1. Bölüm: "onunla karşılaştım"

441 42 429
                                    

Helüğ bitçıssss skkslsks. Eğer bir süre daha bu hikayeyi yazmasam linç yicektim aq dlnd.

Neyseğğğ işteeğğ (linç yemem artık :D)

goth'un ağzından

Bi anda nefes nefese uyandım. Kalbim küt küt atıyordu. Korkudan derin nefesler alıyordum. Gene kâbus görmüşüm... Ah ne harika! Bu kâbuslardan bıktım usandım.. Anneme anlatmak istemiyorum, çünkü biliyorum ki benim için üzülecek ve üzülmesini istemiyorum.

Babama daha önce bu kâbuslardan bahsettim ama beni tınlamadı bile.. Dediği tek şey “büyüyünce geçer” Veya "büyüyünce unutursun" Oluyordu. Ah! Ne klişe laflar! Ben zaten büyüğüm! 17 yaşındayım! Ama lanet olsun... 11 yaşındaki biri gibi görünüyorum.

Aslında bu birazcık garip bir konu ama, anlatıyorum.

Benim annem, yani Geno. Kendisi Genocide sonrasında, bir hata sonucu ölmemiş ve hayatta kalmış. Tüm gövdesini kaplayan kocaman bir yarası var. Ve ağzından asla akmayı kesmeyen, bir miktar kan. Ruhunun sadece çeyrek kısmı var. Vücudundaki kemiklerde minik minik eksikler var. Sanki vücudu toza dönüşmeye başlamış, ama yarıda kesilmiş gibi. Sağ gözünde bir parazit var. Ve vücudunda da, tek tük parazitler. Atkısının uç taraflarına doğru minik yırtık izleri. Aslına bakarsan benim de atkımda yırtık izleri var, ama bu hep böyle değildi. Ormanda gezerken düşmüştüm ve çalılara takılmıştı atkım. Bu atkımı bana amcam pap verdi. Herneyse.

Annemin vücudundaki kemiklerin şeklinden dolayı, bende de bir çeşit kemik eksikliği gibi birşey oluştu. Tüm kemiklerim yerinde ve sapasağlam ama sıkıntı şu ki, boyum uzamıyor. Bu boyda sıkışıp kaldım gibi sanki. Çok uzun zamanlar geçiyor, benim tanıdığım kişiler boy boy sıralanırken ben ise, çok az birşey uzamış oluyorum.

Eh, her ne olursa olsun annemi çok seviyorum. O bana nazik davranıyor ve her zaman benim mutluluğumu istiyor. Babamı da seviyorum ama bazen kaba olabiliyor.

Bir keresinde bana tokat atmıştı... O günü hiç unutmam. Benim hiçbir suçum yoktu! Bana suç atılmıştı ve babam hemen inanmıştı! Ama gene de babam gerçekleri öğendiğinde benden özür dilemişti. Vurduğuna cidden pişman olmuş gibi görünüyordu. Annem de babama kızdı. Babam bana “keşke o an elim kırılsaydı da vuramasaydım” Dedi. Gerçekten pişman. Ama her ne olursa olsun sonuçta.. O tokadı attı ve ben ağladım... Neyse artık bir önemi yok.

Saate baktım, NE?! BİR SAAT Mİ! SADECE YATAKTA KENDİ KENDİME KONUŞUYORDUM! NE ARA GEÇTİ ZAMAN?!

Hemen yataktan kaltım ve yatağımı topladım. Elimi yüzümü yıkadım. Sonra odaya geri gidip elbiselerimi değiştirdim. Aşağı indim. Annemle babamın komik ve tatlı konuşmalarını dinlemek hoşuma gidiyordu. Gerçi çoğunlukla fesat konular oluy- neyse. Kahvaltı masasına yaklaştım. Sandalyeyi çektim ve oturdum. Annem kahvaltı hazırlarken babam da ona yardım ediyordu.

“Hey Geenoo~ kahvaltıda bugün şurdan bir parça alsam olur muu~?”

“Reaper! Kes şunu! Goth burda!”

“Geeenooo~ aaşkıııımmm~”

“R-reaper! Elini çek ordan!”

“Aaaşşkııım~”

“Bir tane çakarsam görürsün aşkım’ı. Bak bişeyler kızartıyorum dikkatimi dağıtıyorsun kendimi yakarım”

“Of tamam yaa. Senle de hiç şakalaşılmıyor”

“Ben sana şakadan gel beni sik desem şaka maka demez içime girersin hayvan!”

“İltifat için teşekkürler canım~”

O VE BEN [Poth]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin