KAVGA VE NOT

12 1 0
                                    

Sınıfa girince ilk iş olarak arka sıraya yürüyüp yeni kızın yanına gittim. "Sana öyle davrandığım için özür dilerim" dedim ve yerime geçtim.

Bir sonraki teneffüste Pırıl'ın yanına gittim. Ödevini yapmayı unuttuğu için teneffüse çıkamayacağını ödevini yetiştirmesi gerektiğini söyledi. Yardım etmeyi teklif ettim. Ama reddetti. Çünkü o zaman ödevin bir anlamı kalmazmış. Bende kolay gelmesini dileyip arka bahçedeki banka gittim.

Banka oturup Pırıl gelmeden önceki düşüncelerimin devamını getirdim.Acaba iç sesim neden yeni kızı görünce hayatımın değişeceğini fısıldamıştı? Bu sırada yanıma yeni kız gelip oturdu."Felsefeci ne kadar değişik bir kişi değil mi?" deyiverdi. Sanki yanımda ki kız tartıştığım kız değildi. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak "Alışırsın. Ondan değişik hocalarımız da var." Samimi bir şekilde gülümsedi. Acaba ne yapmaya çalışıyor. Sanki kaç yıllık arkadaşım. "Sonraki ders ne? Hocası nasıl birisi o da değişik mi?" deyip tekrar gülümsedi. "Matematik. Hocası matematiği sevmeyen birine bile matematiği sevdirebilecek birisi." Ders başlayana kadar sohbet ettik. Zil çalınca beraber sınıfa doğru gittik. Sınıfa tam girerken beni durdurup "Daha tanışmadık ben Irmak." Deyip sınıfa girdi. Teneffüsteki sevecen halini kapıda bırakıp içeri girdi ve arka sıraya geçti. Bu ani değişim karşısında şaşırmıştım. O sırada matematik hocası gelmişti. Hocayla beraber içeri girdik. Sırama geçip oturduğumda aklıma Irmak geldi. Teneffüste tatlı, samimi bir hal alıyorken sınıfta başka birisi oluyordu. Bunları düşünürken zil çaldı. Dersin bu kadar hızlı geçmesine inanamamıştım. Tüm sınıf teneffüse çıkarken ben kafamı sıraya gömdüm. Kendi kendime konuşmaya başladım. "İç sesim neden ikiden bir hayatın değişecek diye fısıldıyor? Irmak neden bu kadar garip bir kız? Acaba dışarıdan göründüğü gibi egoist birisi mi yoksa tatlı samimi birisimi?" Kapının tarafından bir kıkırdama duydum. "Aklından ne kadarda fazla soru geçiyor böyle. İstersen sorularının cevaplayabildiğim kadarını cevaplarım. Sen de bunun karşılığında ırmağın çantasını gösterirsin. Anlaştık mı?" Karşımda yakışıklı bir genç duruyordu. "Sen kimsin ve kızın çantasını ne yapacaksın?" Gencin yüzünde iğrenç bir gülümseme oluştu. "Fazla merak iyi değildir bücür" O bana mı bücür dedi. "Sen kime bücür diyorsun?" Ayağa kalkmıştım. "Sana diyorum yoksa zoruna mı gitti bücür?" Bu kaşınıyor. Ben de kaşıyı veriyim elime mi yapışacak. Hızlıca üstüne yürüyüp kafa attım. Yalpaladığında dizine tekme atıp sırt üstü yere düşürdüm. Ayağımı göğsüne bastırarak "Sen bana mı bücür demiştin?" Ayağımı galiba fazla bastırmıştım. Resmen nefes alırken hırlıyordu. Ayağımı göğsünden yavaşça çektim. Derin derin nefes alıyordu. "İyiymişsin bücür." Bunu der demez ayak bileğime sertçe vurdu. Acıyla çökerken ayağa kalkıp gözüme iyi bir yumruk attı. Dengemi kaybedip yere düştüm. Beni tekmelemeye başladı.

Gözümü limon kolonyası kokusuyla açtım. Tüm sınıf ve nöbetçi öğretmen başıma toplanmıştı. Ayağa kalkmaya çalıştığımda acıyla inledim. "Bora iyi misin?" Nöbetçi öğretmene başımı salladım. "İyiyim. Sadece biraz canım acıyor" Yeniden ayağa kalkmaya çalıştım. Bu sefer başarmıştım. Sırama doğru yürümeye başladım. Azıcık yalpalayınca hemen biri koluma girip yürümeme yardım etti. Yanımda Irmak vardı.

Sırama oturduğumda nöbetçi öğretmen neler olduğunu sordu. Sınıfa birisinin girdiğini bana bulaştığını sonunda kavga ettiğimizi söyledim. Irmakla ilgili olan taraflarını bilerek anlatmamıştım. Nedense Irmağı bir şeyden korumak istemiştim.

Nöbetçi öğretmen ona kim olduğunu göstermemi istedi. Beraber güvenliğin odasına gittik. Kameralardan bizim sınıfın olduğu koridora bakanı açtı. Kamera kaydında teneffüs ziliyle beraber herkes dışarı çıktığı yerden sonrası yoktu. Diğer kameraları da inceledik.

Hiç birinde o yoktu. Sadece bir koridorun kamerasında yüzü tamamen kapalı birisi geçiyordu. Hemen yaygarayı kopardım. "İşte hocam benimle kavga eden, oda bundan giyiyordu. " Nöbetçi öğretmen bana yavaşça dönüp garip garip baktı. "Birisi sana bulaşmıştı sen de o yüzden kavga etmiştin değil mi?" Öğretmenin şüphelendiğini anlamıştım. "Evet, hocam bana bulaştı. Ben de cevap verince olan oldu." Öğretmen araştıracağını söyledi ve beni sınıfıma gönderdi. Sonraki derslerin hepsine girdiğim halde aklımı derslere verememiştim.

Dersler bittiğinde evin kapısının önüne geldim. Kapıya anahtarı sessiz olmaya çalışarak taktım. Biraz bekledikten sonra yavaşça kilidi açtım.

Eve girip ayakkabılarımı sessizce çıkardım. Odama gitmek için merdivenleri çıkarken arkamdan annemin sesiyle irkildim. "Bana bir selam sabahı fazla mı görüyorsun?" Anneme bakmamaya çalışarak "Selam anne." deyip hızlıca merdivenleri çıkmaya başladım. Annem de peşimden çıkmaya başladı.

Odama tam girerken kolumdan tutup beni kendine çevirdi ve çığlık attı. "Oğlum bu suratının hali ne böyle? Kiminle kavga ettin?" Hiç anne bugün sınıfa güzel bir kız geldi. Sınıfta ben tekken biri o kızın çantasını istedi ben de vermeyince kavga ettik. Beni yere serip tekmelemeye başladı. En azından sadece suratımı görüyorsun, vücudumdaki morlukları görsen ne dersin acaba? "Bir şey olmadı arkadaşlarla azıcık dertleştik." Annem değişik bir şekilde bakmaya başladı. "Ne için dertleştiniz?" Bir kızın çantası için dertleştik. "Boş ver anne şimdi dinlenmek istiyorum. Sonra açıklarım " diyip banyoya girdim. Yavaşça küvetin içine girdim. Bora sen deli misin? Sabahtan beri tanıdığın bir kızın çantasının yerini söylememek için dayak yedin. Üstüne de olanları yalan yanlış anlattın. Gerçekten geri zekâlısın. Bunları düşünürken dinlenmiştim ve kendime gelmiştim. Odama geçip kendimi yatağa bıraktım. Gözlerimi kapatıp uyumayı bekledim. Uyandığımda yatağa girerken giyinmediğimi fark ettim. Yataktan kalkıp giyinmeye başladım. Giyinirken aklıma dank etti bugün işlediğimiz dersleri dinlememiştim hepsine çalışmam gerekiyordu. Çantamı açtığımda bir not gördüm.

Beni korumaya çalışman çok hoştu. Teşekkür ederim. Saat 18.00'da... Mum's café'ye gel.

Seninle konuşmam gerekiyor.

I.Ü.

YOLCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin