Louis
Kollarımın arasındaki güzel adamın ipek gibi olan saçlarını sevmeye devam ederken dolgun dudaklarındaki tatlı gülümseme içime işleyip oradan kalbime ulaşıyordu.
"Saçlarını seviyorum." kelimeler dökülüp gittiğinde kirpikleri usulca titremişti.
"Dokunuşlarını seviyorum." fısıltısıyla gülümsedim. Saçlarını geriye attırıp zarif boynunu açığa çıkardığımda burnumu değdirip mırıldandım.
"Seni üzdüm mü güzelim?"
"Birazcık ama geçti." geri çekilip gözlerimi gözlerine diktiğimde aklımı kaçırabilirdim. Bedenimde açığa çıkardığı hisler canımı yakarken aynı zamanda sonsuz bir mutluluk veriyordu. Canımın yanmasına rağmen hep benimle olmasını istiyordum.
"Özür dilerim." boynuna küçük bir öpücük bırakıp güzel kokusunu içime çektim. Gül kokusunu ondan başka kimsede düşünemiyordum. Sadece onun için olan bir kokuydu sanki.
"Biliyor musun?"
"Neyi?"
"Çok hoşuma gidiyorsun." zarif parmakları saçlarımı bulup yavaşça başımı kaldırdı.
"Beni tanımıyorsun bile." gözleri gözlerimi bulduğunda içim sıcacık oldu.
"Tanımak için önümde koca bir ömür var." birkaç saniye öylece gözlerime bakarken alt dudağına dişlerini geçirip kollarını boynuma sardı. Belinden kavrayıp bedenini bedenime yasladığımda başımı boynuna sakladım.
Tüm saniyelerimi orada geçirebilirdim.
"Burayı seviyorum." kıkırtısı ruhumu gökyüzüne çıkarırken geri çekilip güzel yüzünü odaklandım.
Yanaklarında beliren gamzeleri, kısılan gözleri, kaybolmuş yeşil incileri, titreşen kirpikleri ve ona ait tüm küçük güzel şeylerine sevgiyle bağlanmıştım. Bu görüntüyü ömrümün sonuna kadar izleyebilirdim. Her bir anını kaçırmaz tek bir kelime bile etmezdim.
"Harry?"
"Efendim?" oturur pozisyona geçtiğimde doğrulup yatak başlığına yaslandı.
"Benimle olmanı istiyorum." gözleri irileşip şaşkın bakışlarla bakmaya başladığında gülmemek için alt dudağıma dişlerimi geçirdim.
Çok tatlıydı.
"B- ben ne?"
"Benimle olmanı istiyorum gül güzelim."
"Louis be..."
"Evet kolay olmayacak. Zor olacak. Gerçekten zor olacak ve bunu her gün yaşayacağız. Ama ben bunu istiyorum. Çünkü seni istiyorum. Senin tamamını sonsuza dek istiyorum." elimi uzattığımda dudaklarından dökülen titrek nefesleri içimi yakıyor buğulanmış yeşil incileri ise mavilerimi kesip geçiyordu.
"Canımı yakıyorsun." kırık sesinden çıkan kelime dizisi tenime batırılan yüzlerce iğne etkisindeydi.
"Canımı yakıyorsun Louis." elimi indirdiğimde kalbimdeki soğukluğu atabilmek için yavaşça yutkundum.
"Canımı çok yakıyorsun Louis." kalkmak için ileri atılırken boynuma sarılan bir çift kol ile duraksadım. Parmakları saçlarımı bulurken bedenini kucağıma bırakmış dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı.
Şehvet kokan bir öpücük değildi. Masum, sevgi veren, aşk kokan bir öpücüktü.
Belinden kavrarken dudaklarını geri çekip alnını alnıma yasladı. Kalbimi yerden yere vurduğu yetmiyormuş gibi tenimi alevler içinde bırakmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE AGAIN
Fanfiction"Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.."