Egomla boğulan canım knkm havin yardım etti~
Jeongyeon'dan:
Parkta oturmuş huzurlu huzurlu çocukları izliyorduk. İzliyorduk dedim çünkü yanımda o vardı. O yanımdayken kendimi çok huzurlu hissediyordum, neden bilmiyorum ama o olmadan bi hiçim.
Kafamı gülümseyerek ona çevirdiğimde çocukları izliyordu. Muhtemelen ona baktığımı farketmemişti. Ondan gerçekten çok hoşlanıyorum, herşeyimi verebilecek kadar çok seviyorum onu...Nayeon'dan:
Kendimi çok kötü hissediyorum, Jeongyeon'a kafasında hayal ettiği şeyin gerçek olmadığını söyleyemediğim için kendimden nefret ediyorum. Şu an bankta oturmuş tek başına çocukları izliyor, yanına dönüp tebessümle birine bakıyordu. Kafasında hayal ettiği çocuğu görüyordu belkide...
Ben ise elim kolum bağlı, gözlerim dolu dolu onu izliyordum. Yanına gitmeli miydim?Bilmiyorum...
Keşke ona söyleye bilsem, keşke böyle olmasa, keşke...
Her neyse, Jeongyeon'dan böyle bişeyi saklayamam. Ben onun en yakın arkadaşıyım, ona bu kötülüğü yapamam.
Koşarak Jeongyeon'un ablasının yanına gittim. İki ablası var ve onlarla beraber yaşıyor, onların izni olmadan söyleyemezdim.Evin önüne geldiğimde soluk soluğaydım. Derin derin nefes aldım ve kapıyı çaldım.
Tahmin ettiğim gibi Seunyeon kapıyı açmıştı.
Seungyeon:
- Nayeon-shi iyi misin?- Se-seungyeon Jeongyeon'a söylemeliyiz!
- Nayeon ona biraz zaman vermeliyiz, direk söylersek çok üzülür.
- Gerçek olmayan birine aşık, ben onun en yakın arkadaşıyım. Bunu gördükçe içim içimi kemiriyor. Jeongyeon olmayan biriyle konuşuyor. Seungyeon nolur ona söyleyelim.
- Nayeon hadi eve git, ben ve Seo Yeon ona söylemeye çalışıcaz... Sana söz veriyorum.
- Peki...
Yavaş yavaş yürümeye başladım. Mutsuzdum, keşke Jeongyeon'un hayal ettiği çocuk gerçek olsa...
Hayal ettiği çocuğu ben bile görmedim, gören tek kişi Jeong'du. Adını dahi bilmiyorum Jeong'a sormalıyım.
Bu düşünce yüzümde tebessüm oluşturmuştu.Ne diyorum ben? Ne adından bahsediyorsun Nayeon? Ah! Neyse, umarım Seungyeon ona söyler.
Üzülmesini istemiyorum ama onun için en iyisi bu olucak...Jeongyeon'dan:
El ele tutuşmuş eve ilerliyorduk. Elimden tutunca kalbim durucak gibi olmuştu. Eve yaklaşmıştık, Jimin kapıyı çaldığında kapıyı ablalarımdan biri açmıştı. İçeri girdik. Jimin hemen odaya çıkmıştı, ablam Seo Yeon beni kolumdan çekiştirerek içeri soktu. Benimle bişey konuşucaklarmış.
Seo Yeon:
- Jeongyeon, sana bişey söylemeliyiz..- Tabi abla söyleyin.
Seungyeon:
- Jeong, lütfen bunlar seni üzmezin tamam mı? Biz hep senin yanında olucaz.- Abla, korkmaya başladım noluyor?
- Jeongyeon senin aşık olduğun çocuk var ya hani.. Jimin..
- Evet?
- Senden sakladığımız bişey var Jeongyeon, lütfen bunun için bize kızma bunu bilmeyi hak ediyorsun...
- Abla söyliyicekmisin?
- Jeong senin 3 senedir bir hastalığın var.
İstemsizce gözlerim dolmuştu.
- N-ne hastalığı?
-...- Ne hastalığı dedim!
Seo Yeon:
- Olmayan şeyleri görüyorsun, Jimin de olmayan ve sadece senin gördüğün biri...Seungyeon:
- Onu hiç görmedik Jeong, sen üzülme diye sana söylemedik..Hıçkıra hıçkıra ağlayarak evden çıktım. Koşarak yolun götürdüğü yere gittim.
Jimin bi hayalmiydi? Her zerresine aşık olduğum çocuk hayal miydi yani?O ye! Yeni bölüm kuzular :)
Oy ve yorum lütfeen :)
428 kelime :)❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Not Real [Jeongmin]
FanfictionSen sadece bir hayalsin, gerçek değilsin ve hiç gerçek olmayacaksın... - Yoo Jeongyeon -