BİR TEKLİF

12 0 0
                                    

                Beni korumaya çalışman çok hoştu. Teşekkür ederim. Saat 18.00'da... Mum's café'ye gel.

Seninle konuşmam gerekiyor.

I.Ü.

Bu ne anlama geliyordu. Onu korumaya çalıştığımı nereden anlamıştı.

"Anne ben çıkıyorum." Gitmeye karar vermiştim. Merdivenleri inerken. Annem önümü kesti. "Oğlum önce bugün olanları anlat. Sonra çıkarsın." Düşünmeyi bırakıp aklıma gelen ilk bahaneyi öne sürerek annemden kurtulmaya çalıştım. "Anne benim bir kızı kafede yalnız bırakmamı ister misin? Bence istemezsin. Şimdi çıkıyorum görüşürüz." Hızlıca merdivenlerin kalan basamaklarını indim ve evden çıktım. Mum's cafe yürüme hızıyla 5 dakikaydı. Ama nedense koşarak gittim. İçimden bir his geç kaldığımı söylüyordu. Ama nedense Irmak bilerek geç gelecekmiş gibide hissediyordum. Kafe girdiğimde gözlerim Irmağı arıyordu.

Göremeyince garsona saati sormaya karar verdim. "Affedersiniz saat kaç acaba? " Garson pek bir espritüeldi. "Efendim saat bir yere kaçmıyor. Ama isterseniz yakalarım." Sinirimi bozmuştu. Tam adamı bozacakken sırtıma biri dokundu. "Benden erken gelmişsin. Aslında bende 20 dakika geç kaldım ama neyse." Sinirimi içime atıp arkama döndüm.

Irmak beyaz bir T-shirt ve beyaz bir kumaş pantolon giymişti. "Irmak zaten bende yeni geldim yani geç kalmadın." Irmak kıkırdayıp "Gel oturalım." Irmak cama ve göze en uzak masaya geçti. Irmak ikimiz içinde çikolatalı kek ve portakal suyu sipariş etti. Garson uzaklaşınca konuşmaya başladı"Geç geleceğimi anlamıştın değil mi?" İç sesim haklıymış be. "Aslında içimde öyle bir his vardı. Doğruymuş." Sorgulayıcı bakışlarla "Bugün beni neden korudun." Bende bilmiyorum. Yine düşünmeden aklıma gelen ilk bahaneyi sunayım önceden işe yaradı. Umarım yine işe yarar. "Yapmam gerekiyormuş gibi hissettim. Bende yaptım. Yoksa yapmamam mı gerekirdi? Irmak hanım. " Şüpheci bakışlarla "Siber güvenlik hakkında ne biliyorsun? " Neden konuyu değiştiriyorsun. Bir dakika bir dakika az önce siber güvenlik mi dedi? "Pek bir şey bilmiyorum. Sadece ortaokulda öğretilen bir iki şey var. En fazla yeni başlamış birinden bilgilerimi koruyabilirim. Neden sordun?" arkama doğru bakarak ayağa kalktı "Merhaba baba işte merak ettiğin çocuk." Omzumda bir el hissettim. "Kızım sanki biraz makyajın akmış." Irmak paniklemiş gibi yaparak masadan kalktı ve lavabolara taraf gitti. Babası karşıma geçip oturdu. "Merhaba ben Mustafa Üstüner. Sen Borayı mı tercih edersin yoksa Hayatoyununu mu? Seni bulmak gerçekten zor oldu." Nerede hata yaptım? Beni bulması imkânsızdı.

"Borayı tercih ederim. Merakımdan soruyorum beni neden bulmak istiyordunuz ki?" Ciddileşerek "Numara yapmayı kes ikimizde biliyoruz ki geçen yıl Üstüner Holdingin sistemine sızdın." Biraz daha numara yapsam. "Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Şuan beni çok büyük bir suçla itham ediyorsunuz." Kendinden emin bir tavırla "Sen Hayatoyunu olduğunu az önce kabul ettin." Acaba şuan hata mı yapıyorum? Hayır yapmıyorum.

Aşırı sinirlenerek ayağa kalktım ve masaya vurarak "Evet, ben oyuncu kimliğimi kabul ediyorum. Ama sırf oyun oynuyorum diye beni hırsızlıkla suçlayamazsınız. " Bence artık inandı. Şimdi son perde Sakinleşerek "Ben lavaboya kadar gidiyorum lütfen gelene kadar suçlamanızı düşünün ve hatanızı anlayın" Lavaboya gittim. Mekânın internetine telefonla bağlandım ve 2 saat önce gönderilmiş gibi gözüken bir mail oluşturdum. IP adresimi saklayarak Mustafa Üstüner'e şirket yönetim kurulundan mesaj attım.

Bugün ben olduğumu zannettiğin bir çocukla konuşacaksın. Ama maalesef o ben değilim. Senin bilişim ekibin çok aptal bence değişmelisin. Bir isim benzerliğinden oyun hesabını ben zannettiler değil mi? Bu arada ben sizi uyarmıştım. Son ihale bilgilerini sistemden sileceğim. Bu küçük bir uyarı bir daha benim peşime düştüğünüzü anlarsam tüm sistem gider:}

Sonra kendi gerçek adresime mail atıp Mustafa Üstünerin neden maili hala okumadığını soran bir mail attım. Ellerimi yıkayıp içeri geçtim. Irmak da masadaydı babasıyla konuşuyordu. Biraz panikle maili Bay Üstünere gösterdim. Hemen elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Maili açınca gülümsedi ve elini uzattı. "Bora oyun bitti." Nasıl? "Sen sisteme saldırdığın saatte aktif olarak internet kullanan yerler tespit edildi. Sonra internet geçmişleri incelenerek listeyi giderek küçülttük sonra Proxy sistemi aktif olan bilgisayarlar tespit edildi. Listede 20-30 kişi kalınca onların bilgisayarlarında çalınan veriler var mı diye araştırıldı sadece iki bilgisayarda veriler tespit edildi ikiside birbirine bağlı olunca Hayatoyununu yakaladığımıza emin olduk." İki bilgisayar mı bağlıydı? Başka kim bağlıydı ki?

Ben bunları düşünürken rkamdan gelen sesle olduğum yerde kaldım. "Merhabalar siz Mustafa Üstüner olmalısınız sizin çalışmalarınızın büyük bir hayranıyım." Bugün Pırıl ile da buluşacağımı unuttum. "Merhaba adın Pırıldı değil mi? " Pırıl o sırada yanımda ki koltuğa oturmuştu. "Evet efendim benim adım Pırıl da siz bunu nereden biliyorsunuz?" Bay Üstünerin suratında gülümsemesi oluştu. "Sen gelmeden önce bende Boraya bunu anlatıyordum." Bana dönerek "Bora suç ortağında geldiğine göre artık sisteme sızdığını reddedemezsin." İkinci bilgisayar Irmak mıydı? Ben tamamen donup kalmıştım. "Bora sana bir teklifim var."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YOLCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin