapıp düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın canlarım. Sonraki bölümde görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
<•DARKNESS SADNESS•> ~pjm~
VampireO partiye gitmesiyle başlayacak olan bu hikayenin sonunu yazar bile bilmiyor.😈😈😈