0.0🌻

34 6 3
                                    

Her sabah olduğu gibi sıkıcı bir günün başlangıçıydı alarm sesim ve ben güne başlıyorduk.
  Odanın çok aydınlık olduğunu düşünüp
'Yeterince karanlık değil' dedim ve yorganı üstüme çektim susturduğum bakır çalar saatim tekrardan çalmaya başlamıştı o çaldıkça deliriyordum usulca yorganımdan kolumu çıkartım ve bakır saate vurdum yere düşmüştü çokta umrumda olmazdı.
  Yaklaşık 5 dk sonra yatığım yerden kalktım ve yatağımda oturarak cansız duvarlarımı izlemeye başladım bu benim için artık rutin olmuştu. Dün gece ilaçlarımı almayı unutmuştum bunuda pek dert etmemiştim 'ölsem kimin umrunda olurdu ki sanki' diye içimden geçirdim gerçekten kimin umrunda olurdu eminim arkamda bir ay yas tutup geri kalan bir haftada akılarına gelirdim ve boom  deniz kimdi diye düşünürdü su içmek için sürayi'yi kaldırdığımda yere düşme sesi kulaklarımı çınlatmıştım uzun zamandır böyle bir ses duymamıştım tek başıma sadece nefes aldığım evimde tabi alarmımı unutmamalıyım.

Yataktan kalktım ve duvarlarıma dönerek ' Günaydın duvarlarım, günaydın sevgili saatim, günaydın dolabım, günaydın yatağım'  yavaş adımlarımla oturma odasına işerledim ve tavana bakmaya başladım işte intihar ipim ordaydı ama bunu yapmıyordum hem ölmek istiyor hemde ölemiyordum bu beni daha da sinirlendirmişti.
  Usulca yatığım yerden kalktım. Banyoya doğru yavaş adımlar atıyordum kapıyı açtım ve şişmiş göz altlarıma baktım ruhsuz yüzüm kırmızı dudaklarım uzun saçlarım vardı sinirimi bozmuşlardı saçlarıma kıyamıyordum kıyamazdım 'saçlarımı çok severdi' dedim gözümden bir yaş düşerken. Küvete doğru ilerledim ve suyu açtım akan suya bakıyordum tıpkı benim gibiydi hızlı ve temiz akıyordu hayatı 'temiz' diyip kendimce komik olan espirime kahkaha atım. Küvetin tıpasını takıp işime yani aynaya geri dönmüştüm yani ayna karşısında kendimi izlemeye ama daha fazla bu görüntüme dayanamamış bir haşinle cam sabunluğu alıp aynaya fırlatım bunu ilk yapışım değildi  arkamı dönüp göz yaşlarımın düşmesine izin vermiştim. Umursamamıştım en sevmediğim huyum hiç bir şeyi umursamazdım. Usulca üstümdekileri çıkarıp bir kenera atmıştım küvete ayaklarımı soktum ve bu sever küvete uzanmak yerine dizlerimin üstüne oturdum hala ağlıyordum gözümdeki damla küvete düşerken kendi kendime 'göz yaşlarımla koca bir havuz dolardı' dedim ve kafamı suya soktum nefesiz kalmaya başlayana kadar kafamı sudan çıkarmadım çıkarmazdım da içimden saymaya başladım
'1,2,3' diye gidiyordu bu sefer  dura bildiğim kadar uzun kaldım kendime bu acıyı yaşatıp tekrardan hayata geri dönüyordum  ne kadar garip biriyim diye düşündüm eğer başka biri beni böyle görse deli falan olduğumu düşünürdü suyun içinde gülmeye başladığımda genzime su kaçtığında birden küvetin kenarlarına tutunup kendimi kaldırdım öksürmekten ciğerlerim çıkıcaktı nerdeyse bir şekilde kendimi toparlayıp küvete yatmaya devam ettim. Saat kavramım olmadığı için banyo da ne kadar kaldığım hakkında bir fikrim yoktu Ellerim ve ayaklarım sudan dolayı fazlasıyla buruşmuştu. "Bu kadar yeterli" diyerek küvetten çıktım. Havluyu gövdeme sardım. Kırdığım aynanın parçaları her yeri kaplıyordu ama ben önemsemeden üzerlerine basarak yürümeye başladım. Banyodan çıktığımda yerde kanlı ayak izleri oluşturuyordum. Odama ilerlemeye başladım dolabımın önünde durup ayağımdaki kesiklere baktım çokta derin kesikler değildi.
Dolabımın kapağını açtım elimi dolabın içine soktum rasgele seçtiğim kıyafettimi üstüme geçirip mutfağıma doğru ilerlemeye başladım. Dolabımı açtım ve ilk gözüme çarpan kıyafetimi giydim.

   Mutfağıma doğru ilerledim mutfağıma baktım ve evimin ne kadar dağınık olduğuna bunu pek dert etmezdim ama artık adım atıcak yer yok gibiydi.
   İçimden acaba temizlesem mi diye düşündüm tabiki bu uzun sürmedi vazgeçtim.
  Dolabın kapağını açtım mısır gevreğimi aldım kaseye döktükten sonra evde süt olmadığını fark ettim evde nasıl süt olmazdı ki  herseyimi depolamıştım oysaki 'dışarı çıkma vaktin geldi' hem anksiyetemden kaynaklı hemde insanlardan sıkıldığım için dışarı çıkmamaya başlamıştım.

    Ayakkabı dolabına ilerledim kesik olan ayaklarım'a baktım birde kendime ayakkabılarımı giydim.
   Kapıyı açtım
   Kapıyı kapatım merdivenlere doğru ilerledim karşı komşum merdivenden yukarı doğru çıkarken.
  Merhaba kızım dedi.
  Kadının suratına baktım ve tekrardan aşağı inmeye devam ettim. Kimseyle muhabbet edicek durumda değildim nede olsa. 
  Lanet oldun ki bu berbat apartman'da oturuyorum.

  Dışarı adımımı atığımda gözümü kıstım uzun süredir gün ışığı görmememin etkisi   vardı.

  Markete doğru koşmaya başladım nefes nefese kalana kadar koştum insanları umursamadan korna sesleri duymadan çarptığım insanların 'dikkat etsene' dediklerini umursamadan koştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Markete doğru koşmaya başladım nefes nefese kalana kadar koştum insanları umursamadan korna sesleri duymadan çarptığım insanların 'dikkat etsene' dediklerini umursamadan koştum.
  Marketin önüne geldiğimde bir adam vardı etrafı kolaçan ediyormuş gibiydi bir kaç saniye soluk soluğa onları izledim gariptiki arada onlarında bana baktığını gördüm ben olsam deli gibi  nefes alıp veren saçları hala ıslak bembeyaz suratlı yemek yememekten kibrit çöpü gibi kalmıştım adeta tıpkı herkes için ilk başta bir ışık kaynağı sonrasında da değersiz bir kül gibiydim (dkkedlNEYldld)
İçeri girdim adama kısaca bir bakış atım
onu izlemeye başladım kendimi casus gibi hissediyordum gerçekten'de .

   Adam rafların arasında dolaşıyordu ki bir anda silahını çıkardı ve etrafa ateş etmeye başladı bu hoşuma gittmiş gibi adamın yanına doğru ilerledim adam beni fark ettiğinde gözlerimiz birbirini buldu hayatımda gördüğüm en güzel yüzdü sanırım saçları dağınık siyah dar pantalonlu siyah boğaz kazaklıydı üstüne giydiği krem rengi paltosu ona ayrı bir hava katmıştı sanki bir hırsız için biraz fazla iyi giyiniyormuşum. Dedim.

   Yanına yaklaşmaya devam ettiğimde silahı bana yönlendirdi bir yandan da diğer çocuk kasadaki paraları alıyor ve sigaralarıda bir  torbaya koyuyordu herşey çok hızlı olurken çocuğun yanındaydım size yardım edicem diyip silahı elinden aldım bir anlık şokla gözlerimiz tekrardan birbirini buldu bana alaycı bir kahkaha atı ve silahı elimden çekti.
Öyle bir gülmüştü ki sanki daha önce birini gülerken görmemiştim içimdeki solmuş çiçekler yeniden açmıştı siyahtan beyaza dönmüştü onun küçük bir tebessümü bile beni benden alırken kahkasını duymak nasıl hissetirirdi bilmiyorum.

    Kafamı kaldırıp yüzüne daha fazla baktım.
- Seni tanımak istiyorum dedim
Azımdan nasıl böyle bir şey çıkmıştı gülüşünden bir insanı tanımak istemem garipti çoğu insana göre kimin umrunda olur ki .

-Bak hayatıma çöp gibi yaşamaya devam etmek istemiyorum izin ver yardım ediyim dedim ve
   —Çabuk dışarı çık saklanıcak biryerler ayarla.

Dediğini yapıp hızlı adımlarla kapıya koştum



















Selam bu garip hikayemi okuduğunuz için teşekkürler
Vote yorum artık ne yapıyosanız
❤️❤️❤️

Beyaz alık ve siyah maske Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin