İyi okumalar ballar.🍯
Sonat
Bazen insan kendini fazlaca yalnız hissediyordu. Bu kalabalığın içinde yalnızlık çok sertti.
Sonra bu yalnızlığı benliğinden sömüren bir yüz beliriyordu karşısında, uğruna her şeyi verebileceği, sevgisini ondan asla sakınmayan bir yüz. O yüz benim için Çağdaş'ın yüzüydü.
Dün Tuna bizi evine davet etmişti ve kimse olmadığı için biraz kafa dağıtmıştık. Çağdaş alkolü biraz fazla kaçırıp uyuya kalmıştı öylece onu kucağıma alıp Tuna'nın uyumamız için gösterdiği odaya götürüp yatayın üzerine bıraktım yavaşça.
Üstündeki çeketi ve altındaki pantolonu çıkarıp pikeyi üstüne çektim Çağdaş'ın. Öylece yanına uzanıp onu izlemeye başladım.Onun başına bir şey gelme ihtimali beni çok derinden etkiliyordu. O yüzden bu düşünceleri aklıma geldiği anda hemen kovuyordum.
Uzun zaman sonra yüzünü daha iyi inceleme fırsatı bulmuşken. Daha da yaklaştım ona. İşaret parmağımı yüzünde gezdirmeye başladım. Burnu, çenesi, dudakları hepsini aklıma kazımaya kararlıydım. Gözlerimi kapattım ve yüzünü parmağımla incelemeye devam ettim.
O benim,bir dakika sonra neler olacağını bilmediğimiz hayatta en değer verdiğim kişiydi. Beni koşulsuz seven ikinci kişiydi diğeri annemdi tabi o benim annem kadar değerliydi benim için. O yüzden onu gözümden bile sakınırdım ben. Ve sakınmaya devam edecektim...
Çağdaş
Uyandığımda başımın ağrısı tüm vücudumu titremişti resmen. Gözlerim yavaş yavaş aralanırken yanağımdaki eli fark ettim. Başımı sola doğru çevirdim. Sonat, benim Sonat'ım. Beni bu odaya getirmiş ve yanımda uyuya kalmış olmalı. Yanağımdaki incecik parmaklarını yavaşa dudağıma götürüp naif bir öpücük kondurdum. Biraz onu izledim. Sarı saçları dağılmış, dudağını uzatmış uyuyordu. Bu hali çok tatlı gözüme. Etrafıma biraz bakındım ve yatağın ucundaki pantolonumu aldım cebinden telefonumu çıkarıp ön kamerayı açtım. Ve ona biraz daha sokulup fotoğrafımızı çektim.
Çok tatlı olduğu için duvar kağıdı olarak koydum hemen. Bu arada saate baktım.
Saat 06:26 idi. Sonat'a tekrar döndüm ve onu ne kadar çok sevdiğimi düşündüm onu tanıyalı on ay falan olmuştu ve bu on ayın her günü bir anı olarak bizim için kalacaktı. Onunla bir ömür geçirmek istiyordum. Bu düşüncelerle yüzüme oturan tebessüm aşkın en büyük simgesiydi. Sevdiğim adama yaklaşarak yanağına bir sulu bir öpücük kondurdum. Ve pantolunu altıma geçirip odadan çıktım. Salona doğru ilerledim.Aykut ve Tuna koltukla uyuya kalmışlar. Onlara bakıp çok yakışıklılarını fark ettim. Ve gülümsedim. Masadaki şişelere bakıp göz devirdim. Fazla kaçırmıştım ve kafan kazan gibiydi şuan. Mutfağa doğru ilerleyip bir poşet buldum ve tekrar içeri geldim. Şişeleri yavas bir şekilde poşete doldurmaya başladım fakat biri elimden kaydı ve çok yüksek olmasa da ses çıkarmıştı.
Gözümü hemen uyuyan çifte çevirdim. Aykut sesten rahatsız olmuş ki yüzünü buruşturdu. Sonra Tuna'nın yanağına bir öpücük kondurdu bana bakıp gülümsedi. Yavaşça yerinden kalktı.
"Napıyorsun"diye sordu. " Etrafı biraz toplayıp kahvaltı hazırlayacaktım kusura bakma kanka uyandırdım seni de"
"Yok önemli değil, Sonat uyuyor mu?
"Evet uyuyor. Kafam kazan gibi biseyler yemem lazım o yüzden kalktım bende""Tamam hadi birlikte hazırlayalım" dedi gülümseyerek. Elimdeki son şişeyi de poşete koydum ve poşetin ağzını bağlayıp çıkış kapısının yanına koydum.
Sonra mutfağa Atkut'un yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK GÖRÜŞ (GAY)(TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteKiprikleri uzundu saçları kumral, dudakları dolgun -aahh insanın öpesi geliyor-, yüzü bebek gibi çenesi ve burnu yüz hatlarına çok uyumlu şekilde duruyor. Bu çocuğun peşinde birsürü kız geziyor olmalıydı bende kız olsam kıçından ayrılmazdım. Bi anda...