iyi okumalar...
Hani herkesin içinde merak ettiği,ama asla cevabını bulamadığı bir takım sorular vardır ya benimde her insan gibi cevabı olmayan sorularım var.
Mesela neden bir Anne daha 2 aylık bebeğini tanımadığı kişinin kapısına koyar ki?
Neden böyle bir şey yapma gereği duyar ki?
Daha 2 aylık bebek o anneye ne yapmış olabilir ki?
Buna benzer milyon tane sorular..
Evet o 2 aylık kapıya bir çöp torbası gibi konulan bebek ben oluyorum.Benim adım Rüya ben şuan 19 yaşındayım.Bu yaşıma kadar da tanımadığım birine anne dedim.İşin garibi de o bir anneden daha fazlasını yaptı benim için.Özel okullara gittim,istediğim kıyafet,istediğim eşya ve daha fazlası.Gerçi bunları bütün ebeveynler yapmıştır.Benim ailem bana bakmak yerine kapıya koydukları için bana bunlar lüks geliyor.
Ailem neden bana bakmak, beni öpüp koklamak yerine kapıya attı.Ne yapmış olabilirim ki?
"Ağlamış olsam, saçmalama Rüya her bebek ağlar. "
"Çirkin bir bebek miydim acaba? salak salak konuşma Rüya kapıya koymak için saçma bir neden."gibi sorularla adeta beynimi doldurmuştum.Hiçbir şey bilmiyordum,sanki biri kolumdan tutmuş da beni kuyuya sürüklüyor gibiydi.Ve bende o kuyuya düşmek için can atıyorum.Belkide o kuyu beni 2 aylık bebekken içine hapsetmişti.
Ne yapmalıydım şimdi düştüğüm kuyudan mı çıkayım? yoksa hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam mı edeyim? bir dakika ya benim bir hayatım mı vardı?
Ve yine boş beleş sorularımla kendimi baş başa bırakmışken aniden odama Annem geldi.
YANİ ANNEM OLARAK BİLİNEN KADIN...
"Dünya'nın en güzel kızı ne yapıyorsun bakayım sen burada"diyerek öpücük kondurdu yanağıma.Tabi gerçekleri bilmeden önce bende Annemi tıpkı küçük bir çocuk gibi boynuna sarılıp "Dünya'nın en güzel kokulu annesi" diyerek nefesimin sonuna kadar boynunu koklar idim.
Ama şuan yapabildiğim tek şey "hiçbir şey yapmıyorum rica etsem çıkar mısın odamdan"demek oldu.
Tabi Annem asla beni sıkmaz.Mesela bana Rüya diye seslenemez,bana bugüne kadar ismimle hitap etmişliği azdır. Bana her zaman manolyam der,çünkü annemin ev sevdiği çiçektir ve bu sayede evimiz manolya ile kaplıdır.Acaba öz annem bana ne derdi? Yada bana bir lakap takma gereğinde bulunur muydu?
Ben yine abuk subuk sorularla beynimi doldururken Annem "bir sıkıntın olduğunu düşünüyorum mis kokulu manolyam"dedi.
Annem bu kadar sakinken ve güneşte yeşile bürünen gözleriyle bakarken ben nasıl sinirli olabilirdim ki?
Ve ben neden sinirliydim???
Kendime çeki düzen vermem gerekiyordu.Çünkü annemin bana bakıp,bana hayal bile edemeyeceğim bir hayatı sunmaktan başka yaptığı bir şey yoktu.Kısa bir süre kafamın içinde kaos yarattıktan sonra yorganımın altından çıkıp,ağzıma kadar giren dağınık saçımı yüzümden çekip anneme baktım.Annem öyle güzel bakıyordu ki aklımdan onun gerçek annem olmadığı düşüncesi gelir gelmez gözlerim doldu.
"Neden anne neden? Çok mutluyken, her şey yolundayken neden hayat bana bir anda yüzünü döndü?"
Annemin yeşil gözleri bir anda yok oldu.Yeşilimsi gözlerinin ardına boğuk bir karartı çöktü.Annem ben cümlemi bitirir bitirmez ağlamaya başladı.
"Manolyam bende istemezdim senin hayatının bir anda böyle olmasını veya senin bu şekilde öğrenmeni ama yapacak hiçbir şey yok.Ne olursa olsun ben her daim senin annen olarak kalacağım,son nefesime kadar senin Annen olacağım.SÖZ VERİYORUM!" diye söyledikten sonra annemin gözyaşları sel oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Nefret
ChickLitRüya adındaki bir kızın hayatı çok güzel bir şekilde ilerlerken bir anda hayatının yerle bir olması, aile diye bilindiği ailesinin aslında öz olmadığının öğrenilmesi,ve yaşanan felaket üzerine Atlas adındaki ağabeyinin Rüya'yı koruyup kollaması, Rüy...