Bölüm 1 (Parça 5) - Uygar, Sevda İle Evlenmek İstiyor

57 2 0
                                    

İlk olarak evin içinde Köksal, Hayriye ve evin sahibi Uygar görülür. Köksal:
" Çok sağolun Uygar Bey. Siz olmasanız biz ne yapardık? "
Uygar Bey aferin gibi bir şekilde başını sallar. Sonra Hayriye hemen lafa atlar:
" Çok teşekkür ederiz Allah sizi darda bırakmasın Uygar Bey. "
Sonra Uygar:
" Rica ederim. Rica ederim. Bunlara hiç gerek yok. Sevda için ne yapsam az. "
Sonra Köksal:
" Az olur mu canım? Daha ne yapacaktınız? Evimizi hacizden kurtardınız. Bütün borçlarımı ödediniz. Bütün bir ömür çalışsam sizin hakkınızı ödeyemem. "
Sonra Uygar destekçi bir şekilde Köksal'ın dizine dokunarak:
" Köksal Bey. Sen benim sevdiğim kızın babasısın. Eğer Sevda ile evlenirsek benim de babam olacaksın. Onun için aramızda borcun harcın lafı olmaz. Krallar gibi yaşayacağız. "
Sonra her iki anne ve baba gibi Köksal ve Hayriye başını salladı. Sonra Uygar lafa devam eder:
" Da. Sevda bir an evvel evet derse. "
Sonra Köksal korkulu bir şekilde Hayriye'ye bakmaktadır. Sonra Köksal:
" Der tabii. "
Sonra Hayriye hayret eder nasıl evet diyecek istemeyecek gibi bir bakış atar. Sonra Köksal:
" Diyecek. Yani sizin bizim için yaptıklarınızı o da biliyor. "
Sonra Uygar başını sallar. Sonra Köksal:
" Değil mi Hayriye? "
Sonra Uygar da Köksal da Hayriye'nin yüzüne bakar ne cevap verecek diye:
" Tabii tabii. Tabii elbette. "
Sonra Köksal aferin gibi bir ifadeyle başını sallar. Ondan sonra mutlu bir şekilde eve doğru gelir. Anlaşılan o ki marka yüzü seçilmiş. Mutlulukla kapıyı açar ve Uygar'ın evde olduğunu arabasından anladı. Sonra Sevda:
" Bunun ne işi var yine burada ya? "
der kızgınlıkla. Hemen içeri girer. Uygar:
" Ya bir türlü nikah masasına oturamadık. Şu tarihi belirlesek artık diyorum. "
Köksal:
" Evet. Yani siz belirleyin biz uyarız Uygar Bey. "
Sonra Uygar başını sallar ve Sevda kapıyı açar ve içeri girer. Uygar sonunda Sevda'yı görür. Sonra Hayriye:
" Hah. Sevda. "
Köksal ve Hayriye gülen yüzlerle bakar. Sevda ise hızlı bir şekilde merdivenlerden yukarı çıkar. Ama Uygar Köksal ve Hayriye şaşırır. Hayriye de onunla bir konuşayım şeklinde o da yukarı çıkar. Sonra seslenir:
" Sevda. Kızım. "
Sonra vizyonlarda Sevda görülür. Hızla odasına gider. Kapıyı sertçe kapatır ve ceketini çıkarır. Uygar da Sevda'nın bu tavrına üzülür. Köksal da utanır. Hayriye de bakakalır. Sonra Hayriye:
" Hay. Duymadı herhalde. "
Köksal da hemen lafa atlar:
" Tabii canım. Sizi görmedi galiba. "
Ama Uygar'ın içine bir his kapılır. Sonra:
" Peki. O zaman bana müsaade. "
Köksal:
" Estağfurullah. Buyurun. Ben sizi geçireyim. "
Sonra Köksal kızgın bir şekilde Hayriye'ye bakar. Hayriye de bir ah çeker.
Köksal:
" Yine bekleriz Uygar Bey. "
Sonra Uygar:
" Bu iş çok uzadı Köksal. "
Sonra Köksal bakın der demez Uygar lafa atlar:
" Benimle değil. Kızınla konuş. Onun için ne fedakarlıklar yaptığımı anlat ona. "
Sonra her ikisi başını salladı. Sonra Uygar arabasına biner. Köksal da güle güle gibi bir ifadeyle elini kaldırdı. Hayriye de dışarıya çıktı. Sevda da camdan bakar. Uygar'ın gittiğini görür. Sonra perdeyi kapatır. Köksal içeri hızla girer. Sevda da merdivenlerden aşağı iner. Köksal sinirle:
" Sen beni delirtmek mi istiyorsun Sevda? Ya tonlarca borcumuz var adama. Şimdi ona hoşgeldin tenezzül etmiyorsun öyle mi? "
Sonra Sevda:
" Ben o adamın niyetini biliyorum baba. "
Köksal:
" Neymiş niyeti ya? Seni seviyor. Seninle evlenmek istiyor. Ben de ona söz verdim. "
Sevda sorar:
" Söz mü? Ne sözü baba. Sen benim adıma neyin sözünü veriyorsun? "
Köksal:
" Sevda. Kızım bunu defalarca konuşmadık mı seninle? "
Sonra Sevda:
" Ben de her defasında ölürüm de o adamla evlenmem dedim Baba. "
der. Köksal:
" Evleneceksin. "
Sevda sert bir çıkış yapar:
" Evlenmeyeceğim. "
Köksal daha tiz konuşur:
" Gebertirim seni. "
Sonra Hayriye bu lafa karışarak:
" Köksal. Lütfen sakin ol. Ben konuşurum. Sen kıza kötü bir şey yapma şimdi lütfen. "
Köksal sorgulu bir şekilde:
" Niye bir şey yapayım? Ya o benim kızım. Girme aramıza. Sevda. Güzel kızım benim. Ya ben iflas edince abin bile sırtını döndü bana. Ama o adam gelip borçlarımızı ödedi. "
Sonra Sevda gözyaşları dökmeye başladı. Köksal devam etti:
" Eğer Uygar Bey olmayaydı şimdi sokakta kalmıştık biz. Bunları bilmiyor değilsin ki kızım sen. Ha? "
Sonra Köksal ve Hayriye gözyaşları ile Sevda'nın cevabını beklerler. Sevda:
" O adamla evlenmek benim için ölümden beter baba. "
Sonra dram başlar o ev için. Sevda lafına devam eder:
" Niye anlamıyorsunuz? Hem borcumuz varsa ne var? Çalışır öderiz. "
Köksal:
" İflas ettim kızım. İflas ettim. Bittim. Piyasada bittim artık. Anladın mı? "
Sevda:
" Tamam. Tamam ben çalışırım. "
Sonra Köksal Hayriye'ye bakarak:
" Ya duyuyor musun ne diyor? Ya kızım çalışıp ödenecek bir şey değil bu. Hem ne iş yapacaksın? "
Sevda mutlulukla:
" Hani size bir iş görüşmesine gideceğim demiştim ya? O iş oldu. Marka yüzü seçildim. Haftaya çekimler başlıyor. Sözleşmeyi de yapacağız. "
Köksal sorgulu bir şekilde:
" Ne diyor bu ya? Ne markası? Ne sözleşmesi? Ben kızıma namussuz bir iş yaptırmam. "
Sevda babasının dediklerini anlamsız bulmaksızın dediği laf:
" Marka yüzü olmak namussuzluk da kızını istemediği bir adamla para için evlendirmek namus mu baba? "
Köksal'ın ağzı açık kaldı. Parmağını kaldırarak:
" Sevda. Senin dilin çok uzadı Sevda. "
Hayriye lafa girer:
" Tamam Köksal bir sakın ol. "
Köksal:
" Kes sesini senin de o..... p.... çıkacak yakında. Oğlum da gırtlağına kadar uyuşturucuya bulaştı. Senin yüzünden. "
Köksal ve Hayriye arasında küfürlü bir kavga çıktı. Köksal tam bir tokat atacaktı karısına Sevda elini tutup sola attı babasını. Sonra:
" Yeter dokunma anneme. "
Köksal şoka girer. Sevda sert çıkışır ağlamaklı:
" Senden nefret ediyorum. Yap ya. Yap yad olsun bize baba yaptın mı bir daha yap. Senin kızın olacağıma keşke doğmasaymışım. Keşke ölseymişim. "
diye Sevda babasına ağır sözler söyler. Hayriye de onun saçını okşar. Köksal:
" Nankörsün sen ya. Nankörsün sen. Bunu senin burnundan fitil fitil getireceğim. Yürü. Yürü. "
Hayriye:
" Bırak çocuğu. "
Köksal Sevda'yı sürükleye sürükleye onu odasına atar. Kapıyı kapatır ve kilitler. Sonra:
" Aklı başına gelene kadar burada kilitli kalacak tamam mı? Yemek falan da yok. Biz Uygar Bey'le düğün gününü kararlaştıracağız. Bundan sonra ben ne dersem o olacak. "
der. Hayriye de:
" Zorla güzellik olur mu Köksal? Ha? İçerdeki senin kızın be kızın. Dur bir bekle bakalım Uygar Bey'de beklesin bir sabredin ya. "
Köksal:
" Sabrede sabrede bu hale geldi Hayriye. Artık bıktım yeter. "
Sonra kapıya dayanır. Ağlamaya başlar. Ve:
" Ne diyor duydun mu Hayriye? Bir an babalık yaptım mı bize diyor ya. Bana bana diyor. Ulan ben sizin için elimi kana buladım imansızlar. Elimi kana buladım ben. "
Hayriye:
" Ne diyorsun Köksal sen? Ne elini kana bulaması? "
Sonra ne dediğinin farkına varır. Sonra:
" Yok bir şey Hayriye. Yok bir şey. "
sonra gider. Sonra da Sevda görülür vizyonlarda. Sonra iç geçirmeye başlar. Sevda ağlamaklı:
" Allah'ım. Ben bunları hak edecek ne yaptım? "
diye sorar. 6. parçada görüşürüz.

Kimse BilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin