ders biter bitmez sınıftan çıkıp hızlı adımlarla bahçeye gitti. gözleri ile tüm bahçeyi taradıktan sonra okulun sol köşesinde aradığını buldu ve oraya doğru ilerledi. mavi saçlı kızın yanına geldiğinde sessizce oturdu. fark edilene kadar gülümseyerek kızı izledi. saçları yüzünün çoğu ayrıntısını kapatıyor olsa da kızın minik burnunu, uzun kirpiklerini ve pürüzsüz cildinin bir kısmını görebiliyordu.
çok geçmeden mavi saçlı, yanına oturan çocuğa döndü ve burnunu çekip gülümsemeye çalışarak konuştu.
“merhaba, gray. hemen gelmene şaşırdım doğrusu.”
“güzelim, işte bu gülümseme için buradayım! biliyorsun ki artık ilişkimizde ciddi bir sorumluluğum var. neşe dışında diğer duyguları hissetmeni engelleyeceğim!” gururlu bir şekilde sırıtarak yanındakine baktı ve konuşmasına ekledi. “eğer aşkı da bir duygu olarak kabul edersek onun için bazı ayrıcalıklar yapabiliriz, endişelenme yani.”
juvia kıkırdayarak başıyla onayladı. aklından gray’in birkaç saat öncesine kadar devam eden yapışkan tavırları ile şu anki yardımsever hâlini karşılaştırıyordu, bu şekilde davranmasının sebebi gerçekten onu mutlu etmek istemesi olabilir diye düşündü.
aslında mesajlaşmak bile onu daha pozitif hissettirmişti, ama emin olamadığından dolayı gray’in onu mutlu etmeyi denemesini istemişti.
iki yıl boyunca aynı sınıfta olmalarına rağmen juvia, gray hakkında pek bilgi sahibi değildi. bugüne kadar sesini duyup duymadığından da emin olamıyordu. zihnini yokladı, bu şekilde derinden gelmesine rağmen ruhunu rahatlatan bir ses hatırlıyor muydu? hayır. peki, unutacak mıydı? hayır!
“ee, ne diye öyle bakıyorsun suratıma? kalksana! okulda mutlu olabileceğini düşünmüyorsundur herhâlde.” elini juvia’ya uzatarak aniden konuştu gray.
juvia ise gray’in uyarısıyla garip bakışlarını yok edip suratına şirin bir gülümseme yerleştirdi. soru sormadan kendisine uzatılan eli kavradı ve ayağa kalktı.
“birinci mutluluk durağımıza gidiyoruz, güzelim!”
💌
omg bölümleri nasıl bitirmem gerektiğine dair hiçbir fikrim yok
...
o yüzden buna alışın aşkolar ilysm!
