1

194 14 20
                                    

       
       Yarın cadılar bayramıydı. Aslında tek yaşadığım için evi süslemicektim. Zaten cadılar bayramını annemlerde geçireceğim için buna gerek duymadım. Ama annem bu bayrama çok önem verdiği için süslememi tembihlemişti. Ben de onu kırmayıp süs malzemeleri almıştım.

        Şimdi ise odamı süslüyodum. Ta ki zil çalana kadar. Bi koşu merdivenlerden inip kapıyı açtım. Karşımda benim gibi siyah saçlı beyaz tenli birisi duruyordu. Bu kişiyi tanımıyodum ama çok yakışıklıydı. Dolgun dudaklı ve benden biraz uzundu.

      İlk önce gülümsedi. Ahh, gülümseyince kısılan gözleri ne kadar güzeldi. Her neyse konumuz bu değil. Elindeki kırmızı zarf dikkatimi çektiğinde ona sorar gözlerle baktım. Çünkü hala kapıda birşey demeden dikiliyordu. Sonunda o da bunun farkına vardığında biraz telaşlandı ve eli ayağına dolaşmıştı. Tıpkı bi köpek yavrusu gibiydi ve yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyodum.

" Ahh üzgünüm." dedi ve elini ensesine götürdü. Utanmış görünüyordu. Koyu gözleri beni kendine çekerken konuşmaya devam etti;

    "Yarın akşam evimde bi parti düzenliyorum. Sizi de davet etmek istedim" dedi ve gülümseyerek elindeki zarfı bana uzattı.

"Ahh teşekkür ederim ama benim başka bir yere gitmem gerekiyor."

     Hala elindeki zarfı bana doğru tutarken ne kadar kaba olduğumu düşünüp elindeki zarfı hemen aldım. Gülümsedim ve "İyi geceler ahh"

"Jimin. Park Jimin." dedi ve cümlemi tamamladı. Sonra da "İyi geceler." dedi ve uzaklaştı.
İsmimi öğrenmesi gerekmiyor muydu cidden? Neyse. Kapıyı kapattım ve telefona koştum.

"Alo anne."

     "Efendim güzelim."

"Şey ben bi partiye davet-"

      "Ah ne güzel işte canım git eğlen."

"Anne. Emin misin? Cadılar bayramını sizde geçireceğimi söylemiştim."

       "Amaan kızım sen zaten bize sık sık geliyorsun. Hem böyle fırsat kaçırılmaz. Bakarsın bi damadım olur." dedi. Telefonun arkasından çapkın çapkın gülümseyip göz kırptığını hissediyordum.

"Aahh anne. Ciddi olamazsın sen!" diyip kahkaha attım. Annem hep böyle eğlenceli biriydi ve beni güldürmeyi hep başarırdı. Onu çok seviyordum.

      " E hadi bakalım iyi geceler. Yarın partin var erken uyu tamam mı güzelim. Ve yarın çok güzel ol."

"Tamam anne. İyi geceler." dedim ve telefonu kapattım. Zarfı hatırladığımda hemen yanı başımdaki kırmızı zarfı açıp gözden geçirdim. Adres çok uzakta değildi. En altta da altın harflerle "PARK JİMİN" yazıyordu.

       Zarfı incelemeyi bitirdiğimde bi koşu odama gittim çünkü yarınki partide ne giyeceğimi hiç ama hiç bilmiyodum. Gardrobumu şöyle bi gözden geçirdiğimde bi partide giyebileceğim kadar şık bişey bulamadım. Genellikle rahat takılırdım. Şort, dar pantolon, sweat-shirt ve tişörtlerimden başka bi de geceliklerim vardı. Tanrı aşkına hangi kızın dolabında bir tane bile elbise bulunmaz.

        Ofladıktan sonra yarın kahvaltıdan sonra direkt olarak alışverişe çıkmam gerektiğini aklımın bi köşesine yazdım. Üstümdekilerden kurtuldum ve geceliklerimi üstüme geçirdim. Işıklarımı söndürdüm ve yatağıma uzandım. O kadar süsleme boşa gidecekti ama şuan umurumda değildi çünkü çok yorulmuştum. Hemen gözlerimi kapatıp yarınki partiyi düşünürken uykuya daldım.

<•DARKNESS SADNESS•> ~pjm~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin