Ağlamamı durduramıyordum, böyle durumlarda bana en iyi gelen kişinin yanına gitmeliydim, Nayeon'un. Nayeon en iyi dostum. Muhtemelen bilmiyor bunları ona anlatmam lazım...
Ağlayarak hızla koşuyordum, hıçkırıklarım durmuyordu... Ağlama seslerimi diğer sokaktakiler duyuyor olsa gerek...Aniden birine çarptım, dizlerimin üstüne çökmüştüm, daha fazla gücüm kalmamıştı... Başımı öne eğip ağlamaya başladım. İçimden sessiz sessiz
"Jimin" diye sayıklıyordum. Gözlerim istemsizce kapandı, sadece ben ve yanağımdan süzülen göz yaşları vardı...
Sonrasında biri yanıma çöktü ve düşünce yaralanan ellerimdeki toprakları üfleyerek iyi olup olmadığımı sordu. Kafamı kaldırıp elime üfyen çocuğa baktım.Çocuk:
- İyi misin? Ahh, sakarlığım için özür dilerim.- Ji-jimin!?
- Adımı ner-
- ÇEKİL!
Onu ittirdim, hızla ağlayarak koşmaya başladım. Geriye doğru düşmüştü canı yanmıştır...
Yine o hayalden görüyordum! O gerçek değildi ki, o çocuğu bile Jimin sanmıştım...Koşarak Nayeon'un evine gittim. Hem ağlıyordum, hemde hızla kapıyı çalıyordum. Söylenerek kapıyı açtı. Beni ağlarken görünce şaşırmıştı.
Nayeon:
- Jeongyeon-shi noldu? Neyin var?Hiç bişey demeden sadece oracıkta ona sarıldım, tekrar sorduğunda cevap vermek için zorluyordum kendimi...
Zar zor cevap vermiştim..
- O bir hayalmiş..
Nayeon:
- Jeong anlamıyorum noldu? anlat hadi.İçeri geçmiştik, ona baştan sonra herşeyi anlatmıştım. Yolda çarptığım çocuğa kadar, herşeyi.
Nayeon'dan:
Jeongyeon geldiğinde çok üzgündü. Galiba ona söylemişlerdi. Bilmiyormuş gibi davranmalıydım, anlattıkları şeyler yüzünden gözlerim dolmuştu. Ona sımsıkı sarılmıştım, hiç bir şey diyemiyordum.. Üzülmesi çok doğaldı.
- Jeongyeon-shi nolur üzülme artık, birazdan Jungkook ve bir arkadaşı gelicek kafanı dağıtırsın sende..
Jeongyeon:
- Yok, ben istemiyorum. Sen Jungkook'la keyfine bak ben senin odanda biraz uyumak istiyorum.- Jeong, hadi ama lütfen. Sen üzgünken nasıl iyi vakit geçirebilirim ki?
- Nayeon unnie sen sevgilinle biraz vakit geçir uzun zamandır konuşmuyorsunuz, benle sonrada geçirirsin hem istemiyorum.
- Beni mi kırıcaksın?
Yine o tavşan taklidini yapmıştım, ona asla hayır diyemezdi ki diyemedi de zaten.
- Peki, tamam.
Jeongyeon'dan:
Aradan baya vakit geçmişti, Jungkook ne zaman gelicek? Çok sıkıldım ve mutsuzum.
Ama Nayeon az da olsa beni anlamıştı, içim çok olmasada rahatlamıştı.
Ben bunları düşünürken kapı çaldı. Jungkook geldi galiba diye bağırarak kapıyı koştum.
Nayeon yukarıda bişeyler hazırladığı için duymamıştı kapının sesini.
Kapıyı açtığımda ellerinde poşetlerle can çekişen bir Jungkook görmüştüm. Ellerindeki poşetleri almıştım."Selam!" Sesiyle kafamı kaldırıp Kook'a baktım, yanında gördüğüm şeyle şok olmuştum.
- Se-sen? N-ne?
Elimdeki poşetleri birden yere bıraktım. Şok içindeydim.
Yeter artık çık aklımdan!
Yeni bölüm! Oy ve yorumlarınızı bekliyor olucağmm:)
374 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Not Real [Jeongmin]
FanfictionSen sadece bir hayalsin, gerçek değilsin ve hiç gerçek olmayacaksın... - Yoo Jeongyeon -